PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Günün Fıkrası



MoDaMinE
03-08-2010, 23:37
3 adam oturmuş eşlerine aldıkları hediyelerden bahsediyorlarmış .

Birincisi demiş ki, 'karıma öyle bir hediye aldım ki, 6 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.'
Diğer ikisi anlamamışlar. 'Ne aldın?' diye sormuşlar. 'Beyaz bir Porsche aldım. Çok mutlu oldu.' diye cevap vermiş.

İkinci adam demişki, 'Bende geçen doğum gününde karıma 4 saniyede 0'dan 100'e çıkan bişey almıştım.' Hemen anlamışlar tabi ki: 'Heey, yoksa Ferrari mi aldın?' Adam gülümsemiş: Evet, kıpkırmızı bir Ferrari aldım. Gerçekten de ona çok yakıştı.'demiş.

Bu sefer üçüncü adama sormuşlar: 'Peki sen ne aldın karına?' Adam demiş ki: Ben öyle bişey aldım ki; sadece 2 saniyede 0'dan 100'e çıkıyor.' Adam lar şaşırmışlar: 'Atıyorsun!' demişer, 'Öyle bir araba olmaz ki!' Adam cevap vermiş: 'Araba aldığımı kim söyledi? İşte bunu aldım demiş.

http://img193.echo.cx/img193/7475/adsz8oj.jpg

alizey
03-08-2010, 23:41
süper

MoDaMinE
05-08-2010, 17:07
Temel bir gün avrupaya gider.Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.

Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;

-"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?

Temel cevap verir;

-"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.

Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;

-"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;


-"Hayir ben içkiyi biraktim da.."

XANTHE
05-08-2010, 17:56
İki tane çiftçivarmış, biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış, bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar.. Adanalı tarlalarının büyüklüğüyle övünmek için başlamış :
- "Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyo biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz" demiş... Kayserili de bunun üzerine:
-Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık...[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

GUARD
05-08-2010, 18:08
Uçak düşmek üzereydi,5 yolcu ve yanlızca 4 paraşüt vardı…
İlk yolcu şöyle dedi:

“Ben Ronaldo’yum, Dünya’nın en iyi futbolcusuyum. Dünya futbolunun bana ihtiyacı var ve bu kadar hayranım varken ben ölmemeliyim."
İlk paraşütü kaptı ve uçaktan atladı…

İkinci yolcu,Hilary Clinton şöyle dedi:

“Ben Amerika’nın eski başkanının karısıyım;New York senatörüyüm ve gelecekte Amerika’nın başkanı olma yolunda çok şanslıyım.

Paraşütün birini kaptı ve uçaktan aşağıya atladı…

Üçüncü yolcu, George W. Bush, şöyle dedi:

“Ben Amerika Birleşik Devletlerinin başkanıyım. Dünya’nın sorumluluğunu sırtında taşıyorum. Bunun yanısıra ülkemin tarihindeki en zeki başkanıyım ve ölümümle vatandaşlarıma olan sorumluluğumu tehlikeye atamam….“

Paraşütü sırtladı ve dışarıya atladı…Dördüncü yolcu olan Papa, beşinci yolcu olan genç öğrenciye şöyle dedi;
“Ben yaşlıyım. Hayatımı iyi bir insan ve iyi bir rahip olarak geçirdim, bu nedenle kalan son paraşütü sana vermeliyim; hayatının geri kalanını yaşamalısın…."
Fakat küçük çocuk şöyle cevap verdi:

“Telaşlanma, yaşlı adam…..

İkimiz içinde paraşüt var!

Amerika’nın en zeki başkanı paraşüt yerine benim okul çantamı aldı…"

semihxD
05-08-2010, 18:11
bu gerçekten çok iyiymiş [gl=12.gif]

edit: bu arada "bu" dediğim kayserili olan fıkra :)

GUARD
05-08-2010, 18:33
İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.
Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar. Ne oluyor birader demeye kalmamış,birisi: Kardeş kusura bakma karımı kaybettim de onu arıyorum demiş.
Diğeri sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum demiş.
Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki: Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım. Eğer rastlarsak saat 12 'de Mc Donalds 'ın önüne gitmesini söyleriz demiş. Diğeri tamam demiş ve başlamış karısını tarif etmeye:
- Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor demiş.
Ve diğer adama "Senin karın nasıl biri ?" diye sormuş. Diğer adam:
- S.... et benimkini seninkini arıyalım...

WaGrAnT
05-08-2010, 18:40
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve Las Vegas'in yolunu tutar... Ve inanilmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanir. Hemen otel yonetiminin kendisine tahsis ettigi kral dairesine cikar ve karisina telefon eder:
"Hayatim, evde misin?"
"Evet kocacigim."
"Iyi. Hemen hazirlan o zaman. Cabuk bavulunu hazirla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandim." Kadin sevinc dolu bir ciglik atar
"Ayyyyyyyyyyy harikasin!! Hemen hazirlaniyorum.. Peki ama nereye?
Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Guney Amerika?..."
Adam cevap verir:
"Umurumda degil. Sadece eve dondugumde coktan gitmis ol."

MoDaMinE
07-08-2010, 13:47
Temel banka soymak suçundan yargılanıyormuş , son celsede hakim delil yetersizliğinden Temel'in tahliyesine karar vermiş.

Temel bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hakime ;

- Uy cözünü sevdiğumun hacim beyi , yani şimdi bu paralar penim oldu değil mu .....?

SaTuSa
07-08-2010, 13:58
25 cent...
Temel, 55 yaşına kadar canını dişine takmış çalışmıştı.. Pastacı çıraklığı ile alışdığı hayata, pastane sahibi olarak devam etmiş, yetenekleri ve becerisi sayesinde Türkiye'nin en ünlü pastanesinin sahibi olmuş, milyarlar kazanmıştı.. Bir gün karısına "Paraları mezara götürecek halimiz yok. Kendimize yeni ve rahat bir hayat seçtim" dedi.. "Bizim oradaki hemşerilerle konuştum.. . Herseyi iyice öğrendim. Kaliforniya'ya gideceğiz. Kazandığım para bize ömrümüzün sonuna kadar yeter.. Çocuklar da güzel üniversitelerde okurlar... "Temel, neyi var, neyin yok sattı. Paralarını dolara çevirdi. Bir milyon doları olmuştu. Karısını yanına aldı. Uçağa bindi. . Los Angeles'e uçtular birgün... Uçsuz bucaksız Nevada çölleri üzerinde uçarken, motorda bir arıza belirdi. Las Vegasa zorunlu iniş yapmak zorunda kaldılar. Uçak şirketi görevlileri" Buranın en lüks otelinde, şirketimizin konuğu olarak kalacaksınız. Yalnız bu kentin Las Vegas olduğunu unutmayın. Kumar oynarsanız eğer, kendi hesabınıza derler.. "Kumar mı" dedi, Temel, karısına.. "Kumardan kazanmayı düsünen kafayı yemiş olmalı.. . Allah göstermesin.." Ama bir kez şansını denemek için, rulete 500 dolarlık bir fiş atmaktan da kendini alamadı. Arkası çorap söküğü gibi geldi. Temel herşeyini rulet masasında biraktı. Rulet başında nefes almadan geçirdiği saatler sırasında fena halde de sıkıştığını hissetti. Hızla tuvalete koştu. Tuvalet kapıları otomatikti. 25 sentlik bozuk para atılınca açılıyordu. Oysa Temel'de metelik kalmamıştı. Sıkıntı içinde dolanırken, oradan geçen biri, avucuna bi 25 sentlik sıkıştırdı.. Bu konularda deneyimliydi. Temelin başına gelenleri anlamıştı. Temel"çok iyi bir insansınız. Bu iyiliğinizi hayat boyu unutmayacağım. Bana lütfen kartınızı verin. Bu borcumu da size ödeyeceğim" dedi. Kartı aldı, cebine attı.. Tuvalete döndüğünde kapıyı açık buldu. İçeri girdi, rahatladı..Çıktı. .Elinde kalan 25 sentle yürürken karşısına, Tek Kollu Canavar çıktı.Parayı deliğe attı, kolu çekti ve bir şangırtı ...Alet boşaldı adeta.. Temel bir kova dolusu 25 sent kazanmıştı. Bunlari fişe çevirdi, rulet masasına döndü.. Gerisi peri masalı.. İki saat içinde tam 2 milyon dolari olmuştu. İki ay sonra yeni Kalifornıyalı Temel, boş oturmanın kendisine göre bir iş olmadığını farketti. Elinden gelen tek iş pastacılıktı.Parası da vardı. Bir pastane açtı. Pastaları öylesine tutuldu ki, önce Los Angele'e, sonra Kaliforniya'ya, sonrada tüm Amerika'ya yayıldı,Temel Pastaneleri... Bir kaç yıl sonra, Temel, Amerika'nın en zengin adamları arasına girdi. Temel Pastaneleri'nin onuncu yılı dolayısı ile büyük bir gece düzenlendi. Şirketin en gözde elemanları ile, ünlü konuklar bir araya geldiler. Temel yemeğin sonunda konusma yapmak için kürsüye çıktı.. Tüm başına gelenleri anlattı.. "Bütün bu başarıyı ve bu serveti bir tek kişiye borçluyum. O kişiyi bulana kadar, işte size söz veriyorum, gerekirse Amerika'daki her taşın altına bakacağım.." Şirketin genel müdürü sordu: "Ama Temel bey, size 25 sent borç veren adamın kartını aldığınızı söylemiştiniz... Adı, adresi sizde olmalı zaten.." "Bana 25 sent veren umurumda değil" dedi temel.. "Ben,tuvaletin kapısını açık bırakan adamı arıyorum!.."

Kurtarmaz...
II. Dünya Savaşı sırasında Rus orduları geri çeliyorlar. Ve Rus generali durumu kurtarmak için askerleri teşvik etmeye karar vermiş. Her getirilen ölu Nazi için 10 ruble vaad etmiş.Askerler saldırdılar. Çatışmadan sonra kimi 1 kimi 3 ceset getiriyorlar ve paralarını anında alıyorlar. Birara bir Yahudi asker bir vagon sürükleyerek getirdi. Vagonun kapısını açtı, içerisi ceset doluydu. General bunu görünce şaşırdı ve askeri kenara çekerek şöyle dedi : -Asker, anlarsın ya bütçemiz zayıf, haydi ben sana 7.50 ruble ceset başı veriyim. Asker : -Olmaz, dedi, Zaten bana geliş fiyatı 8.30 ruble

Biletimi Yırtıyor...
Delinin biri sinemaya girip, filmi seyretmek istiyordu. Gişeden biletini aldı. Birkaç dakika sonra gelip bir tane daha aldı. Sonra bir bilet daha, bir daha... Gişedeki görevli dayanamadı; "Karaborsa yapıyorsun galiba. Bu kaçıncı bilet alışın?" Deli; "İçeride bir deli var." dedi. "Tam kapıdan girince biletimi yırtıyor. Bende gelip yenisini almak zorunda kalıyorum!"

İkiyüzlü
Öğretmen sormuş:- Söyle bakalım, iki yüzlü kime denir? Zeynep:- Okula gülerek gelen öğrenciye

XANTHE
07-08-2010, 14:08
Temel hakkında okumuş olduğum en mükemmel fıkraydı.

XANTHE
07-08-2010, 14:23
Bir kesis dünyanin en akilli adamini bulmak için diyar diyar geziyormus sira nasreddin
hocanin köyüne gelmis ve köylülere sormus.
- sizin köyün en akilli adami kim?
demis. Köylülerde:
- nasreddin hoca demis.
bunun üzerine kesis köy meydaninda
hoca ile görüsmeye baslamis ve eline bir çomak almis yere bir daire çizmis, nasreddin
hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüs, kesis bir dogru daha çizerek daireyi dörde
bölmüs,hocada
dörde bölünmüs dairenin üç dilimine çarpi isareti koymus,kesis
elleriyle asagidan yukariya dogru hareket yapmis,hocada yukaridan asagiya yapmis ve kesis
büyük bir hayranlikla hocayi tebrik etmis.
Olup bitenden bir sey anlamayan halk kesise ne oldugunu sormus kesisde :
- Bu adam gerçekten dünyanin en akilli adami, yere dünya çizdim
o ortadan ekvator geçer dedi,ben dünyayi dörde böldüm o da dört de üçü sudur dedi,ben
yerden buharlasma sonucunda ne olur dedim o da yagmur yagar dedi.
Bu sefer hocaya neler oldugunu sorar halk hoca da:
- Bu adam oburun biri, yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarisi benim dedim, daha sonra
tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim, o da tepsi altindan atesi
hafif hafif
almali dedi ben de üstüne findik fistik ekelersek daha iyi olur dedim.


Nasreddin Hoca bir gün agacin altinda namaz kiliyormus.Agaçta bulunan biri de onu
izliyormus.
Namazi bittikten sonra namazimin kabul olmasi için Allah'a dua etmeye baslamis.
-Allahim sen namazimi kabul et.
Agaçtaki adam:
-Etmem diye cevap vermis.
Hoca sasirmis.Tekrarlamis.
-Alahim sen kildigim namazi kabul et.
-Etmem.
Hocanin saskinligi iyice artmis.Yine:
-Allahim sen namazimi kabul et
demis.
Agaçtaki adam tekrar:
-Etmem deyince hoca sinirlenmis.
-Etmezsen etme.Zaten abdestsiz kilmistim.


Ögretmen derste çocuklara dönerek sorar:
- Söyleyin bakayim,kuzeyimizde karadeniz,güneyimizde akdeniz,batimizda ege denizi varsa
Ben kaç yaşında olurum ?
Arka siralardan bir parmak kalkar:
- Kirkdört ögretmenim..
Gerçekten de o yasta olan ögretmen sasirir:
- Dogru..Ama nasil bildin.?..
- Gayet kolay ögretmenim..Benim yari manyak bir agabeyim var;tam
yirmiiki yasinda..Onun yasini iki ile çarpinca sizin yasiniz çikiyor....

(FAVORİM[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif])
Irgat kosa kosa agasinin yanina gelir;
-Agam aksam rüyamda seni gördüm
-Hayirdir len nasil gördün?
-Ikimizde ayni uçakta seyahat ediyorduk.
-Eeee
-Sonra uçak ariza yapti ve düstü.
-Hayirdir insallah,ne oldu sonra?
-Ben bok çukuruna, sen de bal çukuruna düstün.
-Olacak di mi o kadar fark. Agaligim rüyada bile belli olmus.
-Sonra birbirimizi yalaya yalaya temizledik.


Amerika'da bir ilkokulda ögretmen çocuklara evde ders alinabilecek bir hikaye
yaratmalarini,
ertesi gün sinifta okuyacaklarini söylemis. Ertesi gün çocuklar hikayelerini anlatmaya
baslamis. Ilk sirada küçük Suzi varmis. Baslamis anlatmaya:
Bizim çiftligimiz var. Bir gün babamla yumurtalari topladik, bir sepete koyduk. Arabayla
giderken bir tümsekten geçtik, sepet devrildi ve yumurtalarin hepsi kirildi." Ögretmen
- Güzeel. Peki bu hikayeden alinacak ders nedir?
- Bütün yumurtalari ayni sepete koyma.
- Aferim çok güzel. Lily sira sende.
Küçük Lily tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:
- Bizim de bir çiftligimiz var. Babam yumurtalardan civciv çikmasi için onlari kuluçka
makinesine koyar, geçen hafta 12 yumurta koydu. 12 civcivi olacagini saniyordu, ama
sadece 8inden civciv çikti.
- Eveeet. Peki burdan alinacak ders nedir?
- Tavuktan çikmamis yumurtalari sayma
- Aferim bu da çok güzel. Billy, sira sende
Küçük Billy tahtaya kalkmis ve anlatmaya baslamis:
- Amcam Ted Vietnam Savasina katilmisti. Bir gün helikopterle bir göreve giderken
helikopter vurulmus. Ted Amcam helikopter düsmeden elinde bir makinali tüfek, bir
kasatura ve bir sise bira ile atlamayi basarmis. Parasütüyle yere inerken yolda birayi
içip bitirmis. Inince mermisi bitene kadar makinali tüfegiyle 70 kisiyi haklamis. Sonra
kasatura kirilana dek onunla 20 kisiyi halletmis. Sonra da son 10 kisiyi de silahsiz
bitirmis.
- Böyle korkunç bir hikayeden alinacak ne ders olabilir?
- Içerken Ted Amcama bulasmayin...

SaTuSa
07-08-2010, 14:28
Favorine bende katılıyorum [&:][gl=12.gif]

salgurbey
07-08-2010, 15:15
aynen bende katiliyorum [gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
09-08-2010, 10:02
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken
kulağında bir ses : -Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş,
bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış,
tam trene binecek, aynı ses kulağında : -Binme bu trene, raydan
çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş,
gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken
yine o ses : -Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine
kimse yok! Dayanamamış, bağırmış : -Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!


Dipnot Esprisi=GECE GÜNDÜZ SENİ DÜŞÜNÜYORUM BİR DAKİKAM SENSİZ GEÇSİN ÜZÜM ÜZÜM ÜZÜLÜYORUM, YEDİĞİM SALATADA BİLE SENİ ARIYORUM, YANİ BİR HIYARIN EKSİKLİĞİ BU KADAR MI BELLİ OLUR?


Alıntıdır :)

MsTrK
09-08-2010, 10:05
Adamın işi varmış, Ankara'ya gidiyormuş, tam uçağa binerken
kulağında bir ses : -Binme, bu uçak düşecek! Dönmüş,
bakmış, kimse yok, ama içine de bir kurt düşmüş, binmemiş.
İkinci uçağı beklerken kara haber ulaşmış :
-Uçak düştü kurtulan olmadı! Koşmuş Haydarpaşa'ya, bilet almış,
tam trene binecek, aynı ses kulağında : -Binme bu trene, raydan
çıkacak! Dönmüş, bakmış yine kimse yok, trene binmemiş,
gelmiş eve, sabah gazeteyi açınca tüyleri ürpermiş :
-Tren Eskişehir'de raydan çıktı şu kadar ölü, şu kadar yaralı...
Allahına şükretmiş, koşup otobüse bilet almış, tam binerken
yine o ses : -Bu otobüse binme, freni patlayacak! Dönmüş yine
kimse yok! Dayanamamış, bağırmış : -Sen kimsin yahu?
-Ben senin iyilik meleğinim! Adam iyice kızmış :
-Ulan evlenirken neredeydin!


Dipnot Esprisi=GECE GÜNDÜZ SENİ DÜŞÜNÜYORUM BİR DAKİKAM SENSİZ GEÇSİN ÜZÜM ÜZÜM ÜZÜLÜYORUM, YEDİĞİM SALATADA BİLE SENİ ARIYORUM, YANİ BİR HIYARIN EKSİKLİĞİ BU KADAR MI BELLİ OLUR?


Alıntıdır :)
[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]
Süpermis ya :)

XANTHE
09-08-2010, 10:40
BADEM

Tur otobüsü şöförünün omzuna dokunulunca adam hafifçe başını çevirmiş, bir bakmış ki elinde bir avuç badem, yaşlı bir kadın durmakta.. Teşekkür ederek almış bademleri ve yemiş..

15 dakika sonra yaşlı kadın tekrar şöförün omuzuna dokunup bir avuç daha badem vermiş ve bu ikramı 5 kere daha yapınca;

"Zahmet ediyorsunuz efendim.." demiş saygılı şöför, " Hep bana yedirdiniz.. Biraz da kendiniz yesenize.."

Çiğniyemiyorum evladım.." demiş yaşlı kadın, "Dişlerim yok.."

"Niye satın alıyorsunuz o zaman?.."

"Evladım ben sadece üzerindeki çikolatayı emmesini seviyorum!.."(ıyk)


BOŞANMA

Biri 95 yaşında biri 92 yaşında karıkoca, boşanmak için hakimin karşısına çıkmış.

Hakim üzülmüş, "Yapmayın ya" demiş "yetmiş yıllık evlisiniz
niye boşanacaksınız?"...

"Yok" demiş "adam biz çoktan boşanmaya karar verdikte çocuklar etkilenmesin diye, Ölmelerini bekledik.


PANTOLON[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]


Ucak dunyanin en kalabalik hava meydanlarindan biri olan Londra Heathrowa yaklasirken hoparlorlerden pilotun sesi duyuldu.
-"Sayin yolcular,biraz sonra londra ya inmis olacagiz. londra da hava hafif yagmurlu ve sicaklik ...."
Tam o sirada pilottan :
-"Aman tanrim...."
diye korkunc bir feryat duyuldu ve yolculara bir asirmis gibi gelen uc bes saniye boyunca hicbir ses cikmadi. biraz sonra pilot tekrar konusmaya basladi.
-"Sayin yolcular demin sizleri cok korkuttugum icin ozur dilemek istiyorum.Ama hostes yanlislikla ustume koca bir fincan sicak kahve doktu.Canim cok yandi.Hele pantolonum onunun bir gorseniz..."
Bu sirada arkadan bir yolcu bagirdi :

-"Hele sen bizim pantolonlarin arkasini bir gorsen[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]


KÖR PİLOTLAR

Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler.. Bavullarını gösteriyorlar.Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler..Yolcular fena halde şaşırmışlar.. Nasıl şaşırmasınlar.. Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant.. yardımcı pilotun elinde bir köpek taşması.. Tasmanın ucunda bir Köpek.. Sağa sola çarparak öyle ilerliyorlar uçağa.. Günlerden bir nisan değil ama, "Saka herhalde" demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa.. uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. yolcuların gözleri camda. uçak hızlanmış.. Yolcular endişelenmeye başlamışlar.. uçak daha hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.. uçak iyice hızlanmış.. Bazı yolcular paniklemiş dua etmeye başlamışlar. uçak son hiza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 10 metre sonra betonun bitip cimlerin başladığı gören yolcular dehşet içinde çığlığı basmışlar.. Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş.. uçak tam pist biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış. Kaptan pilot arkasına yaslanmış. Derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş: "Biliyor musun?" demiş,"Bir gün çığlık atmayacaklar ve hepimiz öleceğiz!.[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]


WİLSON ÇİVİLERİ


Wilson adinda birinin bir çivi fabrikası vardır ve reklama ihtiyacı vardır. Pazarlamacı arkadaşı ile konuşurken arkadaşı "Wilson Çivileri" diye bir reklam ayarlayabileceğini ifade eder. "Bana bir hafta ver." der arkadaşı, "sana bir kasetle döneceğim." Bir hafta sonra pazarlama uzmanı Wilson'u görmeye gelir. Kaseti videoya koyar ve çalıştırır. Romalı bir asker İsa'yı çarmıha çivilemekle meşgul; yüzünü kameraya çevirir ve "Wilson çivileri kullanın, onlar her şeyi taşır" der. Wilson çılgına döner ve bağırır, "senin problemin ne? Bunu asla TV'de göstermezler, sana ikinci bir şans veriyorum, ama kesinlikle Romalı'ların İsa'yı çarmıha germesi gibi şeyler istemiyorum." İkinci hafta pazarlamacı elinde başka bir kasetle gelir. Yine kaseti videoya koyar ve çalıştırır. Bu sefer kamera Roma'nın dışından merkeze doğru yakınlaşır ve çarmıha asilmis İsa'nın önünde durur. Romalı bir asker yukarı bakar ve "Wilson çivileri, her şeyi taşır" der. Wilson kendini tutar bu sefer, "sen beni anlamıyorsun, çarmıhta bir İsa istemiyorum. Sana son bir şans veriyorum, bir hafta içinde yayınlanabilecek bir reklamla gelmeni istiyorum." Bir hafta daha geçer. Wilson sabırsızlıkla beklemektedir. Pazarlama uzmanı yeni kasetiyle gelir. Saçları uzamış bir adam nefes nefese koşmaktadır. Bir düzine Romalı asker de peşinden kovalamaktadır. Tepenin başına gelirler ve askerlerden biri kameralardan birine döner: "Keşke Wilson çivileri kullansaydık."


SERÇE (favorim)[gl=12.gif][gl=12.gif]

Serçenin bir tanesi bahar günü dalgın dalgın uçuyormuş.
Bir anda farketmiş ki, bir yolun üstünde uçuyo ve karşıdan da
motorsikletli bir adam geliyo.
Her ikisi de çarpışmayı engellemek için ellerinden geleni yapmışlar ama nafile...
Serçe "çotaaank" diye kaska çarpıp düşmüş.
Şimdi, motorcu arkadaşımız, Allahı var sıkı bi hayvansever.
Doğal olarak hemen atlamış motordan ; koşmuş serçenin yanına.
Serçe baygın yatıyo.. Kıyamamış, bırakamamış yolda; almış getirmiş eve.
Eskiden kalma bi de kafesi var evde.. Baygın serçeyi kafesin içine
güzelce yerleştirmiş..
Yanına da az biraz su, az biraz ekmek koymuş, vurmuş kafayı yatmış....
Bizim serçe bi müddet sonra ayılmaya başlamış..
Daha tam seçemiyo ortalığı.. Hafif bulanıklık var yani...
Bi bakmış parmaklık, ekmek, su falan var bulunduğu yerde...
Birden dank etmiş vaziyet:
- Motorcuyu öldürmüşüz beaaa ...!!!!!![gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

MoDaMinE
12-08-2010, 16:18
Temel doktora gitmiş:
- Doktor bey, Bizum Fadime sağır herhalde, sorularima cevap vermeyi...

- Karınızın sağırlık derecesini ölçelim. Siz bir soru sorun, duymaz ise beş adım yaklaşıp soruyu tekrarlayın. Ne kadar mesafede duyuyor bilelim.

Temel, deneme yapmak için eve gittiğinde Fadime'yi yemek yaparken bulmuş:
- Karıcuğum bugün yemekte ne var? Ses yok... Beş adım yaklaşıp bir daha sormuş. Çıt yok...
Bir beş adım daha yaklaşıp yine sormuş:
- Kiz Fadime saa diyrum, yemekte ne var?

- Bak Temel, dördüncü kez söyliyrum, yemekte hamsili pilav var...

davaro
12-08-2010, 16:53
wilson civileri [gl=12.gif] her duydugumda guluyorum ya

[JW]
12-08-2010, 16:59
Paylaşım yapanlara teşekkürler. Bu konu iyi olmuş, umarım paylaşımlar artar [:)]

XANTHE
12-08-2010, 17:46
Şöför Hidayet.[:D]

Hidayet ölünce cennetin kapısında kuyruğa girer. Hemen önünde bekleyen adam Peder dir. Kapıda bir melek beklemektedir. Melek Peder e sorar:
- Hiç günahın var mı Peder ?
- Aziz melek ben rahiptim. Tüm hayatım boyunca hep tanrıma dua ettim. Karıma ve çocuklarıma sadık kaldım. İnsanlara ve hayvanlara hep yardım ettim.
- Melek : Çok iyi bunları biliyorduk zaten al sana cennetin gümüş anahtarı der ve sonra Hidayet'e döner. Senin hiç günahın var mı Hidayet?
- Hidayet : Ben de her zaman hayvanlara ve insanlara iyilik yapardım. Tanrıya dua etmedim açıkçası, inancım da zayıftı ve bir günahım vardı. Çok sert ve hızlı otobüs kullanırdım.
- Melek Hidayet'e döner ve bunu da biliyoruz. Çok iyi al sana cennetin altın anahtarı...
- Peder bu olaya sinirlenir. Ben hayatımı tanrıya adadım siz de gidip bu adamı cennette benden üstün tutuyorsunuz haksızlık değil mi ?
- Melek gülerek.. "Oğlum sen vaaz verirken herkes uyuyordu, ama Hidayet otobüs kullanırken herkes dua ediyordu.[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

WaGrAnT
12-08-2010, 21:10
Avcı
Ormanda dolaşan 2 avcıdan biri birden bire yere düşer. Arkadaşı, düşen adamın nefes almadığını ve gözlerinin ferinin söndüğünü görür.
Bunun üzerine telefonla acil yardımı arar. “Arkadaşım öldü, ne yapabilirim” diye sorar.
Telefondaki ses yanıtlar: “Sakin olun. Size yardım edebilirim. Ama önce arkadaşınızın ölüp ölmediğinden emin olalım.”
Telefonda bir süre sessizlik olur ve bir silah sesi işitilir.
Avcı telefonu tekrar eline alır ve şöyle der: “Emin oldum, Şimdi ne yapacağım?”

XANTHE
12-08-2010, 23:26
Küçük Ali okula başladığından beri her gün ögretmeni Aysel hanıma gidip, - "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz, benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü sinifta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç olmazsa beni üçüncü sınıfa alın." diye şikayet edermiş. Bundan sıkılan Aysel ögretmen bir gün Ali'yi kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış. Okul müdürü: - "Peki" demiş, "Bu çocugu bir imtihan edelim, yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve baslamış sorgulamaya, - Iki kere iki? - Ali hemen "Dört" demiş, - "Sekiz kere dokuz?" Ali hemen -"Yetmis iki" demis, -"Kaç mevsim var?" Ali hemen -"Dört" demis. Bu sirada Aysel hocada - "Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayim" demis ve sormus: - "Söyle bakalim Ali, ineklerde dört tane ama bende iki tane var, bu nedir?" Ali hemen -"Ayak" demis, Aysel hoca sormuş -"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda olmayan şey nedir?" Ali hemen yanitlamis -"Cep". Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre, -"Üçe koyalım hocam" diyecekken Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmiş, -"Hocam, bu çocugu üçe degil beşinci sınıfa koyalım, zira son iki suale ben doğru cevap veremedim"[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

MoDaMinE
13-08-2010, 16:21
Çeviri...

İngilizce dersinde ögretmeni çocuğa sordu:

- Oğlum, sana Türkçe bir cümle vereceğim, sen bunu İngilizce'ye çevireceksin...
Çevireceğin cümle: "Çocuk, koştu koştu, denize düştü, boğuldu..."

Ögrenci yanıt verdi;

- The boy tıkıdık, tıkıdık, culup, glu, glu



Boşanma davası...

Bir yıldır hiç konuşmadığı karısından ayrılmak isteyen adama Hakim sorar:

"Neden bu bir yıl boyunca karına hiçbir şey söylemedin? Tek bir kelime etmemişsin…"

Adam, biraz ezik, biraz mahçup cevap verir:
"Sözünü kesmek istemedim Hakim Bey..."


İki Deli...

Bir deliler hastanesinde 2 deli konuşuyormuş. Delilerden biri:
-al bak ben roman yazdım oku
ertesi gün...
-"ben bu romanı okudum ama çok kalabalık" demiş.
-al bak 2. serisini yazdım oku.
ertesi gün...
-ya ben bu romanı okudum ama buda çok kalabalık.

Doktor:
-ya sizmi aldınız telefon rehberini bende onu arıyordum.

XANTHE
14-08-2010, 19:10
Sarışınlara Satmıyoruz.

Genç ve güzel sarışın, alışveriş merkezinin beyaz eşya reyonuna girer ve satıcıy...a sorar:
- "şu küçük televizyonu almayı düşünüyorum, fiyatı nedir ?"
- "kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz.!"
genc kadın sinirlenir, evine gider, saçının rengini değiştirir ve ertesi gün mağazaya geri gelir, aynı satıcıya yaklaşır ve:
- "şu küçük televizyonu satın almak istiyorum." der
- "kusura bakmayın hanımefendi sarışınlara satış yapmıyoruz !!!!"
kadın iyice sinirlenmiştir, soluğu bir kuaförde alır, bu defa köklü bir değişiklik yapar, hatta makyajindan,göz rengine o tam bir esmer bombadır
artık.. aynı mağazaya gider, aynı satıcının yanındadır ertesi gün:
- "şu küçük sevimli beyaz renkli televizyon ne kadar ???"
- "kusura bakmayın hanımefendi, sarışınlara satış yapmıyoruz"
- "inanmıyorum, nasıl anladınız sarışın olduğumu, üç gundur kendimi esmere çevirmek için yapmadığım kalmadı!"
- "hanımefendi 3 gündur satın almaya çalıştığınız şey mikrodalga fırın!"

Evlilik.

Evin hanımı gece yarısı uyanır ve kocasının yatakta olmadığını
farkeder. Yatakta...n kalkar ve kocasını mutfakta bulur. Koca dalgın-dalgın kahve içmektedir ve aklı cok uzaklardadır. Üstelik gözlerinden yaş gelmektedir.

"Ne oldu sevgilim?" diye sorar kadın.

"20 yıl önceki ilk buluşmamızı hatırlıyor musun?" der adam.

"Tabi" der kadın.

"16 yaşındaydın o zaman. Arka koltukta konuşurken baban basmıştı bizi".

"Evet hatırlıyorum."

"Babanın silahını yüzüme dayayıp -ya kızımla evlenirsin ya da 20 sene
hapiste yatarsın- demesini de hatırlıyor musun?"

"Hatırlamaz mıyım..."

Adam yanağındaki gözyaşlarını silerek:

"Biliyor musun, bugün hapisten çıkmış olacaktım..."

MoDaMinE
14-08-2010, 20:55
Hapisten çıkacakmış [gl=12.gif][gl=12.gif] Eline sağlık yöneticim çok güzeldi =)

WaGrAnT
15-08-2010, 22:43
TİLKİNİN ORUCU

Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asili bir geyik budu görür.
Açtır ama şüp...helenir kontrol etmeye baslar ve görür ki bu bir tuzak.
Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.
Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarak yatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi de tabi…
Tilkiye sorar ‘ne yapıyorsun dostum’
Tilki cevap verir ‘hiç… Yatıyorum’
-Burada bir but var
-Evet var
-Neden yemedin
Tilki sakince cevap verir;
‘BU GÜN ORUCUM’
Kurt kendinden emin;
‘Ben yiyeyim o zaman’
Tilki ‘Buyur afiyet olsun’ der.
Kurt buta uzanır uzanmaz bir patlama, ortalık toz duman, kurt yaralı, hareketsiz, 10 metre uzakta, perişan halde yatarken tilki sakince budu yemeye başlar.
Bunu gören kurt;
‘LAN SEREFSIZ HANI ORUCTUN’
Tilki pişkin pişkin;
‘Biraz önce top patladı duymadın mı ?’

MoDaMinE
17-08-2010, 00:10
Volkan Konaktan bir fikra...

Akcaabat'ta bir kizla bir erkek kol kola yururler. Misircinin yanindan gecerler. Kiz kokuyu icine ceker ve soyler:
- uyyy ne kada da cuzel kokti.
Erkegin cevabi:
- uzulme hayatim bi daha geceruk ordan...


Sent from my iPod touch using Tapatalk

XANTHE
17-08-2010, 22:50
Kayserili bir iş adamının karısı ölür .
Gazeteye ilan vermek üzere bayiye gider.
Şöyle yazdırmak ister.
- Karım refat etti perşembe öyle namazı sonrası herkezi cenaze namazına bekleriz.
Gazetede çalışan derki 3 kelime daha hakkınız var .
Peki der boşa gitmesin.
Ertesi gün ilan gazetelerde şöyle çıkar .
- Karım vefat etti perşembe öyle namazı sonrası
herkezi cenaze namazına bekleriz.SATILIK TOYOTA VAR

SaTuSa
17-08-2010, 22:57
Temel ve dursun yaz tatillerinde Antarktika’ya gitmeye karar vermişler.
Uzun bir yolculuktan sonra buzlar diyarına varmışlar. Bir rehber bulamadıklarından kendileri gezmişler uzun buz ovalarını.
Ertesi sabah bir rehberle anlaşarak kıtanın en güzel yerlerini rehber eşliğinde gezip merak ettiklerini soruyorlarmış.
Bir ara Temel rehbere seslenerek - "pardon burada hiç beyaz kadın var mı" diye sormuş,
rehber - "tabiki var, buradaki kadınların yüzde doksanı beyazdır" demiş.
- "peki siyah kadın var mi?" - "eh bir kaç tane var bu civarda"
- "pekİ siyah beyaz kadın var mı"
rehber son derece şaşkın bir şekilde - "tabiki hayır ben hiçbir yerde rastlamadım böyle kadına"
cevaptan hiç de hoşnut kalmayan Temel Dursun’a dönerek
- "ula dursun yoksa dün akşam gördüklerimiz penguen miydi?????".

SaTuSa
17-08-2010, 23:04
Aklıma gelmişken bir tane daha vardı onu da ben yazayım...

Meraklı ufaklıklardan birisi insanlığın nasıl oluştuğunu merak etmiş..
İlk gitmiş babasına sormuş,
- Babacığım biz nereden geldik?
Baba biraz duraksadıktan sonra, - Maymundan gelmeyiz oğlum, onlar evrim geçirdi biz oluştuk, demiş
Cevaptan tatmin olmayan ufaklık annesinin yanında almış soluğu,
- Anneciğim insanlık nasıl oluştu? demiş...
Anne kendinden emin bir şekilde, - Adem baba ile Havva anne den gelmeyiz biz evladım demiş..
- Ufaklık dayanamayıp sormuş annesine, - ama anne babam maymundan geldiğimizi söyledi...,
Anneden net cevap gelmiş...
- Oğlum o babanın sülalesi, beni hiç ilgilendirmiyor...

XANTHE
17-08-2010, 23:06
Off çok kötü bi durum. Çok süperdi ama, paylaşım için teşekkürler adminim.

XANTHE
18-08-2010, 15:33
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."

alizey
18-08-2010, 15:54
Bir işadamı, oldukça yoğun ve yorucu geçen bir seneden sonra tatile çıkmaya karar verir. Eşi de kendisi gibi meşgul olduğu için birlikte tatil yapacakları bir dönem ayarlamak zor olur. İspanya kıyılarında bir otel bulur ve bulduğu ilk uçakla oraya gider. Otele yerleşirken bir aylık bir rezervasyon yaptırır. Bir hafta kadar güzelce tatil yaptıktan sonra, bir akşam yemeğinde garson kendisine bir mektup iletir. Mektubu okuyan işadamı, tatilini geçirdiği otelin yöneticisinin yanına gider. "Ne yazık ki tatil sona erdi..." Yönetici şaşırır ve üzülür. "Ama beyefendi, bir aylık rezervasyon yaptırmıştınız, ne oldu böyle aniden?" İşadamı çaresiz bakışlarla cevap verir: "Evet bir ay kalacağım, ama tatil bitti. Karım işinden izin almayı başarmış ve iki gün sonra burada olacakmış..."

çok komikti yaa [&:][&:]

doctrolg
19-08-2010, 04:17
Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler.... Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder.
- Sizinledeğil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum. Sonunda adamı Papa'nın huzuruna çıkarırlar. Ama adamın ne istediğini merak eden Kardinaller kapının dışında kulak kesilmiş içeriyi dinlemektedirler. İçeride sesler yükselmiştir.
Adam :
- 1 milyar dolar.
Papa :
- Olmaz
- 2 milyardolar.
- Hayır.
- 5 milyar dolar.
- Hayır.
Adam kapıyı çarpar, hışımla uzaklaşırken Kardinaller içeri koşuşur.
- Sayın Papa hazretleri, 5 milyar dolar muazzam bir para. Düşünün bu para ile kaç katedral, kaç kilise yapılır, dünya üzerine kaç misyoner gönderilirdi. Parayı niçin kabul etmediniz ?
- Ne yani ? Her duadan sonra Amin yerine Coca Cola mı deseydik ?

XANTHE
19-08-2010, 23:42
Güzel ülkemizde yaşanan her olay fıkra tadında.

Bunlar gerçek yaşanmış olaylardır.

Samsun'da bir bankanın Mecidiye Şubesi'ni soyan Mehmet Murat Pas, iki ay sonra aynı şubeye para yatırmaya kalkınca yakalandı. 14 OCAK

Bursa'da manavda sivribiber kalmadığını öğrenen Sezer Kırbıyıklı 'Bu nasıl
manav?!' diyerek domatesleri kurşunladı. 22 OCAK

Erzurum'da tarihi koç heykelini evinin önüne çeşme yapmak isteyen adam
yakalandı.

Adapazarı'nda İnsan Hakları Ulusal Komitesi Başkanlığı'nca mahkumlar
arasında düzenlenen resim yarışmasında mansiyon kazanan Gültekin Toker'in
ödülü, tahliye olduğu için evine götürüldü. Polisi gören Toker kaçtı, ödül
için geldiklerini öğrenince döndü. 28 ŞUBAT

Samsun'da otobüs durağı çalındı. 24 MART

Adana Kümes Hayvanlarını Koruma Derneği horoz dövüşü yaptırırken yakalandı.
3 NİSAN

Erzurum'un Boşçakmak köylüleri, dört katlı apartman büyüklüğündeki kayayı,
köylerine düşmesin diye halatla bağladı. 24 NİSAN

Bursa İnegöl'e bağlı 3 bin nüfuslu Cerrati Beldesi'ne 3 bin kişilik cami
yapıldı. 29 NİSAN

Antalya'da iki kızıyla evden kaçan oryantal Hatice Topçu, eşi Celal
Topçu'nun pantolonlarını, 'Takip etmemesi için' yanında götürdü. 2 MAYIS

Radarı önceden haber veren ve kendisine yurtdışından gelen aleti gazete
ilanıyla satmak isteyen adam yakalandı. 25 MAYIS

Zonguldak Limanı'na sığınan kuğuyu yediler.

Savaş Ay, programına ünlü benzerlerini çıkardı, araya gerçek Ciguli'yi de
soktu. Ciguli, benzerlik yarışmasında üçüncü oldu. 24 HAZİRAN

Fransa'da oynanan Türkiye - Brezilya maçında, fotoğraf makinesini sahaya
fırlatan Türk'ü, polis filmi tab ettirerek buldu. 8 TEMMUZ

178 ALO - RTÜK hattına başvuran biri, Sütaş reklamında gol atan inek
Ayraniç'in memelerinin görünmesinden şikâyetçi oldu. 16 TEMMUZ

Umut Sanat, Lara Croft filmi tanıtımı için 'Türk Croft' yarışması başlattı.
Kadın kahramanı canlandırmak için siteye 19 erkek başvurdu.

Malezya Kralı Kapalıçarşı'dan halı aldı. Kral'a ikram olarak çay getiren
garsonlar, halılara çay döktü. 15 EYLÜL

Sakarya Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde görevli sağlık memuru Serkan
Atasoy, eski gemi tayfası Cüneyt Veli'den iki saat yerine bakmasını istedi.
Veli, elini kesen bir adama dikiş atarken bir doktor tarafından yakalandı. 4
EKİM

İzmir'de, İzmir ve Nürnberg Emniyet Güçleri arasındaki 'dostluk' maçi 3 -0
devam ediyordu. Ancak Emniyet Müdürü Halil Tataş, 'Dostluk maçı berabere
bitmeli' diyerek takıma yenilme talimatı verdi. Bu da olmayınca kaleciye Gol
ye!' diye bağırdı. Maç 3 - 3 bitti. 5 EKİM


Alıntıdır

XANTHE
19-08-2010, 23:47
Yukarıdaki komedinin ardından bu fıkra tam kopmalık :)

HİTLER

Hitler üç esir yakalamis, Ingiliz, Fransiz ve bir Yahudi.
- "Size soru soracagim, bilirseniz sizi birakacagim" demis.
Ingiliz'e sormus
- "Titanik kaç yilinda batti?"
Ingiliz hemen cevap vermis
- "1912 ? diye.
Hitler göndermis İngiliz'i. Fransiz'a sormus bu kez:
- "Titanik'te kaç kisi öldü?"
Fransiz cevap vermis
- "1050 ?.
- "Tamam, sen de gidebilirsin" diye özgür birakmis.
Ve Yahudi'ye dönmüs;
- "Say lan isimlerini.. [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

doctrolg
21-08-2010, 02:32
Bir gün aslann birinin canı çok sıkılmış,şöyle bir ormanı gezeyim tebamla eğleneyim biraz demiş...

Ormanda gezerken bir devekuşu görmüş, yakalamış devekuşunu boynundan öteki pençesiyle de "Şak, Şak, Şak" diye üç tokat atmış hayvana,"Söyle LAN!"demiş "Kim bu ormanın kralı?", devekuşu ürkekce "Sensin aslan abiyyy"demiş,"Ta...bi lan benim" demis aslan ve "Şak, Şak, Şak" diye üç tokat daha atıp firlatmış hayvanı.


Derken aslanın karşısına bi kurt çıkmış, tutmuş kurdu boynundan; "Şak, Şak, Şak" diye atmış tokadı, "Söyle lan" demiş "kim bu ormanın kralı", kurt da ürkek "sensin aslan abi" demiş, Aslan da "Tabi lan benim" demiş,"Şak, Şak, Şak" diye üç tokat daha atmış fırlatmış bi kenara.
Derken bu defa aslanın karşısına bi fil çıkmış, tam tırsık tırsık kenardan sıyırtcağı sırada kurtla devekuşu gelip;
-sen bu ormanın kralı değil misin aslan abi? koş yakala su hayvanı demişler. Bu gazı yiyen aslan koşmus tutmuş fili "Şak, Şak, Şak" diye patlatmış tokadı ve hemen sormuş "Söyle lan; kim bu ormanın kralı?"...Filin kafası bir atmış, tutmuş hortumuyla bunu "Pat, Pat, Pat" diye üç kere yere carptırıp firlatmış atmış...Aslan yerden zorlukla kalkıp elleriyle üstünü silkerken file dönmüş ve şöyle demiş :
-Bilmiyosan bilmiyom de kardeşim....

doctrolg
21-08-2010, 02:47
Temelle oğlu İstanbulu hiç görmemişler ve bir iş için oraya giderler.
Küçük köylerinden sonra gördükleri her şeye şaşırır ve hayretler içinde kalırlar.
Taksim'de gezerlerken bir otelin içine girerler. bir bakarlar ki demirden duvarlar ve bu duvarlar otomatik olarak açılıp kapanabiliyor.
Tabii ki ikisi de şaşırmış. Temelin... oğlu babasına sormuş ; "Buba bu ne ya?"
Temel hayatında hiç asansör görmediği için şu şekilde yanıtlamış "Oğlum ben böyle bir şeyi hayatımda görmedim, ne olduğunu bilmiyorum."
İkisi de büyük bir şaşkınlıkla bu duvarlara bakarken 150 kiloluk şişman bir bayan açılan duvarlardan küçük bir odanın içine girer.
Duvarlar yine kapanır ve numaralar birer birer yükselmeye başlar.
Daha sonra numaralar küçülmeye başlar. Temel ve oğlu şaşkınlık içindedirler.
Birazdan duvarlar yine açılır ve dışarıya 24 yaşlarında çok güzel,seksi, zayıf ve sarışın bir bayan çıkar.
Temel gözünü bu bayandan ayırmadan oğluna sessizce ; "Hemen git anani al ve buraya cetur." [:D][8D][;)][;)][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
21-08-2010, 19:37
Bir Galatasaraylı‚ bir Fenerbahçe'li ve BjKli Arabistanda yasak olmasına rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar. Mahkemeye çıkarılırlar karar İDAM itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasına çevrilir. Ama o gün bayrama denk geldiği için Prens cezayı kaldırıp hepsine 20 kırbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik bulduğu içinde bi kıyak daha yapıp herkese cezasını hafifletmek için bir istek hakkı tanır
Cimbomlu : "Sırtıma bir yastık bağlayın" der. 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez.
Uyanık BJK´li bunu görünce "Sırtıma iki yastık bağlayın " der. Ama iki yastık bile 10 kırbaca dayanamaz.
Sıra FENERBAHÇELİYE gelince Prens Hazretleri: "Bak FENERBAHÇELİ seni gözüm tuttu[:D]‚bu yüzden sana 2 istek şansı veriyorum"
Peki der FENERBAHÇELİ:"O zaman bana 40 kırbaç vurulsun". Herkes şaşkına döner.
Prens Hazretleri:"haydaaa peki ikinci isteğin nedir?" diye sorar
FENERBAHÇELİ pis pis sırıtarak "GALATASARAYLIYI sırtıma bağlayın" der[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

alizey
21-08-2010, 23:42
Bir Galatasaraylı‚ bir Fenerbahçe'li ve BjKli Arabistanda yasak olmasına rağmen bir otelde içki içerken yakalanırlar. Mahkemeye çıkarılırlar karar İDAM itiraz ederler ve karar ömür boyu hapis cezasına çevrilir. Ama o gün bayrama denk geldiği için Prens cezayı kaldırıp hepsine 20 kırbaç ceza verir. Bizimkileri sempatik bulduğu içinde bi kıyak daha yapıp herkese cezasını hafifletmek için bir istek hakkı tanır
Cimbomlu : "Sırtıma bir yastık bağlayın" der. 10 kırbaçtan sonra yastık paramparça olur ve pek fayda etmez.
Uyanık BJK´li bunu görünce "Sırtıma iki yastık bağlayın " der. Ama iki yastık bile 10 kırbaca dayanamaz.
Sıra FENERBAHÇELİYE gelince Prens Hazretleri: "Bak FENERBAHÇELİ seni gözüm tuttu[:D]‚bu yüzden sana 2 istek şansı veriyorum"
Peki der FENERBAHÇELİ:"O zaman bana 40 kırbaç vurulsun". Herkes şaşkına döner.
Prens Hazretleri:"haydaaa peki ikinci isteğin nedir?" diye sorar
FENERBAHÇELİ pis pis sırıtarak "GALATASARAYLIYI sırtıma bağlayın" der[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

çok komik yaa:d

reefted
22-08-2010, 00:01
Süper ya

SaTuSa
22-08-2010, 00:31
Ali hiç tutmadım bu fikrayı .... [:o]

XANTHE
22-08-2010, 01:13
Ali hiç tutmadım bu fikrayı .... [:o]


Lafım meclisten dışarıydı Şahin abi, [gl=18.gif], küçücük pembe bi fıkraydı bence[:D][gl=49.gif]

SaTuSa
22-08-2010, 01:24
neresi pembe bu fıkranın... gıcık oldum, hiç gülmedim [:P]

XANTHE
22-08-2010, 01:29
neresi pembe bu fıkranın... gıcık oldum, hiç gülmedim [:P]

Abi aslında fıkrada fenerbahçeli taraftarla galatasaraylı tarafların yerlerini ben değiştirdim. Sen orjinalinde olduğu gibi fenerliyle galatasaraylıyı yer değiştir oku bide[:'(][gl=17.gif]

SaTuSa
22-08-2010, 01:31
Gülmeyeceğim... Kıvırma şimdi sende [:P][;)]

XANTHE
22-08-2010, 01:34
Hasta Cimbomlu gerçektende hasta olur ölüm dösegine düser. Her
zaman maçlara gittigi fanatik arkadaslari ziyaretine gelirler.Son defa
görelim derler.

" Allahin takdiri,elden birsey gelmez ama bir son istedigin varsa bari
onu yerine getirelim
" O zaman beni FB'ye üye yapin!
Herkes birbirine bakar:
"Yaav sen dogustan Galatasaray'lı degil misin? Ne yapiyorsun sen?
Hasta Galatasaray'lının birden yüzü güler:
"Ülen, bir CimBomlu ölecegine bir FB'li ölsün be! [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

doctrolg
23-08-2010, 01:11
Memleketin birinde 3 kere camiye gitmeyeni idam ediyorlarmiş.

Usulen idam edilmeden önce 3 dileğini yerine getiriyorlarmış.

Adamın teki 3 kere gitmemiş ve tabii yakalanmış. idam edilmeden önce sormuşlar:

- ilk dileğin ne?

- Vezirin karısıyla beraber olmak istiyorum!

Vezir "olmaz" dese de padişah "mecbur" demiş ve adam vezirin karısıyla beraber olmuş.

Adam ikinci dileği olarak padişahın karısıyla beraber olmayı seçmiş.

Bu sefer padişah "hayır" dese de herkes itiraz edince mecbur kalmış.

- Son dileğin ne?

Adam, bir vezire, bir padişaha bakmaya başlamış. Aradan 5 dakika geçtikten sonra vezir bakmış namus elden gidecek...

Vezir:

- Ben bunu sanki camide gördüm gibi geldi, deyince padişah da onu tasdikleyip ...

Padişah:

- Ne gibisi lan ! Yanımda kılıyordu ! . [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

doctrolg
24-08-2010, 01:23
New York'ta bir bankanın önünde duran son model Rolls Royce otomobilden inen adam, hızlı adımlarla bankaya girdi ve önüne çıkan ilk görevliye, bireysel kredi için başvuruda bulunmak istediğini söyledi. Görevli onu, müşteri temsilcisine götürdü. Adam;
çok acele bir iş için Avrupa'ya gitmek zorunda olduğunu ve bu nedenle bir hafta vadeli beş bin dolar krediye gereksinim duyduğunu söyledi. Müşteri temsilcisi kısa bir araştırma yaptıktan sonra.
"Ticari ve mali sicilinizi inceledik. Bu krediyi almanız için bir engeliniz yok" dedi ve ekledi:
Fakat bir konuyu belirtmeliyiz. Bizim bankamızla daha önce hiç çalışmamışsınız. Banka olarak sizi resmen tanımıyoruz. Bu nedenle, söz konusu krediyi verebilmemiz için karşılığında sizden bir teminat almak zorundayız". Adam cebinden Rolls Royce'un anahtarını çıkardı, bankanın müşteri temsilcisine uzattı:
"Çok acelem var, uçağa yetişeceğim." dedi. "kapıdaki Rolls Royce' umu teminat olarak alabilirsiniz". Kredi işlemleri çok hızlı bir bicimde tamamlandı. Banka Rolls Royce otomobili bankanın garajına çektiler, adama da beş bin dolar krediyi verdiler. Müşteri temsilcisi, kişisel merakını gidermek için bir hafta boyunca özel bir araştırma yaptı ve bankalarının bu yeni müşterisinin çok büyük bir is adamı ve çok büyük bir servet sahibi olduğunu öğrendi. Bir hafta sonra adam yeniden gelip, borcunun anaparası beş bin dolarla, bir haftalık faizi dokuz bucuk doları ödedikten sonra, müşteri temsilcisi bir turlu yenemediği merakının dürtüsüyle sordu:
"Sizin, çok büyük bir is adamı ve çok büyük bir servetin sahibi olduğunuzu öğrendim" dedi. "Yalnızca kişisel merakımdan soruyorum. Lütfen söyler misiniz, sizin için çok küçük bir miktar olan beş bin dolarlık krediye neden gereksinim duydunuz?" Adam hafifçe gülümsedi:
"Siz de bana lütfen söyler misiniz?" dedi. "Böyle lüks bir otomobili, New York'ta hangi kapalı garaja, bir hafta boyunca dokuz bucuk dolara bırakabilirsiniz?
(para kazanmak sadece çalışma ve hırsla olmaz,zeka da gerekir..)[:'(][:'(]

XANTHE
24-08-2010, 06:28
Mimar Sinan.

Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.
Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir.
Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.

Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse 161 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser.

Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin. Ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.
Göreceğiniz manzaraysa şudur:

Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır ....

MsTrK
24-08-2010, 07:25
Mimar Sinan.

Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan on yedisine bastığında, iki kişi onunla evlenmek ister. Mihrimah, yani Mihrü Mah, Farsca’da “Güneş ve Ay” anlamına gelir. Kızla evlenmek isteyenlerin biri Diyarbakır Valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan’dır.
Padişah kızını Rüstem Paşa’ya verir.
Koca Sinan evlidir, ellisindedir ve de Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama, aşkını, olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır.
Üsküdar’a, Saray’ın isteğiyle elbet, 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii’nin temelini atar ve 1548’de bitirir. Camiyi yaparken, eserine sanki “etekleri yerleri süpüren bir kadının” dış çizgilerini verir.

Derken, ilk kez padişah fermanı olmaksızın, Edirnekapı’da, pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul’un en yüksek tepelerinden birine, ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan’a. Cami küçücüktür. Minaresi otuz sekiz metredir, bir adet incecik kubbesi üzerindeyse 161 pencere, camiin iç güzeliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarındaki işlemeler Mihrimah Sultan’ın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte, aşka adanmış iki eser.

Şimdi, gidin Edirnekapı ve Üsküdar’daki camileri aynı anda görebileceğiniz bi yer seçin. Ve 21 Mart’ta, yani geceyle gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan, 21 Mart Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür.
Göreceğiniz manzaraysa şudur:

Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken, Üsküdar’daki camiinin ardından ay doğar! Mihrü Mah eşittir Güneş ve Ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır; nasıl bir güzellik anlayışıdır ....
Elline saglik abi ..
Birsey daha ögrenmis oldum .

oguzhanoktay
24-08-2010, 12:07
mükemmel

#Guerrier
24-08-2010, 22:07
Rehadan İnciler(Fıkra gibi):
Italya muhabiri Muhtar'a bildiriyor:

-Italyanlar Fatih Terim'e kurtarici anlaminda 'Salvatore' diyorlar...

-Yani O'na kurtarici diyorlar, öyle mi?

-Evet. 'Salvatore' diyorlar...

..Ve Muhtar, her zaman anlama zorlugu çeken biz izleyicilere olayi

açiklar:

-Gördügünüz gibi sayin seyirciler... Italyanlar Fatih Terim'e

kurtarici

anlaminda 'Matador' diyorlar...

---------------------------------------------

Muhtar, cinsel tacizle suçlanan okul müdürüne sunlari söyler:

-Sen benim sözümü kestigine göre kimbilir daha neler yapmissindir!

---------------------------------------------

Harika Avci kürtaj yaptirir. Muhtar sorar:


-Peki simdi bebek nerde?

---------------------------------------------

Adam karisini bogarak öldürmüstür. Muhtar'in ilk sözü:

-Efenim basiniz sagolsun...

---------------------------------------------

Muhtar bazen anlamakta zorlanir:

-Dogustan kör oldugunuzu anladim da beyfendi, küçükken de gözleriniz

görmüyor muydu onu soruyorum?

---------------------------------------------

Muhtar cenaze haberi verir:

-Sali günü kilinacak Cuma namazindan sonra defnedilecek cenaze...

---------------------------------------------

Alparslan Türkes'in cenaze töreni. Muhtar anlatir:

- Cenaze töreninde sayilari onbinin üzerinde yedibin güvenlik görevlisi

vardi...

---------------------------------------------

Kiz tecavüze ugramistir. Muhtar kizin duygularini ögrenmek ister:

-Ne yaptilar? O an nasil hissettiniz?

---------------------------------------------

Dagcilar donmak üzereyken kurtarilmistir ve Muhtar oldukça kisa bir

soru sorar:

-Soguk muydu?

---------------------------------------------

Muhtar, mazluma akil verir:

-Peki siz sormadiniz mi sünnetçiye neden hepsini kestiniz diye?

---------------------------------------------

Kadin biçaklanmistir. Muhtar canli yayinda gerçeklerin pesindedir:

-Sizi öldürebildi mi efenim?

---------------------------------------------

Bir yüzücü 350 tonluk bir gemiyi çekmistir. Muhtar sorar:

- Nasil çekiyorsunuz gemiyi?

- Inanç meselesi. Içinizde bunu hissetmeniz gerekir.

- Neyi hissetmem gerekir? Gemiyi mi?
[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

doctrolg
25-08-2010, 01:09
Acayip güldüm yaaaa [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

Bir kredi kartı basvurum vardı, kabul oldu mu
acaba?...
- Ne yazık ki 250 ye 300 oyla reddedildi...


...- Arkadaslara kredi kartı geldi bana

gelmedi?...
- Bundan sonra arkadaslarınızı daha dikkatli
secin....


- Yani beyefendi on kere form doldurdum kredi kartı
icin...yine red, Allah askına bu kartı alabilmek icin ben naapayım
siz soyleyin?

- Gidin Masterbaba turbesinde dua edin....


- Kartımın limiti neden bu kadar dusuk
- Uluslararası para piyasası dengelerini bozmak istemedik....


- Yarın gidip bankadaki tum paramı cekiyorum...
- Bunu yaparsanız tarih sizi affetmeyecektir...


- Bankamatik kartımı yuttu, naapıcam?...

- Sakin olun ve elinizi yavavasca kart yuvasından
cıkartın......

- Ya kart matikte kaldı ve buralarda bir sube yok.
Acaba bir ekip gonderebilirsiniz?...
- Derhal... Yalnız ekip gelinceye kadar siz suni teneffuse devam
edin...


- Az once bir fax cektim ulastımı acaba?..

- Normal miydi, Yıldırım mıydı?

- Ekstrem bana ulasmıyor ve surekli faiz
odüyorum!...
- Nereden geliyor bu degirmenin suyu...


- Yauv kardesim 10 dakkadır muzik dinletiyorsunuz
adama...!

- Guzel sanatların hangi dalına tahammul
edebilirsiniz ki?


- Siz bana kuryenin adresini verseniz ben gidip alsam
olmaz mı?

- Bunu duymamıs olayım...,


- Sizin yeriniz nerde?
- Her zaman yanınızda

(Favorim bu)
- Yav beyefendi ben kartımla 300 milyon nakit avans
cektim bunun faizi gunluk mu alınıyor?

- Acısını her an hissedeceksiniz...

- Borcumu iki ay odemezsem kartım takibe girer mi?

- Fazla uzaga kacamaz....

- Kısa vadede hangi enstrümana yatırım yapmamı tavsiye edersiniz? -
Parayı veren dudugu calar.


- ınanmıyorum 10 milyon icin 7 milyon faiz
gelmis...Allah hepinizin cezasını versin!...

- Bunun icin fax cekmeniz gerekiyor...

XANTHE
25-08-2010, 01:15
inanın şu an ağlamıyorum gülüyorum o yüzden bu gözlerimdeki yaşlar[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

doctrolg
26-08-2010, 01:02
Temel İstanbul boğazında tekneyle turist gezdiriyormuş. Bir gün bir Amerikalıyı almış, başlamışlar t...ura. Adam bir saray görüp sormus:
- Bu ne kadar zamanda yapıldı?
Temel:
- 10 yılda
demiş.
Adam:
- Yazık, bizde olsa 5 yılda biterdi.
Derken bir cami görüp sormus:
- Bu ne kadar zamanda yapıldı?
Temel:
- 5 yılda
demiş.
Adam tekrar:
- Yazık, bizde olsa 2 yılda biterdi
demiş.
Temel sinirlenmeye başlamış. Bir tarihi yapı daha görmüşler, turist tekrar sormus, Temel:
- 2 yılda
demiş.
Adam:
- Vah vah! bizde olsa 1 yılda biterdi
demiş. Derken tam o sırada Boğaz Köprüsü`nün altına gelmişler. Amerikalı köprüyü göstererek tekrar sormus:
- Peki bu ne kadar zamanda yapıldı?.
İyice sinirlenen Temel cevabı yapıştırmış:
- Hangisi? Bu mu? Bilmem, dün burada yoktu... [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
27-08-2010, 19:15
Ben Ölürsem Ne Yaparsın Kocacım ?? (http://www.facebook.com/album.php?aid=17119&id=126032784098545)
‎-
Kadın: Ben ölürsem ne yaparsin? Tekrar evlenir misin?
Adam : Hayir. Kesinlikle ...hayir !!
Kadın: Neden?? Evli olmak hosuna gitmiyor mu!!??
Adam : öyle demek istemedim. Tabi ki gidiyor.
Kadın: O zaman neden tekrar evlenmezsin ki??
Adam : Tamam. Tamam. EvLenirim.
Kadın: ( Yüzünde üzgün kirgin bir ifadeyLe ) EvLenirsin..
Adam : ( Ne diyecegini biLemez ve azıcık Kırqın iç çeker )
Kadın: Onunla bizim yatagimizda mi yatarsin?
Adam: Başka nerde yatilabilir ki?
Kadın: Benim resimlerimi kaldirip yerlerine onun resimlerini koyar misin??
Adam: Sanirim bu yapilacak en uygun sey olur.
Kadın: O zaman onun benim ayakkabi koleksiyonumdan Ayakkabilar giymesine de izin verirsin....??
Adam: Hayır onun ayakLarı 37 numara...
Kadın: ......................? !!!
Adam: Hmmmhhhsss...... :))

XANTHE
28-08-2010, 00:28
Mesele Kuyumcuyu Bulmak..



(http://www.facebook.com/photo.php?pid=4866475&id=317959352365&fbid=435279087365&ref=mf)

Vaktiyle bir bilge hoca, yıllarca yanında yetiştirdiği öğrencisinin seviyesini öğrenmek ister. Onun ...eline çok parlak ve gizemli görüntüye sahip iri bir nesne verip:
"Oğlum" der, "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.

Öğrenci elindeki ile çevresindeki esnafı gezmeye başlar.


İlk önce bir bakkal dükkânına girer ve "Şunu kaça alırsınız?" diye sorar Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği nesneyi eline alır; evirir çevirir;


sonra: "Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın" der.

İkinci olarak bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği nesneye ancak bir beş lira vermeye razı olur. Üçüncü defa bir semerciye gider: Semerci nesneye şöyle bir bakar, "Bu der "benim semerlere iyi süs olur. Bundan "kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm."



En son olarak bir kuyumcuya gider. Kuyumcu öğrencinin elindekini görünce yerinden fırlar. "Bu kadar değerli bir pırlantayı, mücevheri nereden buldun?" diye hayretle bağırır ve hemen ilâve eder. "Buna kaç lira istiyorsun?" Öğrenci sorar: Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm."



Öğrenci, "Hayır veremem." diye taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar:



"Ne olur bunu bana satın. Dükkânımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim." Öğrenci emanet olduğunu, satmaya yetkili olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.

Mücevheri alıp kuyumcudan çıkan öğrencinin kafası karma karışıktır. Böylesi karışık düşünceler içinde geriye dönmeye başlar. Bir tarafta elindeki nesneye yüzünü buruşturarak 1 lira verip onu oyuncak olarak görenler, diğer tarafta da mücevher diye isimlendirip buna sahip olmak için her şeyini vermeye hazır olan ve hatta yalvaran kişiler..



Bilge hocasının yanına dönen öğrenci, büyük bir şaşkınlık içinde başından geçen macerasını anlatır.


Bilge sorar: "Bu karşılaştığın durumları izah edebilir misin?" Öğrenci: "Çok şaşkınım efendim, ne diyeceğimi bilemiyorum,


kafam karmakarışık" diye cevap verir.



Bilge hoca çok kısa cevap verir:


"Bir şeyin kıymetini ancak onun değerini bilen anlar ve o değerini bilenin yanında kıymetlidir."


Her insanın hayatında varlığını ve değerini bilen, hisseden, fark eden kuyumcular mutlaka vardır.


Mesele kuyumcuyu bulmaktadır..

doctrolg
28-08-2010, 00:35
Çocuk Dedesine Sormuş:-)
Dede, Nenem İle Kaç Yıldır Evlisiniz?
- 40 Yıldır Evlat.......... Demiş Dede.
- Peki Ama Dede, Ben Sizi Hiç Kavga Ederken Görmedim Bunun Sırrı Nedir?
- Otur Evlat Anlatayım.
Evlat Biz Ninen İle Evlendiğimizde Elde Avuçta Bir Şey Yok,
Kimsemde Yoktu.
Ben Neneni Bizden Oldukça Uzaktaki Köyden Aldım,
Nikahımız Kıyıldı,
Benim At Arabasına Nenenin Üç Beş Eşyasını Attık Ve Bizim Köyün Yolunu Tuttuk.
Yolda Benim Atin Ayağı Sürçtü Ve Tökezledi.

-Ben "Bu Bir" Dedim. Devam Ederken Bir Daha Tökezledi,

-Ben Yine "Bu İki" Dedim. Köye De Daha Epey Yolumuz Vardı,
Bizim Atın Ayağı Bir Daha Tökezleyince
"Bu Üç" Dedim Ve Çektim Belimden Silahı,
Ati Orada Vurdum.

Ben Atı Vurunca Nenen Başladı Bana Söylenmeye.
"Biz Simdi Nasıl Gidiceğiz,
Niye Durup Dururken Atı Vurdun.
Sen De Hiç Akıl Yok Mu. Bu Eşyaları Nasıl Götüreceğiz"
-Ben De Döndüm Nenene
"Bu Bir" Dedim.
O Gün Bugündür, Gül Gibi Geçinip Gidiyoruz… :))

XANTHE
28-08-2010, 00:37
Hocam gerçekten çok anlam yüklü ve çok güzel bir fıkraydı. Teşekkürler paylaşımınız için.

WaGrAnT
29-08-2010, 00:12
Doğru Erkek :)
Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış,
kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış.
Lambadan cin çıkmış ve;
-'Sadece bir dilek hakkin var, iyi düşün öyle dile' demiş.
Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak:
-'Bütün dünyada zulmün, savasın, açlığın bitmesini istiyorum.
Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun?
Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını,
her yere barisin gelmesini diliyorum' diyivermiş.
Cin haritaya bakmış ve dehşetle;
- 'Tanrı askına Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar.
Tamam, isimde iyiyim ama o kadar da değil!
Bunu yapılabileceğimi sanmıyorum.
Başka bir dilekte bulun' diye bağırmış.
Kadın birkaç dakika düşünmüş ve ;
- 'Hayatim boyunca doğru bir erkek bulamadım.
Bilirsin; hem ince düşünceli, hem dürüst, hem karizmatik , hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadik olacak erkek diliyorum' demiş.
Cin derin derin bir iç çekmiş:
-Uzat su kahrolası haritayı..!!!

doctrolg
29-08-2010, 00:55
Uçak, Yeşilköy'den kalkmıştı. Bakırköy Akıl Hastanesinin üzerinden geçerken, pilot birden gülmeye başladı. Hostes bu gülüşün sebebini sorunca şu cevabı verdi :


-Başhekim kaçtığımı öğrenince kimbilir nasıl şaşıracak!!!!
[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
29-08-2010, 23:46
Padişahın biri,
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vereceğim!
demiş. Yalancılar, hemen saraya koşuşturup başlamışlar yalana;
- Bir kuş, aslanı kapıp yuvasına götürdü.
- Bunun neresi yalan?.. Kuş kartaldır, Arslan da kuzu kadar minik bir yavru. Kaptı mı götürür tabii!..
- Komşu ülkede bir eşeği kral yaptılar!..
- Ülkenin kralı, pencereden bakınırken tacını düşürmüş. Taç da pencerenin altındaki eşeğin başına geçmiş. Taç kimin kafasındaysa, kral odur tabii!..
- Padişahım, ben gökyüzüne bir ok attım. Altı ay sonra geri döndü!
- Senin ok bir ağacın üstüne düşmüştür. Ağaç, sonbaharda yapraklarını dökünce, takılacak yer bulamayıp yere inmiştir.
Böylece padişah, her yalana gerçek bir bahane bulmuş ve kimse padişaha bu yalandır dedirtememiş. Ama bir gün bir Kayserili gelmiş;
- Padişahım, sen benim babamdan borç olarak bir küp dolusu altın almıştın. Şimdi geri almaya geldim. Yalandır dersen ödülümü ver. Yalan değil dersen borcunu öde!..



Çocugun biri annesinden bisiklet istemiş, çocuk dindar olmadıgı ıcın annesı: "isaya dua et o sana bisiklet veriir" demiş. Çoçuk bunun üstüne kiliseye gitmiş annesi çoçugun dine geldıgını dusunup sevinmiş. Çoçuk kiliseye gidince etrafına bakınmış kimseyi göremeyince meryem ana heykelini çalmış mektup yazmaya başlamış "İsa anan elimde bisikleti ister getir ister getirme"

benx
30-08-2010, 00:18
bi adam kadın evlenmiş fakat cocukları olmuyormuş
15 sene sonra kadın müjde kocacım hamileyim demiş
bizimki çok sevinmiş ee kolay degil 15 sene sonra baba olmak
fakat işyeri adamı 8 ay sonra yurt dışına gondermiş
adam çok üzülmüş dogumda karısının yanında olamıcagı için
ama eli mahküm gitmiş 4 ay sonra döndügünde ne görsün cocuk zenci
karısına sordugunda kadın soguk kanlı cevap vermiş
aslında cocuk normal dogdu fakat sonradan benim sütüm kesildigi için zenci bi süt anne buldum
onun sütünü içe içe böyle karardı demiş
adamda ben en iyisi anneme sorayım o en iyisini bilir demiş
Aneside: evet oglum dogrudur sende normal dogdun fakat sütüm kesildigi için seni inek sütüyle
besledim şimdi boynuzların çıkıyo bak demiş

NeutralizeR
30-08-2010, 00:28
:) sprmiş yaa.

XANTHE
31-08-2010, 03:36
Kurnaz


Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken
Çarpışırlar. İkisinin de ...arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç
yara almadan kurtulur.
Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
' Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama
ikimizde hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp ,dost olup, hayatimizin
sonuna
kadar huzur içinde birlikte yasamamız için bir işarettir' der.
Müthiş heyecanlanan adam:
'Evet, galiba haklisin' diye cevap verir.
KADIN şaşkınlıkla 'Bak, arabam hurdaya döndü ama bir sise şarap
sapasağlam.
Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız'
DERKEN, şarap şişesini adama uzatır. Adam şişeyi alır, açar ve yarısını
içip kadına Verir.
Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır.
Bunun üstüne adam sorar:
'Sen içmeyecek misin ?'
! kadın cevap verir:
'Hayır, ben polisi bekleyeceğim!'

TuRkHoT
31-08-2010, 03:40
hahaha :D :D kadin uyanikmis

doctrolg
01-09-2010, 00:16
Temel askerde biraz tembel..Sabah ictimasindan kaytarip bir agacin altina yatar.
-Ancak biraz sonra yakalanir. Komutan yanina cagirir.
-Meslegin nedir? -Insaat kalfalugu yapayurum komutanim.
-Ha demek oyle, Peki sen insaatta yaninda calisan bir isciyi boyle yatarken yakalarsan ne ederdin.
-Temel firsati kacirmaz:
...-Hemen, hic dusunmeden isine son verirdim evine gonderurdum komitanum....
[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

WaGrAnT
01-09-2010, 20:29
Aldatan Kadın
Adamın biri işten eve gelmiş bir bakmış, karısı başka bir adamla yatakta. Hemen ...tabancasını almış ve öteki adama:- 'Madem karımı istiyorsun onu benden erkek gibi al. Seni düelloya davet ediyorum'...Öteki adam bunu kabul etmiş, ikisi birlikte yandaki odaya girmişler kapıyı kapatmışlar, sonra kadının kocası öteki adama fısıldamış:
-
'Aslında kimsenin canının yanmasına gerek yok, ikimizde havaya ateş
edelim sonra ölmüş gibi yere yatalım, karım ilk önce hangimizin yanına
koşarsa en çok sevdiği odur'...
Böylece ikisi havaya bir el ateş
edip hemen kendilerini yere atmışlar...
Kadın silah sesini duyar duymaz
koşarak içeri girmiş...
Yere yatan iki adama bakmış ve bağırmış.....:
- 'Hayatım çıkabilirsin, ikisi de öldü..!!!! xD

iOzbrk
02-09-2010, 01:14
Japonlar bir bilgisayar geliştirirler. Tanıtımında ''Herşeyi biliyor'' ibaresiyle bilgisayarı ahım şahım bir aygıt haline getirmişlerdir.
Dünyanın dört bir yanından bilim adamları gelir. İngilizler, Amerikalılar, Almanlar, Türkler ve daha nicesi
İngiliz girer, 2 saniye sürmez çıkar
Alman girer, 2-3 saniye sürmez çıkar
En sonunda Temel içeri girer Türkleri temsilen,
1 saat olur yoktur, 2 saat olur yoktur günün sonunda çıkar ve der ki
''Sizin bilgisayar kafayı yedi!''
Japonlar şaşırır bir bakarlarki durum vahim sorarlar
''Yaa sen ne sordun buna böyle??''
Cevap,
''Valla oturdum yanına ''ne var ne yok ?'' dedim o da başladı saymaya''

[gl=12.gif]

XANTHE
03-09-2010, 02:52
Bir davada tanıklık etmesi için kürsüye yaşlı bir teyzeyi çağırırlar. Kadın yerine oturur ve davalının avukatı kadına yaklaşır.
"Bayan Jones,beni tanıyor musunuz?" Yaşlı teyze cevap verir:
"Ah evet bay Williams, sizi çocukluğunuzdan beri tanıyorum. Siz taaa o zamanlar bile aileniz için baş belasıydınız, sürekli yalan söylüyorsunuz, karınızı komşunuzla aldatıyorsunuz, en yakınım dediğiniz insanların arkasından konuşuyorsunuz, 2 dolar fazla kazanmak için herkesi satarsınız."
Davalının avukatı başta olmak üzere tüm salon şok olur.
Adam ne yapacağını bilmez bir halde kadına tekrar sorar.
"Peki Bayan Jones, ya karşı tarafın avukatını tanıyor musunuz?"
Kadın yine cevaplar:
"Elbette tanıyorum. Çocukluğunda ona dadılık yapmıştım. Tembel, ödlek ve alkolik adamın tekidir. Etrafında bir tek dostu yoktur ve herkes onun hala geceleri altına kaçırdığını söylüyor."
Yine herkes şokta.
Bütün salonu bir uğultu kaplar. Hakim kürsüye tak tak vurup herkesi susturur ve her iki tarafın avukatını da kürsüye çağırır.
Ve ikisine de eğilmelerini söyleyerek, kulaklarına şunları fısıldar:
"Eğer bu kadına beni tanıyıp tanımadığını sorarsanız, ikinizi de harcarım."



Papaz ölmek üzere olan adamın üzerine eğilerek;
-Ölmeden önce şeytanı ve onun kötülüklerini lanetle...der.
Ancak adamdan ses çıkmaz.
Papaz isteğini bir kez daha tekrarlar, ama hastanın sessizliği sürer.
Sonunda Papaz kızgın bir ifadeyle;
-Neden şeytanı ve kötülüklerini lanetlemiyosun, bre gafil? diye sorunca adam halsizce karşılık verir;
-Nereye gideceğim belli olmadan kimse hakkında kötü konuşmak istemiyorum.



Zengin bir iş adamının kızı, kendisiyle evlenmek isteyen erkek arkadaşını anne ve babasıyla tanıştırmak için evlerine yemeğe cağırdı. Yemekten sonra zengin iş adamı damat adayıyla başbaşa konuşmak istedi ve onu calışma odasına götürdü.
Senle şöyle erkek erkeğe konuşalım yavrum, dedi.
- Evlendikten sonra aileni geçindirmek için ne iş yapmayı düşünüyorsun?
Damat adayı duraksamadan yanıt verdi:
- Aslında benim elimden her iş gelir efendim, evlendikten sonra bir yerde kesinlikle bir iş bulurum. Sonra da nasıl olsa, Tanrı yardım eder.
Damat adayının bu yanıtını kuşkuyla karşılayan iş adamı, bu kez daha somut bir soru sordu:
- Peki içinde kızımı oturtabileceğin bir eve nasıl sahip olmayı düşünüyorsun?
Damat adayı yine duraksamadan cevap verdi:
- Ben aslinda çok çalışkan bir insanımdır, dedi. Gece gündüz demez çalışır, para biriktiririm. Sonra da nasıl olsa Tanrı yardım eder, bizde bir ev sahibi oluruz.
Kız babasının neşesi iyice kaçtı. Bu kez sesini yükselterek sordu:
- Peki oğlum ilerde çocuklarınız olunca onlara nasıl bakacaksınız?
Damat adayı o soruyu da yanıtladı:
- Biraz önce söyledim ya, gece gündüz çalışır kazandığım tüm parayı biriktiririm. Sonrada nasıl olsa Tanrı'nın yardımıyla çocuklarımızı büyütürüz.
Damat gittikten sonra kızı kosarak babasının yanına geldi:
- Damadını beğendiğini gözlerinden anlıyorum babacığım, lütfen söyler misin onun en cok neyini beğendin?
Babası kızının yüzüne dik dik baktı:
- Onun en çok hoşuma giden yanı benim hakkımdaki görüşü, dedi ve ekledi:
- Beni Tanrı sanıyor![gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

doctrolg
03-09-2010, 03:30
Temel'in babası vefat eder...
Cenazeye gelen bir aile dostu Temel'e sorar: Nasıl oldu?
Cevap: 30. kattan aşağıya düştü...
Adam: Vah vah desene çok feci ölmüş...
Temel: Yok yok öyle ölmedi... tam yere düşecekken manavın tentesine çarpıp tekrar yükseldi...
Adam: Vah Vaah! Daha şiddetli çakıldı o zaman. Temel: Yok! Karşıdaki kasabın tenteden zıpladı bu sefer karşı binanın çatısına...
Adam: Demek çatıya çarpıp öldü.
Temel: Yok ya! Çatıdan yuvarlanıp elektrik tellerine gitti...
Adam: Deme ya! Çarpıldı o zaman...
Temel: Yok canım teller yaylandı babamı 200 metre yukarı fırlattı.
Adam: 200 metreden yere çakıldı öyle mi? Yazık...
Temel: Yok ya yine en baştaki bakkalın tenteye...
Adam: Orda mı öldü?
Temel: Yooo... Ordanda yine kasaba...
En sonunda bunalan adam Temel'e bağırarak sordu: Ulan nasıl öldü bu adam?
Temel: "Baktık durmuyo... Vurduk!" [gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
04-09-2010, 00:25
Adamın biri elinde bıçak camiiden içeri girer..
"Burada müslüman varsa dışarı çıksın" diye bağırır..
Herkes birbirine bakarken yaşlı bi amca kalkar..ben müslümanım buyur çıkalım der..
Dışarı çıkarlar... bıçaklı adam iki büyükbaş hayvanı göstererek,
"Ben bu hayvanları kurban keseceğim ama kesmeyi bilmiyorum,yardım edermisin" der.
Yaşlı amca severek yardım eder ve bir hayvanı birlikte keserler.
Sıra ikinciye gelince yaşlı amca "evladım ben yoruldum camiiden başka birini al" der.
Adam tekrar camiiden içeri girer.."Bana başka bi müslüman lazım diye bağırır".
Adamın elindeki bıçaktan damlayn kanları görünce herkes tırsar ..
Dönüp cami hocasına bakar herkes..Hoca yutkunur ve cemaate bağırır:
"Ne bakıyonuz lan, iki rekat namaz kıldırdık diye müslümanmı olduk".

[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif] ( çok fena fıkraydı)

MoDaMinE
04-09-2010, 00:34
Sparta'da guldugumuz yetmedi İstanbul ile paylastim fikrayi cok guzeldi emeginize saglik :)) gulmekten ilk okuyamadim zaten :):):)


Sent from my iPod touch using Tapatalk

XANTHE
05-09-2010, 04:21
Bir duvarcı ustasının şantiyede yazdığı mektup:

Sayın şantiye şefim;

İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur:

Bildiğiniz gibi ben bir duvar ustasıyım. İnşaatın altıncı katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu.

Aşağıya indim, bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım ve
ardından altıncı kata çıktım. İpi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım. Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım.
Bütün tuğlaları varile doldurdum. Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum. Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık 70 kiloyum. 250 kilogram varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti.

Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim. Ben yukarı
çıkarken yolun yarısında, aşağı inmekte olan tuğla dolu varille
çarpıştık. Sağ iki kaburgamın bu sırada kırıldığını sanıyorum. Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı; Parmaklarım da bu sırada kırıldı. Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı.

Varil hafifleyince, bu sefer ben aşağı inmeye varil ise yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık!.. Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı.

Yere inince can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim. Bu sefer de başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime geldiğini gördüm!...

Kafatasımı da böyle çatladığını sanıyorum. gözümü hastanede açtım...[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

WaGrAnT
05-09-2010, 10:09
TAVŞAN
Bir gün tavşan ormanda koşu yapıyormuş. Yolda esrar içen zürafaya rastlamış.
-Zürafa kardeş bırak böyle şeyleri gel koşup sağlıklı yaşayalım demiş,
ve koşmaya başlamışlar. İleride kokain çeken file rastlamışlar.
-Fil kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım sağlıklı kalalım demişler,başlamışlar 3ü koşmaya. Az ileride eroin vuran aslana rastlamışlar,
tavşan: -aslan kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım demiş.
Aslan gerinmiş tavşana bir yumruk patlatmış..
zürafa sormuş: -aslan kardeş niye vurdun tavşana?
Aslan cevap vermiş: -bu manyak ne zaman extasy içse bütün ormanı peşine takıp koşturuyor :D

doctrolg
06-09-2010, 23:53
Adamcağız her gece yatağını ıslatır hale gelmiş.Yatmadan önce her türlü önlemi alıp çişini de yapıyor, ama gece yine yatağını ıslatıyormuş.Sonunda canına tak etmiş ve soluğu psikologda almış.
Doktor hastasını önce telkin ederek uzanıp rahat etmesini sağlamış ve terapisine başlamış;
- Eveeet... şimdi anlatın bakalım.Her gece yatağınızı nasıl ıslatıyorsunuz?
- Valla doktorcuğum, yatmadan önce çişimi yapıyorum ve yatağa yatıp uyuyorum.
- Ee? gayet güzel devam edin.
- Uyuduktan bir süre sonra rüya görmeye başlıyorum.
- Peki nasıl bir rüya görüyorsunuz?
- Rüyamda yeşil, küçücük bir adam geliyor ve bana ;"-Çişini yaptın mı?"diye soruyor.
Ben de; "-Hayır yapmadım." deyince ;"-Hadi bakalım, öyleyse şimdi yap!" diyor, ben de yapıyorum.
- Hımmm... Tamam anlaşıldı. Şimdi evinize gidin. Bu gece yine çişinizi yapıp yatın. O yeşil küçük adam gelip size "-Çişini yaptın mı?" diye sorarsa siz de "-Evet! Yaptım!." diye yanıtlayın ve yatağınızı ıslatmaktan kurtulun.

Bu reçeteyi alan hastamız eve gider.Yatma vakti gelince çişini yapar ve yatağa yatar.Kısa bir süre sonra uyuyup rüya görmeye başlar ve yeşil küçük adam gelir, bizimkine sorar;
- Çişini yaptın mı ?
- Evet! Yaptım!
- Ya büyüğünü?
- I-ıh yapmadım.
- Hadi bakalım,öyleyse şimdi yap...

XANTHE
07-09-2010, 00:26
[:D] fena bi durum, teşekkürler paylaşım için.

WaGrAnT
07-09-2010, 11:27
ASANSÖR
köylü oğlan ve babası büyük şehre ilk defa gelmişler. Alışveriş merkezinde zemin kattaki iki gümüş renkli parlak duvarın ağır ağır açılıp kapanması ilgilerini çekmiş. “Bu ne baba?” diye sormuş oğlan. Hayatında hiç asansör görmemiş. Baba “Bilemiyorum oğul..” demiş.Onlar bu ilginç şeyi nefeslerini tutup izlerken tekerlekli sandalyeli yaşlı bir kadın sağa sola kayan gümüş renkli duvarlara doğru gitmiş ve bir düğmeye basmış.Duvarlar açılmış, yaşlı kadın yoğun ışıklı küçük bir odaya girmiş,duvarlar kapanmış.Oğlan ve babası kapının üzerindeki küçükten büyüğe doğru yanıp sönen ışıklı rakamları izlemişler. Son rakamdan sonra aynı sırayla bu sefer geriye doğru ışıklar teker teker yanmış. Sonunda duvar iki yana kayarak açılmış, dışarı 24 yaşlarında incecik muhteşem bir fıstık çıkmış.“Oğlum” demiş adam kızdan gözlerini ayırmadan,“Koş..Koş ananı getir!..

Misafir.
07-09-2010, 18:02
Maho ağa, dağ, bayır gezerken bastığı yere dikkat etmez ve
uçurumdan yuvarlanmaya başlar. Çizgi filml...erdeki gibi,
uçurumun yarısında bir ağaç parçasına zor tutunur.
Kendine gelince var gücü ile seslenir;

- Ula yoharida kisme yoh miiiii?.....

Sadece sesi yankılanmaktadı r. Aradan biraz zaman geçer. Bir gayret daha;

- Ula yoharida kimse yoh miiiii?....

Hiç ses soluk yoktur. Epey zaman geçer. Hava kararmaya,
tutunduğu dal çatırdamaya başlamıştır. Zaten kolunda da
mecal kalmamıştır.Sonbir gayretle ve bağırmaktan kısılmış olan sesi ile:

- Ula, ula yoharida kimse yoh miiii?.....

Derken, nereden geldiği belli olmayan,içinden mi,dışından mı bir ses duyar;

- Ben varım!...

Gözleri parlamış ve azıcık can gelmiştir Maho ağaya;

- Ula.. sen kimsin?
- Ben seni yaratan Allah'ınım.
- Bana bir çare Allahım, ne olur!

Allah;

- Saatlerdir orada sabırla ve isyan etmeden bekledin ey kulum.
Bu sabrının mükafatı olarak senin bütün günahlarını affettim.
Bırak elini ve gel cennetime!

Maho Ağa azıcık düşünür;
- Ula.. başka kimse yoh miiiiiii?...

KaleXitus
07-09-2010, 20:02
Bir duvarcı ustasının şantiyede yazdığı mektup:

Sayın şantiye şefim;

İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmeyerek ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz. Şu anda hastanede yatmama neden olan olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur:

Bildiğiniz gibi ben bir duvar ustasıyım. İnşaatın altıncı katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı. Yaklaşık 250 kg kadar olduğunu tahmin ettiğim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu.

Aşağıya indim, bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım ve
ardından altıncı kata çıktım. İpi bir çıkrıktan geçirip ucunu aşağıya saldım. Tekrar aşağıya indim ve ipi çekerek varili altıncı kata çıkardım. İpin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım.
Bütün tuğlaları varile doldurdum. Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havalarda buldum. Nasıl bulmayayım? Ben yaklaşık 70 kiloyum. 250 kilogram varil süratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti.

Heyecan ve şaşkınlıktan ipi bırakmayı akıl edemedim. Ben yukarı
çıkarken yolun yarısında, aşağı inmekte olan tuğla dolu varille
çarpıştık. Sağ iki kaburgamın bu sırada kırıldığını sanıyorum. Tam yukarı çıkınca, iki parmağım iple beraber çıkrığa sıkıştı; Parmaklarım da bu sırada kırıldı. Bu esnada yere çarpan varilin dibi çıktı ve tuğlalar etrafa saçıldı.

Varil hafifleyince, bu sefer ben aşağı inmeye varil ise yukarı çıkmaya başladı ve yolun yarısında yine varille çarpıştık!.. Sol bacağımın kaval kemiği de bu sırada kırıldı.

Yere inince can havli ile ipi bırakmayı akıl ettim. Bu sefer de başımı yukarı kaldırdığımda boş varilin süratle üzerime geldiğini gördüm!...

Kafatasımı da böyle çatladığını sanıyorum. gözümü hastanede açtım...[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

Discovery Channelda efsane avcıları diye bir program var. Bir gün bu konuyu işlediler ve imkansız olduğu ortaya çıktı. Kim yazmışsa biraz atmış. :)

XANTHE
07-09-2010, 20:08
Discovery Channelda efsane avcıları diye bir program var. Bir gün bu konuyu işlediler ve imkansız olduğu ortaya çıktı. Kim yazmışsa biraz atmış. :)

Dikkat ettiysen fıkra bölümüne açtım o yüzden :) Myth Busters favori tv programımdır :) Ama bu bölümünü izlememiştim..

XANTHE
10-09-2010, 01:31
Bir gün temel berbere gider ve saçlarını kestirmek ister, ancak gelin görün ki temelin 3 tel saçı vardır. berbere "saçları sola doğru yatırarak şekil ver" der, berber sola doğru yatırırken bir tel kopar.

Bunun üzerine temel "berber bey, sağa doğru yatırıp şekil ver" der, berber sağa doğru yatırırken bir tel saç daha kopar. bunun üzerine temel cevabı yapıştırır. Hayddii, naptın kardeş, bırak ya bırak, dağınık kalsın...

XANTHE
13-09-2010, 10:25
Kadının biri yüzü gözü mor ağzı burnu dağılmış bir şekilde doktorun odasına girerer.

Doktor: Ne oldu size?

Kadın: Doktor bey, ne yapacağımı bilemiyorum. Kocam ne zaman içip de eve sarhoş
dönse beni öldürene kadar dövüyor.

Doktor: Bu konuda size çok işe yarayan bir çözümüm var hanımefendi.
Kocanız sarhoş olarak eve geldiğinde elinize bir bardak şekerli çay alın ve
kocanız yatıp uyuyana kadar ağzınıza alacağınız bir yudum çayı ağızınız içinde
sürekli dolaştırın....

İki hafta sonra, aynı kadın, eli yüzü düzgün şekilde doktoru ziyaret eder.

Kadın: Evet doktor, harika bir çözümdü bu. Kocam eve sarhoş geldiği her
seferinde, yatıp uyuyana kadar ağzıma bir yudum çay alıp ağzımı çalkalar gibi
ağzımda dolaştırdım; ve kocam bana hiç dokunmadı.

Doktor: Gördünüz mü, ağzınızı kapalı tutmak ne kadar çok işe yarıyor...[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

+++++++++++++++++++++

Temel Laz olduğu için kendinden nefret ediyormuş. Amerikaya gitmiş ve birçok ameliyattan sonra burnunu düzelttirmiş, iyi şekilde İngilizce öğrenmiş ve meşhur bir piyanist olmuş. Birgün büyük bir topluluğa konser verdikten sonra seyircileri selamlarken ön taraftan bir ses duymuş:
-Helal sana hemşerum, çok iyi çalayusun da! Temel:
- Benim Laz olduğumu nereden anladın yahu. Halbuki Lazlara benzememek için bir sürü ameliyat oldum.
- Nasıl anlamayayım, demiş adam. Bütün piyanistler otururken sandalyeyi kendilerine çekerler, sen ise sandalyeye oturup piyanoyu kendine çekeyusun da!!!!!![gl=12.gif][gl=12.gif]

MoDaMinE
13-09-2010, 15:33
Laz olmak böyle bişey. Farkımızı farkettirebiliyoruz [gl=25.gif][gl=12.gif]

doctrolg
13-09-2010, 21:47
Papa makam otosuyla Roma'da dolaşmaktadır. Bir süre sonra canı sıkılır ve şöföre durmasını söyler. Soförü arkaya geçirir ve arabayı kendisi kullanmaya başlar. Araç kullanmanın zevkine varınca hız yapmaya başlar. Hız sınırını aşınca da tabi ki radara yakalanir. Trafik polisi çevirir, arabayı kenara çeker. Polis arabanın penceresine eği...lince afallar ve durumu merkeze aktarmak için telsizine davranir.
- Amirim bir oto çevirdim, ama içinde çok büyük bir adam var. Ne yapayim?
- Vali mi?
- Daha büyük.
- Başbakan mı?
- Hayır daha büyük.
- Amerika Başkanı mı?
- Hayır daha büyük.
- Daha büyük kim var oğlum?
- Bu adam kim bilmiyorum ama makam soförü Papa!!!

alizey
14-09-2010, 14:53
Discovery Channelda efsane avcıları diye bir program var. Bir gün bu konuyu işlediler ve imkansız olduğu ortaya çıktı. Kim yazmışsa biraz atmış. :)

izliyorum ben o bölümü de izledim ama imkanlı die hatırlıyorum ben :]

XANTHE
15-09-2010, 20:55
Mafya babası korumaya aldığı müesseselerden haraçları toplamak için yeni bir tetikçi bulmuş.Seçtiği adam sağır ve dilsizmiş. Baba, yeni tetikçinin polisin eline geçerse, fazla bir şey anlatmasının mümkün olamayacağını düşünüyordu böylece. Baba, bir gün ödemelerin geciktiğini fark etti ve tetikçiye adamlarını gönderdi. Adamların sağır dilsizle anlaşmaları
mümkün olmadı tabii.Bunun üzerine "Baba" sağır dilsizi odasına aldırttı. Bir de işaret alfabesi bilen tercüman buldular.
Tercüman işaretle sordu:
"Para nerde?.."
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Ne parası.. Benim paradan haberim yok.. Neden bahsettiğinizi anlamıyorum."
Tercüman tercüme etti.
"Neden bahsettiğinizi anlamıyormuş.."
Baba 38liğini koltuk altından çekip sağır dilsizin beynine dayadı..
"Şimdi sor bakalım, para nerde?.."
Tercüman işaretle sordu:
"Para nerde?."
Sağır dilsiz işaretle yanıt verdi:
"Central Parkta, Batı 78inci Caddeye açılan kapıdan girince soldan üçüncü ağacın kovuğunda 100 bin dolar var."
Baba öfkeyle gürledi:
"Ne dedi?.."

Tercüman yanıtladı:

"Dediki hala neden bahsettiğinizi anlamıyormuş. Ayrıca diyor ki,"nerde sende o tetiği çekecek yürek". [gl=12.gif][gl=12.gif]

MoDaMinE
19-09-2010, 21:45
Tipik Huni... [;)]

Adamın biri birgün kendini asmak için ipin bir ucunu ağaca bağlamış diğer ucunuda beline dolamış, hasta bakıcı sormuş.
-Ne yapıyorsunun sen,
-Görmüyonmu kendimi asıyorum.
-İyide boğazına dolaman gerek ipi,
-Denedim ama o zamanda nefes alamıyorum.


Fenerli sivrisinekler...

Temel ile Dursun Rize de iki katlı bina yaparlar. Birinci katı tamamladıktan sonra evleri olmadığı için orada kalmaya karar verirler.
Yaz mevsimi olduğundan yattıkları yere sivri sinekler dolar. Bunlar da sineklerin kendilerini sokmaması için yorganı başlarına kapatırlar.
Günlerden bir gün yine yatma zamanı gelince odaya ateş böcekleri girer. Bunlar herzamanki gibi başları yorganın içine gömülü şekilde yatarlarken Temel bir ara başını dışarı çıkarıp ateş böceklerini görünce tekrar aceleyle yorganın içine gömülür. Dursun'u dürter ve ona :
-Ula, ula Dursun! Sivrisinekler ellerinde fenerle bizi ariyler, der :)))

Vesikalık Fotoğraf... [gl=12.gif]

Dursun iş için müracaatta bulunmuş. İşe alınması için bazı evraklarla birlikte 8 adet de vesikalık fotoğraf istemişler. Ancak Dursun vesikalık fotoğrafın ne olduğunu bilmiyormuş. Hemen akıl hocası Temelin yanına koşmuş. Durumu anlatmış.
Temel: Bildiğim kadarıyla vesikalık fotoğraf belden yukarı çekilen fotoğraftır. Sen şuraya çukur kaz içine gir. Bende fotoğraf makinesi getireyim. Fotoğrafını çeker veririz demiş.
Dursun başlamış çukur kazmaya, temel fotoğraf makinesi getirmeye gitmiş. Temel bir de gelmiş ne görsün. Dursun 8 tane çukur kazmış.
Temel: Ula Dursun niye 8 çukur kazdın demiş.
Dursun: 8 vesikalık lazım ya...
Temel: Ula salak ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim:)

XANTHE
20-09-2010, 16:29
Bush'un Pulu

Başkan Bush'un yeni talimatı:
- Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkilileri çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun arka yüzüne değil de ön yüzüne tükürmesi efendim..."


ÇIBAN

Varlikli adamın vucudunun biryerinde bir ciban cikar.
Turkiyede hangi doktora gitse aldigi cevap,
"Kokunden kesilmesi lazim. Yoksa olursunuz!" olur.
Arkadaslari Fransayi onerirler. Gider, basvurmadigi doktor kalmaz. Cevap aynidir. Amerika' ya gider. Cevap degismez. Cok kizar.
Bir zenci doktor, adama acir,
"Kimseye soyleme, Afrikada bizim kabilenin buyucusu dedemdir,sana yardimci olabilir" der adresi tarif eder.
Adamcagiz, Afrika' ya gider. Kabileyi ve Buyucu dedeyi bin bir guclukle bulur.
Utanarak buyucu dedeye,
"Butun doktorlar kokunden hemen kesilmesi lazim.Yoksa yakinda ölürsun dediler" diye üzüntü icinde derdini anlatir.
Buyucu dede muayene eder ve kendinden emin bir sekilde guler,
"Korkma! Tam zamaninda beni buldun!"
Hemen bitkilerden ve yabani hayvan diskilarindan bir merhem yapar. Guzelce surer, sarar.
"Her aksam bana gel, 7 aksam merhem surmemiz lazim" der.
Adam sevincle ayrilir. Her aksam gelir, merhem surulur, 7.gun aksam yine merhem surulur. Tedavinin iyi gittiginden emin ve mutlu bir sekilde olan hasta, cok az konusan buyucuye sorar,
"Nasil kesilmesinden kurtuluyor muyum?"
Buyucu agir agir basini sallar. Cubugundan emin bir eda ile duman ceker. Dumani magrur bir eda ile uflerken,
"Yok artik kesmek. Yarin gece Ay dogarken kendiliginden dusecek."[gl=12.gif][gl=12.gif]

TEMEL

Temel her gece yatarken basucuna 2 tane bardak koyuyormus. Biri su dolu
digeri bos...
1 gece 2 gece derken Temel in oda arkadasi Dursun dayanamayip sormus :
- Ula Temel ne edisin sen her gece her gece bu pardaklarla?..
Temel cevap vermis :
- Aksamlari uyandigimda bazen canim su içmek istii bazen de istemii da...[gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
22-09-2010, 03:06
Delilik..

Adam yolda giderken, arabasının lastiği tam tımarhanenin önünde patlar.... Arabayı kaldırıma ancak yanaştırabilir. Sonraki işlemler malum...
Kriko, stepne, bijon anahtarı derken, bir de bunların yanına talihsizlik eklenince, söktüğü 4 adet bijon yuvarlanıp yağmur mazgalına düşer.Bakar mazgal açılır gibi değil, bijonlar da görünür gibi değil. Talihsiz sürücü bir sağına bakar, bir soluna, çaresiz duygular içinde kaderiyle baş başa kaldırıma çöker.
Olayı en başından beri tımarhanenin demir parmaklı penceresinden izleyen bir deli, çaresiz adamın halini bir süre acıyarak izledikten sonra seslenir;
— Ula salaaak! Sen ne yapıyorsun orda öyle?
— Sorma birader, lastik patladı ve değiştirirken bijonları mazgala düşürdüm.
— Düşündüğün şeye bak! Sök öbür lastiklerden birer tane. Hepsi 3 bijonlu olsun. Seni, lastikçiye kadar idare eder.
Adam bir lastiklere bakar bir de deliye ve hemen işe girişir. Her şeyi tamamlayıp bagaj kapağını kapatan sürücünün aklı, deliye takılır. Arabasına binmeden evvel döner dikkatli dikkatli adama bakar. Akıl hastanesindeki adama seslenir:
— Senin ne işin var tımarhanede?
— Biz burada delilikten yatıyoruz kardeşim, salaklıktan değil!!.

doctrolg
23-09-2010, 01:05
Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken ölüme yakın, birden bir Azraili görüyor ve soruyor:
'Benim saatim geldimi?'
Azrail cevap veriyor:
'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var'.
Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve
göğüslerini düzelttiriyor.
Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi'
Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar
ameliyatın değdiğini düşünüyor.
Son ameliyattan sonra,
hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor.
Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin
neden o zaman bana o ambulansın carpmasini engellemedin?
Azrail cevap veriyor:
'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım ki :))) [gl=12.gif][gl=12.gif]

doctrolg
26-09-2010, 02:32
‎- Selam, benim adım Wanda.
- Selam, benimkide Slyvia, sen nasıl öldün?
- Donarak öldüm.
- Ne kadar korkunç.
- Yok o kadar kötü değildi, soğuktan titremem geçince ısınmaya başladım ve uyku bastı, sonunda huzur dolu bir ölüm.
- Peki sen nasıl öldün?
- Ağır bir kalp krizi geçirdim. Kocamın beni aldattığını sandım, onu iş üstünde yakalamak için eve erken geldim, fakat evde tek başına televizyon seyreder halde buldum.
- Sonra ne oldu?
- Kesinlikle evde başka bir kadının olduğundan emindim, bütün evi aramaya başladım. Çatıyı, yatakların altını ama her yeri aradım fakat bulamadım. Ama aşırı yorulmuştum, kalp krizi geçirdim ve öldüm.
- Keşke derin dondurucuya baksaydın, şu anda ikimiz de yaşıyor olacaktık. [gl=12.gif][gl=12.gif]

TuRkHoT
27-09-2010, 09:38
Birgün bir gemide bulunan Alman Fransız ve Temel geminin batması sonucu bir adaya çıkarlar.
Adada bulunan yamyamlar bunları esir alırlar :
-Birinizi yiyeceğiz, derler.
Sınavı kaybedeni yiyeceklerdir.
Herbirine birer maymun verirler en az çocuk yapanı yiyeceklerdir.
Aradan bir süre geçer sonuçlar belli olmuştur.
Alman 2, Fransız 3 ve Temel'in 1 çocuğu olmuştur.
Yamyamlar şaşırmışlardı.
Nasıl olurda bir Türk 1 çocukta kalırdı?
Bunu duyan Temel hiddetle :
-Siz bunun bana dişisini verseydiniz 10 çocuk yapardım ya neyse, demiş.

XANTHE
28-09-2010, 15:32
Bir gün bir bilim adami yilbasi nedeniyle hastaneleri gezip akillanan delileri salmaya karar vermis. Bir sürü hastaneyi gezmis fakat hic akillandigina kanaat getirilen deliye rastlamamis.

En sonunda bir hastaneye gitmis birde bakmis ki bütün deliler zipliyor hemen onlarla ilgilenen doktorlara sormus:
-"Bunlar neden böyle zipliyorlar?"
-"Bunlar kendilerini misir patlagi zannediyorlar." demis

Birde bakmislar ki bir tanesi ziplamadan yatagin üzerinde sabit bir sekilde duruyormus.E tabi bunlar da onun iyileştiğini varsayarak hemen ona yaklasarak sormus.
-"Sen neden ziplamiyorsun?"
-"Ben tavaya yapistim..."[gl=12.gif][gl=12.gif]

Yatsı Tavuk
Trabzonda köyün birinden bir taksi şöförü geçerken tavuğun birini ezmiştir. Dürüst adammış vesselam... Hemen arabasını çeker kenara, köye doğru yürürken bir köylüye rastlar ve olayı anlatır. Tavuğun sahibine parasını ödemek istediğini söyler. Şöyle bir bakar köylü:
- Ha bunu pilse pilse bizum köyin muhtari Temel pilur.
Adam muhtarlığın yolunu tutar. Temel'e tavuğu gösterir:
- Bunun sahibi kimse parasını ödeyeceğim, tanıyor musunuz?
Temel şöyle bir bakar ve cevabı verir:
- Ha pu pizum köyin değuldur, pizum köyde yassi tavuk yoktir[:D][:D]


Amerikalıların yardımı ile karayolu çalışmaları yapılıyormuş. Bölgeye yakın bir köyde de Köylüler bir patika yolu yapıyorlarmış. Bunun için bir eşeği tepeye doğru kovalayıp onun geçtiği yeri sertleştirerek yolu tamamlıyorlarmış.
Malum hayvan içgüdüsel olarak hedefe doğru en az yorucu yolu seçer
ya!...
Bu köylüler, O sırada orada vazifeli olan bir Amerikalı mühendisin
dikkatini çekmiş.
Mühendis olanları merak ederek tercümanı -ya da karayolu projesinin bir Türk Yetkilisi-ile yanlarına gitmiş
-"Kolay gelsin, ne yapıyorsunuz burada böyle?"
İçlerinden en uyanık olanı;
-"Yol yapıyoz" diye cevap vermiş.
-"E, bu eşek ne işe yarıyor?"
Köylü genel işlem sırasını şöyle bir anlatmış. Eşeğin yolun nereden geçeceğine karar verdiğini söylemiş.
Amerikalı mühendis çok ilginç bulduğu bu fikre yerlere yatmış gülmekten:
-"Eee...Eşek bulamayınca ne yapıyorsunuz?"
-"O zaman Amerika'dan mühendis getirtiyoruz!!!!!"


Bir gün havacilarin karacilarin ve denizcilerin en yüksek
komutanlari askerlerinin cesaretlerini
birbirlerine ispatlamak için toplanmislar. Karacilarin komutani bir
asker çagirmis. Asker "Emret komutanim" diyerek yanina gitmis.
Komutani yere yatmasini istemis. Daha sonra da bir tanka askerin üzerinden geçmesi için emir vermis. Asker kilini bile kipirdatmadan yattigi yerde beklemis ve malumunuz ezilmis. Komutan digerlerine dönerek "iste cesaret" demis.
Havacilarin komutani bir asker çagirmis. Asker yine "Emret
komutanim" diyerek komutaninin yanina gitmis. Komutani helikoptere binmesini emretmis. Asker helikoptere binmis ve havalanmis. Daha sonra komutani askere asagiya parasütsüz atlamasini emretmis. Asker de emre itaat etmis ve atlamis. Yere çakilmis ve can vermis. Komutan da digeri gibi dönerek:
"iste cesaret" demis.
Sira gelmis denizci komutana. Denizci komutan askerini çagirmis.
Asker "Ne var lan" demis.
Komutan "Gel buraya!.." emrini vermis.
Asker de ona "Hade len" demis.
Komutan diger komutanlara dönerek
"iste cesaret.."

davaro
28-09-2010, 16:41
hade len[gl=12.gif]

doctrolg
29-09-2010, 00:16
Ev telefonu faturası hayli yüksek gelince ev halkı toplanmış ;

Baba : 'Yahu bu korkunç bir fatura. Ben bu telefonu asla kullanmıyorum hep çalıştığım şirketteki telefonu kullanıyorum. '
Anne : 'Aynen ben de... Akşama kadar çalıştığım bankada elimin altında telefon. ne yapayım bunu.'
Oglan : 'Vallahi ben de Şirketimin bana verdiği cep telefonu ile bütün görüşmelerimi yapıyorum.'
Kız : 'E benim de Şirket hattim var. Ev telefonunu hic kullanmam ki..'
Herkes aniden evdeki hizmetçiye döner ve cevap arar gözle bakarlar...
Hizmetçi : 'Eee... Problem ne o zaman? Sanırım hepimiz iş telefonlarını kullanıyoruz. :)))

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çok kıymetli bir köpek evden kaçmış. Sahibi oturduğu küçük kentte çıkan yerel gazeteye bir ilan gönderip, bulana 1000 dolar ödül vaadetmiş.
Fakat gönderdiği ilan gazetede çıkmamış. Öfkelenen adam doğruca gazete yönetimine gitmiş.
- "İlan servisi şefiyle görüşmek istiyorum", demiş. Orada danışmada duran bir delikanlı "dışarıda" diye cevap vermiş.
- "Ya yardımcısı?"
- "O da yok"
- "O halde yazı işleri müdürüyle konuşayım."
- "O da dışarıda" - "Peki, ya gazetenin sahibi?"
- "O da burada değil"
- "İnanılır gibi değil! Nerede bu adamlar?"
- "Köpeğinizi aramaya gittiler, efendim"

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
3 ogrenci sinifta kalirlar ve ogretmenleri bunlari sinava tabi tutar neysee birincisi iceri girer ve hoca sorar
-"oglum otobuste gidiyorsun icerisi cok sicak ne yaparsin" ögrenci
-"ceketimi cikaririm" der
-"dahada sicak ne yaparsin"
-"camı acarim" hocam
hoca kaybettin cik disari der
ikincisi hemen sorar; ne sordu ne sordu?? diyee oda derki iceri girince gorürsün der. neyse ikicisi iceri girer ve hoca sorar
-"otobuste gidiyorsun icerisi cok sicak ne yaparsin" ogrenci
-cekatimi cikaririm
-dahada sicak ne yaparsin
-kiravatimi cikaririm
-daha da sicak ne yaparsin
-cami acarim hocam
-kaybettin sende cik disari
disari cikar 3uncusu sorar ne sordu ne sordu??
-ne yap yap O CAMI ACMA
3uncusu iceri girer ve hoca sorar
-otobuste gidiyorsun icerisi cok sicak ne yapardin
-ceketimi cikaririm
-daha da sicak ne yaparsin
-kiravatimi cikaririm gomlemi cikaririm
-oğlum dahada sicak ne yaparsin
-HOCAMM zorlama, ÖLDÜRSENDE O CAMI GENE ACMAM
-tamam kazandin cikabillirsin [gl=12.gif][gl=12.gif]
(not: öldürsendenin yerinde uygun olmayan bir kelime değiştirildi.)

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Nasa uzay üssünde yeni bir deneme yapılıyormuş. Gönüllü başvuranlar arasından Temel, astronot adayı olarak seçilmiş.
Ön elemede oldukça sıkı testleri geçen Temel; 3 aylik ikinci bir eğitim ile iyi bir astronot olabilmiş.
Beklenen an gelmiş ve Temel bir maymunla birlikte uzay mekiğine binerek havalanmış. Atmosfer aşıldıktan sonra Temelin ilk işi;
kendisine sıkı sıkıya söylenildiği gibi zarfları açıp maymunun ve kendisinin görev kartlarını okumak olmuş. Maymunun görevleri:
"Yerküre ile bağlantıyı sürekli kontrol altında tutmak; her 2 saatte bir yörüngedeki sapmaları ayarlamak; füze içindeki hava basıncı, ısı, iletkenlik değerlerini aşağıya bildirmek; yakıt harcamasını ve motorların sırasını belirlemek..." diye devam ederken;
okumaktan sıkılan Temel, kendi görev kartını açmış :
"Maymunu iyi besle!" [gl=12.gif][gl=12.gif]

WaGrAnT
29-09-2010, 12:35
Ford
Adamın birisi şehirlerarası yolcu taşımacılığında kullanmak üzere
Ford minibüs satın alır. İlk sefere çıkacağı gün çok heyecanlıdır.Yolcuları tepelemeye doldurur ve yola çıkar. Fakat minibüsü öyle hızlı kullanmaktadır ki minibüsün en arka koltuğunda oturan 60 yaslarında bir ihtiyar amca şoföre:
"Yavrum biraz yavaş gitsene kaza yapacaksın."
Deyince şoför heyecanla,
-"Beybaba sen Ford minibüsü bilir misin?"der.
İhtiyar adam
Hayır bilmiyorum" deyince şoför
" O zaman otur yerine bir daha isime karışma" der.
Neyse seyahat bu şekilde devam eder.İleride keskin bir
virajdan 120 Km hızla dönünce uçuruma yuvarlanmaktan
son anda kurtulurlar.Bu arada minibüsteki yolculardan orta sıralarda
oturmakta olan orta yaslı birkadın:
-"Şoför bey rica ederim yavaş git, evde çoluk çocuğumuz bekliyor"
deyince şoför kadına*

"Abla sen Ford minibüsü bilir misin?" deyince*

kadın "hayır nereden bileyim" der. Şoför bunun üzerine
“O zaman sus, bana müdahale etme" der.
Yola devam ederler.Artik minibüs öyle süratli gitmektedir ki herkesin
yüreği ağzında şoförün insafa gelmesini bekler. Şoförün sağında oturan
adam dayanamayıp:*

-"Şoför Bey, yavaş gitsene canına mı
susadın" deyince şoför:*

-"Abi sen Ford minibüsü bilir misin?" deyince,*

adam:
-"Evet ulan biliyorum ne olacak! Der.
Bunun üzerine şoför heyecan içerisinde
-"İyi o zaman çabuk söyle bunun freni nerede ???

doctrolg
03-10-2010, 01:02
3 astronot uzaya gidecek. bunlardan biri alman biri İngiliz biri de bizim temel....
Bunlar yıllarca gelmeyecekleri için en önemli ihtiyaçlarını sorarlar. Alman
-"bana sarışın, esmer, kumral hatun" der. İngiliz
-"bana bol bol içki " der. bizim temel
-"baaa bol bol cigara" der.
Neyse istekler temin edilip uzaya fırlatılıyorlar. 3 astronot aradan yıllar geçiyor geri dönüyorlar.Tabi aileler merakla bekliyor. Önce alman iniyor dalyan gibi alman olmuş iğne iplik. Sonra İngiliz iniyor adam zil zurna sarhoş. Tabi ki sıra temele geliyor. Temel kapıda görünür görünmez bir fırlıyor ağzında sigarayla:
-"Allah'ını seven baaa ateş versuuun"[gl=12.gif][gl=12.gif]

MeTaL
04-10-2010, 00:03
Bir Karadenizli, bir Kayserili ve bir Diyarbakırlı aynı trafik kazasında ölmüş. ...Cenazeleri dualarla, göz yaşlarıyla kaldırılmış. İki üç gün geçmiş, bir de bakmışlar ki Karadenizli, çıkmış mezardan, üstünü silkeleyerek geliyor.Önce büyük bir panik yaşanmış haliyle, sonra bakmış zombi mombi değil, bayağı kanlı canlı, cesaret edip yanına yanaşmış ve merakla sormuşlar:
-Yahu sen öteki dünyadan nasıl geri döndün?
Anlatmış:
- Öte tarafta da işler buradaki gibi yürüyormuş meğer, rüşvet, haksızlık, yolsuzluk...Geri göndermek için 5 bin dolar istediler, bastım parayı geri geldim.
- Eee, diğer iki arkadaş niye gelmedi?
- Vallahi ben gelirken, Kayserili hâlâ 3.500 dolara olmaz mı, yap bir indirimde ayağımız alışsın!' diye pazarlık ediyordu.
- Ya Diyarbakırlı?
- O da 'Ben vermem, Devlet versin!' diye inat ediyordu.

XANTHE
04-10-2010, 20:55
BİR HİKAYE VE BİRKAÇ DERS

Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer.
Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır.En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zatenkapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine kararverir. Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. Eşek neolduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra, herkesin şaşkınlığına, sesini keser.Birkaç
kürek toprak daha attıktan sonra, çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine
inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey
yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak
hazırlamaktadır.Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam
edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir
adım atıp, koşarak uzaklaşır!
Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü pislik ile.Kuyudan çıkmanın sırrı, bu pisliği silkeleyip bir adım yükselmektir.
Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.Silkelenin ve biraz daha yukarı çıkın.
Mutluluğun 5 basit kuralını unutmayınız:

1. Kalbinizi nefretten arındırın - Affedin.
2. Düşüncelerinizi endişelerinizden arındırın - Çoğu zaten hiç gerçekleşmez.
3. Basit yaşayın ve elinizdekilerin kıymetini bilin.
4. Daha çok verin.
5. Daha az bekleyin.
[:'(][:'(][:'(][:'(][:'(]

XANTHE
05-10-2010, 15:31
Fıkra değil ama çok komik bir olay, bayağıda eski ama duymayanlar için yeniden paylaşayım, ben hala gülüyorum okudukça [:D]

Burasi Turkiye;
Olayın kahramanları, iki üniversite öğrencisi. Koyu geyik muhabbetinin
döndüğü akşamlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer.
Delikanlılardan biri, odanın tavanında asılı olan ampulü kendi ağzına
tamamen sığdırabileceğini iddia eder. Evet yanlış okumadınız, bildiğiniz
100 wattlık ampulü. Ve sığdırır da. Ancak bir sorun vardır. Ampulü ağzından
geri çıkaramamaktadır. Öbür arkadaşı hayret eder, o da evdeki başka bir
ampulü ağzına sokar ve tabi ki o da çıkaramaz. Bu iki kafadar hastanenin
yolunu tutmaya karar verir. Ağızlarında ampul olduğu halde bir taksiye
atlarlar. Konuşma zorluğu çekerek güç bela taksiciye dertlerini
anlatırlar. Taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da
"nasıl olur abi ya, uğraşsanız çıkar, bir asılın şöyle, şaka mi
yapıyonuz ?" diye söylenmektedir. Neyse akşamın bir yarısında acile
gelirler. Taksiciyle ayrılırlar, doktorlar çocukları beklemeleri için bir
odaya alır. Veeee aradan 15 dakika geçmeden taksici kapıda görünür,
ağzında ampulle. Amcam çocuklara inanmamış, açık olan bir marketten ampul
almış ve denemiştir !![gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

Edit : Sakın denemeyin deneyenler soluğu hastanede alıyorlar, bizden söylemesi.

davaro
05-10-2010, 22:41
Fıkra değil ama çok komik bir olay, bayağıda eski ama duymayanlar için yeniden paylaşayım, ben hala gülüyorum okudukça [:D]

Burasi Turkiye;
Olayın kahramanları, iki üniversite öğrencisi. Koyu geyik muhabbetinin
döndüğü akşamlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer.
Delikanlılardan biri, odanın tavanında asılı olan ampulü kendi ağzına
tamamen sığdırabileceğini iddia eder. Evet yanlış okumadınız, bildiğiniz
100 wattlık ampulü. Ve sığdırır da. Ancak bir sorun vardır. Ampulü ağzından
geri çıkaramamaktadır. Öbür arkadaşı hayret eder, o da evdeki başka bir
ampulü ağzına sokar ve tabi ki o da çıkaramaz. Bu iki kafadar hastanenin
yolunu tutmaya karar verir. Ağızlarında ampul olduğu halde bir taksiye
atlarlar. Konuşma zorluğu çekerek güç bela taksiciye dertlerini
anlatırlar. Taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da
"nasıl olur abi ya, uğraşsanız çıkar, bir asılın şöyle, şaka mi
yapıyonuz ?" diye söylenmektedir. Neyse akşamın bir yarısında acile
gelirler. Taksiciyle ayrılırlar, doktorlar çocukları beklemeleri için bir
odaya alır. Veeee aradan 15 dakika geçmeden taksici kapıda görünür,
ağzında ampulle. Amcam çocuklara inanmamış, açık olan bir marketten ampul
almış ve denemiştir !![gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

Edit : Sakın denemeyin deneyenler soluğu hastanede alıyorlar, bizden söylemesi.

biri bana ambulans cagirsin[gl=12.gif]

OvErCRasH
05-10-2010, 22:44
Yemin et [:D]

XANTHE
13-10-2010, 19:52
Tecavüz mü?


Yakışıklı bir çiftçi kasabaya inmiş. Bir kova, bir çekiç, ...iki tavuk ve bir de horoz satın almış. Çiftçinin bütün bunları taşımakta zorlandığını gören dükkan sahibi ona akıl vermiş
- Çekici kovanın içine koy, kovayı bir elinde taşı. Tavukları koltuk altlarına sok ve horozu da öbür elinde taşı..!
Çiftçi, adamın dediğini yapmış ve kamyonetine doğru yürümeye başlamış.
Yakışıklı çiftçinin yolunu bir kadın kesip:
- Affedersiniz, acaba Çılgın Boğa Çiftliği'ne nasıl gidebilirim?
Çiftçi
-Şansınız var, benim çiftliğim Çılgın Boğa'ya çok yakın. Atlayın kamyonete sizi götüreyim...!
Kadın :
-Peki ama, sizin bana tecavüz etmeyeceğinizi nereden bileyim ?
Çiftçi:
- Hanımefendi insaf, bir elimde içinde çekiç olan kova, koltuklarımın
altında birer tavuk, öteki elimde bir horoz varken, ben size nasıl tecavüz edebilirim ? ..
Kadın:
- Çok basit..! Horozu yere koy, üstüne kovayı geçir, çekici de kovanın
üstüne koy ki horoz kaçamasın...! Ben de tavukları
tutarım...[gl=12.gif][gl=12.gif]

MsTrK
15-10-2010, 00:11
Biraz saçma gelebilir ama fena degil bence :)
Japon Musun?

Birgün bi adam biri İş adamını cafe'de görmüş ve "abi sen japon musun?" demiş.
İş adamı da "Hayır, Beyfendi değilim"demiş ve azcık şaşırmış.
Ertesi gün gene aynı adam İşadamını cafe'de görüp "Abi sen japon musun?" diye sormuş.
İş adamı azcık sinirlenerek "Hayır değilim zaten size söylemiştim!" demiş.
Adam arkasını dönüp uzaklaşmış.
Ertesi gün gene aynı adam İş adamını yolda görüp "Abi sen japon musun?" diye sormuş.
İş adamı sinirli bir şekilde"Hayır,değilim ve bir daha sorarsan seni adamlarıma dövdürürüm" demiş.
Adam koşarak uzaklaşmış ordan.
İş adamı "Acaba çokmu bağırdım diye düşünmüş ve evine doğru gitmeye başlamış.
O sırada bizim adam aslında koşarak bir yere saklanmış ve adamı takip etmeye başlamış ve evinin kapısına kadar takip etmiş.
İşadamı tam evine gircekken bizimki çıkıp "Abi sen japon musun?" diye sorumuş.
İş adamı çok sinirlenince "Evet Japonum varmı lan diyceğin!!!" diyerek bağarmış bizim adam sakinliğini koruyup şöle demiş "Ama Hiç benzemiyosun ki" [:D]

doctrolg
15-10-2010, 03:31
Son zamanlarda okuduğum en komik fıkra ;

2 Kaplumbağanın Suları Bitmiş. Su Almak için okyanusa gitmişler. 20 Yıl Sonra varabilmişler ama kova almayı unutmuşlar.
Diğeri ben alır gelirim ama ben gelene kadar su içmiyeceksin demiş ve gitmiş.
Aradan 60 yıl geçmiş gelen giden yok.......
Demişki ; "Ben içiyimde neslim tükenmesin."
Tam İçecekken Çalılardan Ses Gelmiş;

BAK BÖYLE YAPARSAN KOVA ALMAYA GİTMEM [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Adamın birine sayısaldan büyük ikramiye çıkıyor. Karısına bile söylemiyor sabaha karşı ikramiyeyi almak için Ankara'ya yola çıkıyor. Tam Elmadağ'a gelmişken bir telefon. Arayan kayınbiraderi
-Nerdesin enişte ?
-Dışarıdayım hayırdır.
-Çabuk eve gel
- N'oldu ? Çok mu acil
- Hemen gel ablam
- Yoksa hasta mı ?
- Yok. Sizlere ömür..
Telefonu kapattıktan sonra adam koltuğa yaslanır veee;
" Ey güzel Allah'ım, verdikçe veriyor, verdikçe veriyor "

olympus
16-10-2010, 02:42
Hakkaten super!!!!!

doctrolg
17-10-2010, 02:24
Not: Az önce okudum, 5 dakika durmadan güldüm, sizde gülün diye paylaşayım istedim.
Temel, Dursun'a yatılı ziyarete gitmiş. Yemişler, içmişler sıra yatmaya gelmiş.
Dursun: "Bak Temel, yatak odandan tuvalete gitmek için bizim odadan geçmen gerekecek. Bu olmasın istiyorsan şimdiden tuvalete git de gece gelmesin."
Temel: "Tuvaletim yok. Merak etme, gelse de tutarım zaten." demiş.
Ardından yatmışlar ama gece yarısı Temel fena halde sıkışmış. Yatak odasından geçmek de istemiyor. Bakmış pencerede bir saksı. İçinde çiçek var. Çiçeği toprağıyla birlikte çıkarıp hacetini gidermiş, toprağı tekrar yerine koyup uyumuş ve ertesi sabah da çekip gitmiş.
Aradan birkaç ay geçtikten sonra Dursun Temel"i aramış telefonla:
"Temel, nereye sıçtın çabuk söyle, 4 ev değiştirdik, hala kokuyor"

[8D][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
20-10-2010, 22:14
Dursun iş için müracaatta bulunmuş. İşe alınması için bazı evraklarla birlikte 8 adet de vesikalık fotoğraf istemişler. Ancak Dursun vesikalık fotoğrafın ne olduğunu bilmiyormuş. Hemen akıl hocası Temelin yanına koşmuş. Durumu anlatmış.
Temel: Bildiğim kadarıyla vesikalık fotoğraf belden yukarı çekilen fotoğraftır. Sen şuraya çukur kaz içine gir. Bende fotoğraf makinesi getireyim. Fotoğrafını çeker veririz demiş.
Dursun başlamış çukur kazmaya, temel fotoğraf makinesi getirmeye gitmiş. Temel bir de gelmiş ne görsün. Dursun 8 tane çukur kazmış.
Temel: Ula Dursun niye 8 çukur kazdın demiş.
Dursun: 8 vesikalık lazım ya..
Temel: Ula salak ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim :)


Çok fena yahu, gözlerim yaşardı gülmekten.[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
23-10-2010, 19:43
Bu hikaye Trakya'da geçmis gerçek bir olay(mış)
Yasli bir amca, eseginin üzerinde karayolunda seyretmektedir.
Bunu gören trafik polisleri, amcaya takilmak isterler ve durdururlar.
Polis: Be amca, necin dakman golani? (Golan: Emniyet kemeri.)
Amca: Dakmam be iste!
Polis: E bak gördün mu, simdi ceza keseceyik.
Amca: Kes bakalim ne keseceysan da gidecem, acele isim var.
Polis: Peki amca, cezayi sana mi yazalim yogsam esege mi?
Amca: ???
Polis: Yani cezayi sana yazarsak bes milyon ödeycen, esege üç milyon ödeycen.
Amca: Bana kes o zaman.
Polis: Neden sana keseyon amca?
Amca: Onun sicili temiz ossun, polis yapcez onu

doctrolg
24-10-2010, 02:20
bu olay kıbrısta geçmiş :))

Afanasyevo
24-10-2010, 22:04
Bu da benim en çok güldğüm fıkralardan biridir;

Temelin Vasiyeti
Yolculuktan dönen Idris, kahvede oturanlara sordu :
- Yahu pizum Temel nasil öldi?
- Kalpten cittu, dediler.
- Vasiyetu filan var miydu?
- Var idu. "Beni denize gömün" demis idu.
- Cömdünüz mü?
- Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk...

XANTHE
26-10-2010, 04:26
Temel ile Dursun kasabada bir tiyatro acmislar, fakat bu kasabadakiler cok cimri, kimse para vermek istemediginden her gun sifir cekiyorlarmis. Bakmislar olacak gibi degil, dusunmusler ne yapalim ne edelim diye. En sonunda birinin aklina bir fikir gelmis.Ertesi gun her tarafa ilanlar asiliyor.
"Cumartesi gunu tiyatromuza giris bedavadir."
Kasaba halki bedavayi bulmus kacirir mi. Cumartesi gununu. Tiyatro ful cekmis, bizimkiler mukemmel bir oyun sergiliyorlar. Herkes ayakta alkisliyor. Oyun bittikten sonra kasaba halki cikisa dogru yonelmis ama ne gorsunler ? Kapilar kilitli ve su yazi yaziyor :
"Çıkış 10 TL"


Sıradaki çok fena hala gülüyorum[gl=12.gif][gl=12.gif]

Karadenizli çayini kurutuyormus
- Allah'im, ne olursun çayim kurumadan yagmurunu
yagdirma!.. demis.Çay kurudu kuruyacak, aksamüzeri,
son yarim saatte yagmur yagmis,çürümüs tüm çay . Sabah
olmus, ahira gitmis. Bir de bakmis ki esegi de ölmüs.
Zaman geçmis, Ramazan ayi gelmis. Ilk gün
niyetlenmis karadenizli Iftara yarim saat kala bir
sigara çikartip yakmis. Ilk nefesini söyle bir güzelce
çekmis ve gökyüzüne bakarak üflemis.
- Nasil, illet oluyorsun simdi degil mi? demis ve
eklemis;
- Esegi de kurbana saymazsam serefsizim!..."[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

Afanasyevo
27-10-2010, 00:01
Katil Temel
Temelle İdris meyhaneye girdiler. Rakılar geldi...
Yarım saat sonra İdris sordu:
-Söyle pakayum, bir bir daha ne eder?
-İçi dedi, Temel.
İdris bıçağını çekip Temeli vurdu.
Karakolda komiser gürledi:
-Arkadaşını neden öldürdün?
İdris içini çekti:
- Çok şey pileydu!

XANTHE
27-10-2010, 05:57
Dört kişilik avcı gurubu, tecrübeli avcı Temel'in önderliğinde ormanda ilerlemektedirler. Karşılarına küçük bir delik çıkar. Temel :
-Yatın yere, tavşan deliği !
Bütün avcılar yere yatarlar. Gercekten bir müddet sonra delikten tavşan çıkar. Avcılar hemen vururlar. Tekrar yürümeye başlarlar. Bir süre sonra büyükçe bir delik çıkar karşılarına. Temel :
-Yatın yere, tilki deliği!
Yatarlar. Biraz sonra tilki çıkar. Onu da vururlar. Tekrar yola düşerler. Bu defa daha büyük bir delik çıkar. Temel :
-Yatın yere, ayı ini!
Yere yatarlar ve çıkan ayıyı vururlar. İyice keyiflenen avcılar yürümeye devam ederler. Kısa bir zaman sonra kocaman bir deliğin başında dururlar. Acemiler hep birden Temel'e bakar. Temel:
-Uşaklar ne cıkacağını bilmiyorum. Ama yatın yere, ne çıkarsa bahtımıza!
Ertesi gün gazetelerde manşet :
-Dört avcı tren altında can verdi.[:D][:D]

Afanasyevo
27-10-2010, 23:15
Astronot Temel

3 atranot uzaya gidecek.Bunlardan biri alman biri ingiliz biride bizim temel.Bunlar yıllarca gelmiyecekleri için en önemli
ihtiyaclarını sorarlar.Alman bana sarışın,esmer,kumral hatun der. İngiliz bana bol bol içki der.
Bizim temel baaa bol bol cigara der. Neyse istekler temin edilip uzaya fırlatılıyorlar.
3 astronot aradan yıllar geçiyor geri dönüyorlar.Tabi aileler merakla bekliyor.
Önce alman iniyor dalyan gibi alman olmuş iğne iplik.
Sonra ingiliz iniyor adam zil zurna sarhoş.
Tabiki sıra temele geliyor.
Temel kapıda görünür görünmez bi fırlıyor agzında cigarayla:
-"Allahını seven baaa ateş versuuun"

[:D]

doctrolg
28-10-2010, 01:53
Hiç bitmeyen fıkra olurmu demeyin.

Bakın nasıl oluyormuş...

Patron Sekretere:
...Bir haftalığına iş için yurtdışına çıkacağız. Ona göre hazırlan.

Sekreter kocasını arar :
Patronla bir haftalığına yurtdışına çıkacağız. Sen başının çaresine bakarsın.

Kocası sevgilisini arar :
Karım bir haftalığına yok. Bu haftayı beraber geçirelim.

Sevgili Özel ders verdiği minik çocuğu arar :
Bu hafta sana ders veremicem. Gelmene gerek yok.

Minik çocuk Dedesini arar :
Dedecim. Bu hafta dersim yok. Öğretmenim yok.Bu haftayı beraber geçirelim.

Dede (1.bölümdeki patron olur) sekreterini arar:
Bu haftayı torunumla geçireceğim. Gezimiz iptal oldu. Gidemicez.

Sekreter kocasını arar :
Gezimiz iptal oldu. Gidemicez.

Koca sevgilisini arar :
Bu hafta beraber olamıcaz. Karımın gezisi iptal oldu.

Sevgilisi ders verdiği minik çocuğu arar:
Bu hafta sana ders verebileceğim. İşlerim iptal oldu.

Minik çocuk Dedesini arar :
Dedecim. Öğretmenimin işleri iptal oldu. Bu hafta beraber olamıcaz. Çok üzgünüm.

Dede sekreterini arar :
Merak etme. Bu hafta yurt dışına çıkabileceğiz. Hazırlıklarını yap...

Afanasyevo
29-10-2010, 00:19
İçkiyi Bıraktum
Temel bir gün avrupaya gider.Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer.
Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar;
-"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?
Temel cevap verir;
-"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz,
öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.
Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar;
-"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir;
-"Hayir ben içkiyi biraktim da.."

XANTHE
31-10-2010, 14:57
Yolcu gemisinde, Temel ve Amerikalı John şezlonglara
oturmuş,batan güneşi seyrediyor ve sohbet ediyorlardı.
Temel: "Böyle bir gezi aklımdan bile geçmezdi.
Bir yangın fabrikamı kül etti. Sigorta paramı ödeyince
'Oğlum Temel, bunca yıl eşek gibi çalıştın. Şimdi tatil zamanı' dedim
kendi kendime ve geziye çıktım."
"Tesadüfe bak" dedi John. "Benim de çok iyi iş yapan bir
restoranım vardı. Bir kasırga, taş üstünde taş bırakmadı.
Sigortadan paramı alınca, bu tatile karar verdim."
Uzun bir sessizlik oldu. Güneş ufukta kaybolurken, sessizliği
Temel bozdu:
"Kasırgayı nasıl başlattın, Allah aşkına?"

doctrolg
02-11-2010, 02:16
Bu haftaya uygun bir fıkra ;
Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel'e gider:


- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.


Temel kendinden emin bir şekilde:

- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım, diğerlerini almam[gl=12.gif][gl=12.gif]

Chernobyl
02-11-2010, 02:32
Uçak düşmek üzereydi,5 yolcu ve yanlızca 4 paraşüt vardı…
İlk yolcu şöyle dedi:

“Ben Ronaldo’yum, Dünya’nın en iyi futbolcusuyum. Dünya futbolunun bana ihtiyacı var ve bu kadar hayranım varken ben ölmemeliyim."
İlk paraşütü kaptı ve uçaktan atladı…

İkinci yolcu,Hilary Clinton şöyle dedi:

“Ben Amerika’nın eski başkanının karısıyım;New York senatörüyüm ve gelecekte Amerika’nın başkanı olma yolunda çok şanslıyım.

Paraşütün birini kaptı ve uçaktan aşağıya atladı…

Üçüncü yolcu, George W. Bush, şöyle dedi:

“Ben Amerika Birleşik Devletlerinin başkanıyım. Dünya’nın sorumluluğunu sırtında taşıyorum. Bunun yanısıra ülkemin tarihindeki en zeki başkanıyım ve ölümümle vatandaşlarıma olan sorumluluğumu tehlikeye atamam….“

Paraşütü sırtladı ve dışarıya atladı…Dördüncü yolcu olan Papa, beşinci yolcu olan genç öğrenciye şöyle dedi;
“Ben yaşlıyım. Hayatımı iyi bir insan ve iyi bir rahip olarak geçirdim, bu nedenle kalan son paraşütü sana vermeliyim; hayatının geri kalanını yaşamalısın…."
Fakat küçük çocuk şöyle cevap verdi:

“Telaşlanma, yaşlı adam…..

İkimiz içinde paraşüt var!

Amerika’nın en zeki başkanı paraşüt yerine benim okul çantamı aldı…"


vay canina beee... ben okul zamanlarimda belediye otobusuyle gidiyordum.. elalemin cocuklari ucakla gidiyor.. sansli bebe... :P

XANTHE
07-11-2010, 05:25
Sibirya'nin köylerinden birinde cenaze mezarliga götürülüyormus. Misir tarlasinin ortasinda tabut köylülerin ellerinden düsüvermis. Tabutun içindeki ceset düsüp dereye yuvarlanmis. Akinti, cesedi dinamitle avlanan balikçilarin yanina sürüklemis. Balikçilar"Acaba adami dinamitle biz mi öldürdük" diye endiseye kapilarak cesedi askeri kislanin tellerine birakmislar. Nöbetçi er, bölgeye birinin yaklastigini düsünerek cesedi yaylim atesine tutmus. Hemen ambulans çagrilmis. Delik desik olan ceset hastaneye kaldirilmis. Operasyon alti saat sürmüs.
Ameliyattan çikan doktor alnindan akan terleri silmis ve "çok zor oldu ama galiba yasayacak" demis.



Adam, lüks erkek kuaföründe oturmus bir yandan sakal tirasi yapilirken bir yandan da elleri manikürlenmektedir.
Manikürü yapan sarisin fistik adamin ilgisini çekmekte gecikmez, "Güzelim, bu gece benimle çikmaya ne dersin??"
Kiz gülümser, "Özür dilerim ama ben evliyim."
"Bosversene" der adam, "Seninkine telefon et bu gece isin çiktigini eve gelemeyecegini söyle!"
Kız gülümseyerek adamın suratına bakmış ve :
"Istersen sen söyle, su anda seni tiras ediyor..."

AhmetKaya
08-11-2010, 10:52
KOMA


Adam komadadır, yanında ise karısı... Adamın gözleri nemli,
kısık Sesiyle karısın...a doğru bakar ve konuşmaya baslar; "ilk isten kovulduğum zaman yanımda idin.. iflas ettiğim gün oradaydın.. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm.. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede başucumdaydın.."
Kadın takdir edilmenin mutluluğunda.. Adam devam eder, "Simdi
komadayım yine başucumdasın.. Sonunda anladım ama, çok geç oldu; yahu sen ne uğursuz kadınsın.."

Chernobyl
08-11-2010, 15:05
" Sibirya'nin köylerinden birinde cenaze mezarliga götürülüyormus. Misir tarlasinin ortasinda tabut köylülerin ellerinden düsüvermis. Tabutun içindeki ceset düsüp dereye yuvarlanmis. Akinti, cesedi dinamitle avlanan balikçilarin yanina sürüklemis. Balikçilar"Acaba adami dinamitle biz mi öldürdük" diye endiseye kapilarak cesedi askeri kislanin tellerine birakmislar. Nöbetçi er, bölgeye birinin yaklastigini düsünerek cesedi yaylim atesine tutmus. Hemen ambulans çagrilmis. Delik desik olan ceset hastaneye kaldirilmis. Operasyon alti saat sürmüs.
Ameliyattan çikan doktor alnindan akan terleri silmis ve "çok zor oldu ama galiba yasayacak" demis. "

yaklasik 3 yildir sibirya bolgesinde yasayan biri olarak bunun fikra degil gercek olabilecegi kanaatindeyim.. zira bu insanlar bu tarz birseyi yapabilecek yetenege sahipler [;)][;)][;)]

XANTHE
08-11-2010, 23:37
1998 yılında Avrupa'da bir kentte feministler toplantısı yapılmış her ülkeden konuşmacılar katılmış.belirli kararlar alındıktan sonra diğer toplantıda buluşmak için karar alınmış ve toplantı sona ermiş. 1999 yılında feministler yine bir araya gelmişler.ve konuşmacılar konuşmaya baslamis1ar.
Konuşmacı Alman bayan başlamış anlatmaya :
- Geçen sene aldığımız kararlar neticesinde eve gittim kocama dedim ki :
- Bundan sonra bulaşıkları ben yıkamıyorum al kendi bulaşığını kendin yıka dedim 1.gün bişey görmedim 2.gün bişey görmedim 3. gün bir baktım hem benim bulaşıklarımı yıkıyor hem de kendi bulaşıklarını yıkıyor o günden beri çok mutluyuz.
2. konuşmacı İngiliz bayan anlatmaya başlamış kararlarımızı aynen bende uyguladım eve gittiğimde kocama dedim ki :
-Bundan sonra çamaşırlarını yıkamıyorum kendi çamaşırlarını kendin yıkayacaksın. 1. gün bişey görmedim. 2. gün bişey görmedim. 3. gün bir baktım hem benim çamaşırlarımı yıkıyor hem de kendi çamaşırlarını yıkıyor. O günden beri çok mutluyuz demiş.
3. konuşmacı Türkiye den başlamış anlatmaya
- Bende geçen sene aldığımız kararları aynen uyguladım o gün eve gittim kocama dedim ki 'Bundan sonra yemek yapmıyorum kendi yemeğini kendin yapacaksın.' 1. gün bişey görmedim. 2. gün bişey görmedim. 3. gün sol gözüm biraz açılır gibi oldu görmeye başladım.
[gl=12.gif][gl=12.gif]

firtis
09-11-2010, 00:05
Abi muthisti eline saglık.. Arkadaşlarla çok güldük , iphone dan tv izliyodukta süper oldu..

WaGrAnT
09-11-2010, 00:29
Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken, ölüme yakın, birden bir Azraili görüyor ve soruyor:
'Benim saatim geldimi?'
Azrail cevap veriyor:
'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var'.
Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdiriyor, dudaklarını doldurtturuyor ve
göğüslerini düzelttiriyor.
Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi'
Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar
ameliyatın değdiğini düşünüyor.
Son ameliyattan sonra,
hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor.
Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor.
Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin
neden o zaman bana o ambulansın carpmasini engellemedin?
Azrail cevap veriyor:
'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım ki :)))

doctrolg
09-11-2010, 22:42
Bir fabrikada imalat hattındaki çok önemli olan ana makinalardan biri arızalanınca fabrikadaki tüm üretim de durdu. Mevcut teknisyenler makineyi çalıştırmak için çok uğraştılar, ancak ne yaptılarsa nafile, bir türlü başaramadılar. Sonunda dışarıdan uzman çağırdılar.
Uzman gelip makineyi inceledi. Durumuna baktı. Sonra çantasından bir çekiç çıkardı. Elinde çekiçle makineye yaklaştı. Makinenin belli bir noktasına elindeki çekiçle dikkatlice sert bir vuruş yaptı. Makine hemen çalışmaya başladı ve hiçbir arıza olmamış gibi devam etti. Fabrika tekrar harekete geçti.
Uzman fabrikadan ayrıldıktan iki gün sonra faturasını gönderdi : "Hizmet bedeli karşılığı 1.000 USD (bin dolar)"
Fabrika müdürü bu faturaya çok kızdı. Tepesi attı ve bir çekiç darbesi için bin doları çok buldu. Uzmandan ayrıntılı fatura göndermesini istedi. Uzmandan bir gün sonra aşağıdaki ayrıntılı fatura geldi :
Makineye cekiçle vurma bedeli.............. 1 $
Nereye vuracağını bilme bedeli........... 999 $
Toplam....................................... 1.000 $

Afanasyevo
09-11-2010, 23:22
Başkan Bush'un yeni talimatı:
-Üzerinde resmim olan pul bastırdım, bundan böyle başkanlığın bütün mektuplarında bu pullar kullanılacak.
Bir süre sonra görülmüş ki pullar zarfa bir türlü yapışmıyor.
Başkan Bush küplere binmiş ve yetkiliyi çağırıp sormuş;
- Üstünde resmim olan pullar yapışmıyor, arkalarına zamk sürmediniz mi?
- Sürdük efendim, demiş yetkili ve eklemiş;
- Yapışmamasının nedeni, herkesin pulun ön yüzüne tükürmesi....."
[8D]

XANTHE
10-11-2010, 22:34
Zamanın birinde mükemmel erkek ve mükemmel kadın karşılasmışlar.
Mükemmel bir flört döneminden sonra mükemmel bir evlilik yapmışlar.
Birlikte mükemmel bir hayat sürmüşler.
Bu mükemmel çift karlı,fırtınalı bir noel aksamı mükemmel arabalarıyla giderken yolda donmak üzere olan bir adam görmüşler.
Mükemmel çift olduklarından adama yardım etmek için durmuşlar.
Adam meğer sırtında oyuncak çuvalıyla Noel Baba'ymış.

Mükemmel çiftimiz noel aksamı çocukların hayallerini karartmamak için noel baba ve oyuncaklarını arabaya yüklemişler.
Oyuncakları çocuklara dağıtarak yollarına devam etmişler..
Maalesef tipi artmış, araca hakim olmak zorlaşmış ve mükemmel çift ve noel baba trafik kazası geçirmisler.

kazada bunlardan yanlızca biri kurtulmuş.

soru:kim kurtulmus?
cevap aşağıda
















































Yanıt:

Mükemmel kadın kurtulmuş..
Herşeyden önce mükemmel kadın gerçekten vardır...
Herkes bilir ki noel baba ve mükemmel erkek diye birisi yoktur...

DİKKAT : Kadınlar burada okumayı bıraksınlar, onlar için yazının sonu burası!

**** erkekler DEVAM EDİP aşağıya baksınlar...






























































Eğer mükemmel adam ve noel baba yoksa,
arabayı mutlaka mükemmel kadın kullanıyordur.
Bu bize kazanın nedenini ve en mükemmel kadının bile
araba kullanmak gibi bazı konularda pekte mükemmel olmadığını açıklar....

**** SADECE erkekler DEVAM ETSİNLER...













































































































Şimdi eğer bir kadınsanız ve hala bunu
okuyorsanız, buda başka bir noktayı açığa kavuşturur:
'Kadınlar hiç laf dinlemezler...'[gl=12.gif][gl=12.gif][8D]

doctrolg
12-11-2010, 01:30
İki arkadaş, Hamdi ile Mahmut, beraberce bir iş seyahatine çıkmışlar.Hamdi, Mahmut'un her gece yatmadan önce 'Allahım, anamın düşündüğü düşman başına, karımın düşündüğü benim başıma' diye dua ettiğine dikkat etmiş ve sormuş :
"Arkadaş senin anan bu kadar kötü bir kadın mı? Senin karın bir melek mi? Halbuki normal olarak... insanların anaları iyiliklerini ister!"
Hamdi gülümseyerek cevap vermiş:
"Kardeşim şimdi anam oturup düşünüyordur. "Benim Hamdi'nin başına bir iş mi geldi? Bir kaza mı geçirdi?" diye.
Halbuki karım "Bu herif kim bilir şimdi hangi kadınla eğleniyordur? Neler beceriyordur?" diye düşünür.
Onun için anamın düşündüğü düşman başına, karımın düşündüğü benim başıma der dururum."

doctrolg
19-11-2010, 14:19
Türk usulü ihale
Meclis Genel Kurul Salonu'nun giriş kapısının tamiri gerekiyormuş. Konuyla ilgili bürokrat, iki ayrı firmadan marangoz davet ederek kapıyı göstermiş, fiyat istemiş.
Birinci marangoz:
"500 TL olur bu iş." demiş. "200 TL malzeme, 200 TL işçilik, 100 TL da kâr..."
Bürokrat ikinci marangoza dönmüş:
"Siz aynı işi kaça yaparsınız?"
"2500 TL..."
"Nasıl olur bu kadar fiyat farkı?"
"1000 TL bana, 1000 TL size..." demiş ikinci marangoz, "500 YTL'de bu arkadaşa veririz kapıyı yapar..."

james_kad
19-11-2010, 17:00
Temel bir gün oturuyormuş. Dursun gelmiş arabanı çalıyorlar demiş. Temel koşmuş ama yetişememiş. Dursun sormuş "yakalayabildin mi" diye. Temel de "yok ama plakasını aldım" demiş.

__________________________________________________ __________________________________________________ _____________________

Kayserilinin Ölüm İlanı..

Kayserili'nin eşi ölmüş, Gazeteye gitmiş. En ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş. Önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış: "Ayşe'yi kaybettim.Üzgünüm". İlan görevlisi ilanı görünce uyarmış, "İsterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz. Üç kelime daha hakkınız var". Kayserili "Aynı paraya mı?" demiş. Görevli "Evet aynı paraya" diyince, Kayserili üç kelime daha eklemiş:
"Satılık Toyota var" ..

XANTHE
21-11-2010, 21:52
Adamın biri varmış aşırı derecede kılıbık karısının bir dediğini iki etmeyen cinsten birşey... Bir gün adamın canı acayip derecede kuru fasulye istemiş ama karısını söylenmekten tırsıyor.

Adam düşünmüş karısına nasıl bunu yaptıracağını ve o geceki sinemaya iki bilet alıp eve gelmiş ve karısına canım cicim ayakları yaparak sinema teklifinde bulunmuş akabinde Kuru fasülye istemiş. Kadın kabul etmiş ve kurufasülye pişirmiş. Neyse adam tıka basa yemiş sonra sinemaya gitmişler ve tabiki fasulye gaz yapmış ve sıkıştırmış.

Adam utana sıkıla karısına sormuş:
-Fasulye beni sıkıştırdı bikuş uçurabilirmiyim?
Karısı:
-Tamam, demiş.
bir süre sonra adam gene sıkışmış adam yine aynı yolla işini halletmiş.
neyse üçüncü sefer adam yine karısına sormuş;
-karıcım bir kuş daha uçurabilirmiyim?

Arka sıradan bir adam dayanamayıp bağırmış;

-Eğer bir kuş daha uçur, yemin ederim o kuşun yuvasını dağıtacam!

XANTHE
26-11-2010, 01:52
Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, kadın lambayı kumların içinden çıkarmış , ovalamış.


Lambadan cin çıkmış ve sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün öyle dile´ demiş.


Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak dünya da barış istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, barışın tesis edilmesini diliyorum.´ diyivermiş.
Cin haritaya bakmış ve dehşetle ´ Tanrı aşkına Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam işimde iyiyim ama o kadar da değil! Bunun yapılabileceğini sanmıyorum.Başka bir dilekte bulun.´ diye bağırmış.
Kadın birkaç dakika düşünmüş ve ´hayatım boyunca doğru erkeği bulamadım bilirsin; hem düşünceli, hem karizmatik hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili, sürekli futbol izlemeyecek ve ömür boyu sadık olacak erkek diliyorum,´ demiş

Cin derin bir iç çekmiş: - Uzat şu kahrolası haritayı!!!

Afanasyevo
26-11-2010, 02:44
Baştan belirteyim ki bu paylaşacağım fıkra pek komik değil ! Yalnızca dünyada yaşanan krizlerin çözümü konusunda ilginç bir tespitte bulunuyor. Özellikle ekonomi ve borsa ile ilgilenenlerin dikkatini çekebilecek kadar da enteresan bir yaklaşıma sahip ;)

""Ekonomik krizin çözümüne fıkra tadında bir hikaye:
Mevsim yaz, aylardan Ağustos...
Riviera kıyısında küçük bir kasaba, yaz sezonu ancak yagmur yağıyor, yani kasaba bomboş, herkesin borcu var ve kredi ile yaşıyorlar
Şans eseri otele zengin bir rus geliyor ve resepsiyona 100 dolar bırakıp, odaya bakmaya çıkıyor
Otel sahibi parayı hemen alıp, kasaba olan borcunu ödüyor
Kasap, 100 doları hemen kaparak toptancıya olan borcunu vermeye gidiyor
Toptancı büyük bir sevinçle parayı alıp, kriz nedeniyle kredili hizmet veren son defa birlikte olduğu kadına götürüyor.
Kadın parayı alıp aynı otele giderek oraya olan borcunu ödüyor.
Ve o anda Rus müşteri odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100 dolarını geri alarak kasabayı terk ediyor.
Rus müşterinin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor ancak
TÜM KASABA BORÇLARINDAN KURTULUYOR VE GELECEĞE ÜMİTLE BAKIYOR...
""

doctrolg
27-11-2010, 23:51
ÇAĞIMIZIN FIKRASI (http://www.facebook.com/album.php?aid=40272&id=101783099867373&ref=mf)

Adamın biri New York, Central Park’ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür. Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür. Ama küçük kızın da hayatını kurtarmıştır.
Son anda bu sahneyi gören polis nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir.
Sarılıp teşekkür etikten sonra "Sen" der "bir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar. Ve göreceksin başlık da şöyle olacak; Cesur New York’lu küçük kızın hayatını kurtardı."
Adam; "Ama ben New York’lu değilim!" der.
Polis; "Fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar; Cesur Amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı." cevabını verir.
"Ama ben Amerikalı da değilim" der adam artık şaşırarak.
Polis; "Ya, o halde nerelisin?" diye sorunca adam cevap verir; "Ben Irak'lıyım!"
Polis adama başka bir şey söylemez. Ama adam ertesi gün gazeteleri aldığında şöyle bir başlıkla karşılaşır;
"Radikal İslamcı, masum Amerikan köpeğini öldürdü." !!!!!!!

XANTHE
01-12-2010, 21:34
Trafik memurları bir gün, trafik kontrolü yapıyorlarmış. Karşıdan gelen Temel ile Fadimeyi gören komiser hemen arabayı durdurmuş. İkisini de emniyetkemeri takılmış görünce,
- Ya beyefendi bu gün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz, bu yüzden size 500 milyon ödül veriyoruz der. "Ama merak ettik bu parayla ne yapacaksınız. Temel sevinçle
- "Ne yapacağım hemen gidip kendime bir ehliyet alacağum der. Komiser şaşkın şaşkın
- "Ne ehliyetiniz yok mu der, Fadime olayı toparlamak için, kusura bakmayın memur bey temel içince ne dediğini bilmez der. Komiser daha da şaşkınlıkla
- "Ne bir de içkili misiniz diye haykırır. Arkadan yaşlı adam öne atılır ve
- "Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalum başumuza bi iş gelir diye. Komiser neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdruste koşa koşa gelerek
- "Ne oldi geçtuk mi sınırı"der.
[gl=12.gif][gl=12.gif]

CASUA
01-12-2010, 23:24
Epeydir işsiz olan adam bir gün iş bulur,bulduğu işte cenaze arabasına şoförlük işidir.neyse adam işine başlar günler geçer adamın birde sevgilisi vardır.birgün sevgilisini evden almaya kendi arabası olmadığı için cenaze arabasıyla gelir, kıza hadi gel seni gezmeye götüreyim der,kız bu durum karşısında sen ne diyorsun cenaze arabasıyla gezmeyemi gidilir der.adam kızın bu lafına karşılık derki; bu arabaya binmek için insanlar ölüyor be ... sende beğenmiyorsun der:-)))

doctrolg
03-12-2010, 00:20
Sicilya'nın bir kasabası varmış ki kadınları hiç rahat durmaz, ikide bir kocalarını aldatırlarmış. Kasabanın yaşlı papazı, kocasını boynuzladıktan sonra doğru günah çıkartmaya gelen bu kadınlardan bıkmış.
"papaz efendi, şeytana uyup kocamı aldattım." diyerek karşısına geçip günah çıkartmak istediklerinde papaz sinirlenir;
"Ayıptır günahtır, sürekli kocamı aldattım diye geliyorsunuz, bari ayağım taşa takıldı deyin ben anlarım..." demiş.
Kadınların da işine geldiği için artık kimse kocamı geyikledim demez, papaz efendi ayağım taşa takıldı diyerek konuyu açarlarmış.
Derken yaşlı papaz ölmüş, yerine bir başka papaz gelmiş ve bakmış ki kasabanın kadınları aşırı derecede namuslu, taşa takılıp düştüklerinde oraları buraları açılıyor diye günah çıkartmak istiyorlar.
Doğru belediye başkanına gidip durumu anlatmış ve derhal kaldırımların düzgün olarak onarılmasını istemiş ama duruma vakıf olan başkan katılırcasına gülmeye başlayınca Papaz şaşırmış ve ;
"Sayın Başkan gülüyorsunuz ama en çok da sizin eşiniz taşa takılıyor... Lütfen yaniiii..."

Moscow Trip
03-12-2010, 11:20
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste gecirecekleri gunler icin yanlarında tek bir eşya g...etirmelerine izin verilmistir. Otobuste, biri digerine doner ve sorar:
Eeee sen ne getirdin ?
Diger mahkum bir boya kutusu cikarir ve bununla her şeyi boyayabilecegini soyler.
Ikinci mahkum bir deste iskambil... kagidi cikarir Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kagit oyunu oynayabilirim.
Ucuncu mahkuma merakla sorarlar:
Sen ne getirdin ?
Adı Temel olan üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek :
Bu orkidleri getirdim. der.
Diger iki mahkumun kafasi karışır.
Merakla sorarlar :
Bunlarla ne yapabilirsin ki ?
Temel sırıtır ve elindeki kutuyu göstererek,
Kutuda yazdığına göre, bunlarla Ata binebilir, Yuzmeye gidebilir, hatta paten kayabilirmişim

doctrolg
03-12-2010, 23:13
Kayseri'li bir bakkalın ölüm döşeğindeki son sözleri:
-Karıcığım buradamısın ?
-Tabiki canım seni hiç yalnız bırakır mıyım ?
-Oğlum Ahmet sen burada mısın peki ?
-Evet babacım.
-Kızım Rabia'ya haber verdiniz mi ?
-Bende buradayım babacım sen merak etme ..
-Allah belanızı vermesin, hepiniz buradasınız da bakkala kim bakıyoo..!! [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

XANTHE
04-12-2010, 20:06
Maymun kurmuş çilingir sofrasını ormanın ortasına,
külhanbeylik yapıyormuş.O sıra...da zürafa oradan geçiyormuş, sormuş:
- "Vay maymun Kardeş, nasılsın?"
- "İyiyim be kardeş, içiyorum içiyorum aslanı dövüyorum."
Zürafa tırsmış ve uzaklaşmış. Derken Zebra geçmiş, o da sormuş:
- "Selam maymun abi, ne var ne yok?"
- "N'olsun be gülüm hep aynı; içiyorum içiyorum aslanı dövüyorum."
Zebra da uzaklaşmış oradan. Bu kez köstebek, geçerken sormuş:
- "Maymun ya naber?"
- "İyilik koçum içiyorum içiyorum
Allah ne verdiyse girişiyorum aslana!"
Köstebek de sıvışmış Ancak böyle böyle derken,
olanlar aslanın kulağına gitmiş ve aslan
o tarafa doğru yola koyulmuş. Çıkmış maymunun karşısına:
- "Eee anlat bakalım maymun efendi, ne var ne yok?"
Maymun hemen kendine çeki düzen vererek yanıtlamış:
- "N'olsun be abi, içiyorum içiyorum abuk subuk konuşuyorum."

Afanasyevo
04-12-2010, 20:42
Huri-Nuri
temel birgün mahallenin imamına sorar
hoca bize cennette 4 huri verecekleri doğri midur?
hoca:
evet doğru der
peku bizim hanım cennete gider ise ona ne verecekler da?
hoca:
onada 4 nuri verirler
temel sinirlenip eve dönmüş
bi bakmış karısı namaz kılıyo
sinirlenip basmış tekmeyi
-kalk gız, oro.pi mu olacan sen penim pasuma !

XANTHE
06-12-2010, 17:28
Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı.
Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu
görünüyordu.
Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti.
Üzerinde -Babama- yazıyordu.
Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve
titreyen elleriyle mektubu okudu:
Sevgili baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum.
Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak
rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile
buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam… Şunu biliyordum siz onun
vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri,
kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve
tabi benden çok büyük olmasıda bir sorundu. Fakat benim için bunlar
değildi gerçek tutku ve gerçek aşk… Baba jale hamile!
Jale’nin dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir
karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var. Bir sürü çocuğa
sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor. Jale benim gözlerimi esrar
gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar
yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız
olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.
Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin
çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye…..
O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor.
Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine
bakabilirim..
Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını
tanıyacak,seveceksin
Oğlun…..
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben
Mehmet’lerdeyim.
Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü
şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.

doctrolg
07-12-2010, 14:38
Bir bankanın zirai krediler bölümünde çalışan bir ziraat mühendisi, zirai kredi başvurularını yerinde incelemek için bir köye iş ziyaretinde bulunur. Akşam hava kararmak üzereyken köyden ayrılır. Yarı yolda arabası arızalanır ve inip baktığında tamirinin mümkün olmadığını görür. Bu gece burada bir başıma ne yapacağım diye kaygılanırken ileride bir ev olduğunu ve ışığının yandığını görür. Eve giderek kapıyı çalar. Kapıyı genç ve oldukça güzel bir bayan açar. Ve bayan şöyle der:
- Buyrun beyefendi. Ben kocası askerde olan ve burada yanlız yaşayan bir bayanım. Size nasıl yardımcı olabilirim?
Adam da:
- Ben bir bankanın zirai krediler bölümünde çalışan bir Ziraat Mühendisiyim. Arabam bozuldu ve yolda kaldım. Geceyi burada geçirmem mümkün mü acaba?
-Tabiki der kadın ve birlikte içeri girerler. Kadın adamın yanına gelerek:
-Bakın beyefendi ben kocası askerde olan ve bu evde tek başına yaşayan bir bayanım. Her hangi bir arzunuz var mı?
diye sorar. Adam da acıkmış olduğunu ve mümkünse kadından yiyecek birşeyler hazırlamasını ister.
Kadın adamın isteğini yerine getirir ve çok güzel bir sofra hazırlar. Yemekten sonra kadın adamın karşısına geçerek:
- Beyefendi, ben kocası askerde olan ve bu evde tek başına yaşayan bir bayanım. Başka bir arzunuz var mıydı acaba?
diye sorar. Adam yemek için teşekkür eder ve eğer mümkünse yemeğin üzerine çay içmek istediğini söyler. Kadın çayı demler ve birlikte çaylarını içerler.
Çay faslından sonra kadın yatak odasına gidip en şuh ve seksi geceliğini giyerek adamın karşısına çıkar ve ;
- Beyefendi, ben kocası askerde olan ve bu evde tek başına yaşayan bir bayanım. Başka bir arzunuz varsa çekinmeden söyleyin onu da yerine getireyim. der. Adam da artık uyku saatinin geldiğini ve kadının ona bir yatak hazırlaması halinde uyumak istediğini söyler. Kadın yatağı hazırlar ve Ziraat Mühendisi uyur.
Sabah olup uyandığında adam kadını evin içinde göremez ve eviv bahçesine çıkar. Kadın orada hayvanlara yem vermektedir. Fakat bir olay adamın tuhafına gider. Çünkü bahçede bir tavuk ve 5 horoz vardır. Adam kadına sorar:
- Hanımefendi,1 tavuğa 5 horoz fazla değil mi? Ben bu durumdan bir şey anlayamadım da...
Kadın bu soruya cevap verir:
-ANLAMAYACAK BİRŞEY YOK BEYEFENDİ. O HOROZLARIN 4 TANESİ ZİRAAT MÜHENDİSİ...[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

Afanasyevo
13-12-2010, 00:20
ZEKA
Temel ve Dursun trenle yolculuk yaparken,bir sığır çiftliğinin önünden hızla geçiyorlarmış.
Temel tahmin etmiş
-Tursun burada tam 397 sığır var da..
-Ula Temel, nasıl saydin? Vızz diye geçtuk daa..
-Kolaydur.. Ayaklarını sayıp dörde böleyrum! [:D]

james_kad
13-12-2010, 22:54
Bir Ingiliz doktor diyor ki :

Tip bilimi bizde öyle ilerledi ki, biz bir adamin beynini aliriz ve baskasina koyariz ve onu alti haftada is arayacak hale getiririz.

Alman doktor diyor ki :
Bu hiç birsey diil; biz bir adamin beynini çikaririz ve baskasina koyariz ve onu dört haftada savasa hazir hale getiririz.


Amerikali doktor da diyor ki :
Beyler siz çok geridesiniz. Biz Teksastan bir beyinsizi aldik ve beyaz saraya koyduk. Simdi ülkenin yarisi is ariyor, yarisi da savasa hazirlaniyor.

XANTHE
15-12-2010, 14:29
Ucak dunyanin en kalabalik hava meydanlarindan biri olan Londra Heathrowa yaklasirken hoparlorlerden pilotun sesi duyuldu.
-"Sayin yolcular,biraz sonra londra ya inmis olacagiz. londra da hava hafif yagmurlu ve sicaklik ...."
Tam o sirada pilottan :
-"Aman tanrim...."
diye korkunc bir feryat duyuldu ve yolculara bir asirmis gibi gelen uc bes saniye boyunca hicbir ses cikmadi. biraz sonra pilot tekrar konusmaya basladi.
-"Sayin yolcular demin sizleri cok korkuttugum icin ozur dilemek istiyorum.Ama hostes yanlislikla ustume koca bir fincan sicak kahve doktu.Canim cok yandi.Hele pantolonum onunun bir gorseniz..."
Bu sirada arkadan bir yolcu bagirdi :

-"Hele sen bizim pantolonlarin arkasini bir gorsen
[gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

iSylar
15-12-2010, 17:36
Arkadaşlar benimki tam fıkra değil ama yazmak istedim:)
Bir kanalda canlı canlı izledim.

-Sunucu: Sergen, 18 yaşından küçüklerin de iddaa oynadığı görülüyor, onlara ne söylemek istersin ?

-Sergen Yalçın: Almanya ligi'nden uzak dursunlar çok sürpriz oluyor.

Soranda Kabahat :)

estergone
15-12-2010, 20:06
Arkadaşl arbenimki tam fırka değil ama yazmak istedim:)
Bir kanalda canlı canlı izledim.

-Sunucu: Sergen, 18 yaşından küçüklerin de iddaa oynadığı görülüyor, onlara ne söylemek istersin ?

-Sergen Yalçın: Almanya ligi'nden uzak dursunlar çok sürpriz oluyor.

Soranda Kabahat :)

:)))
Gülermisin
:((((
Aglarmisin

dodoart
16-12-2010, 03:18
Arkadaşlar benimki tam fıkra değil ama yazmak istedim:)
Bir kanalda canlı canlı izledim.

-Sunucu: Sergen, 18 yaşından küçüklerin de iddaa oynadığı görülüyor, onlara ne söylemek istersin ?

-Sergen Yalçın: Almanya ligi'nden uzak dursunlar çok sürpriz oluyor.

Soranda Kabahat :)


Bi cok fikradan daha cok guldurdu beni.. :))

Elinize saglik...

XANTHE
16-12-2010, 22:06
Birgün büyük bir oluşum her milletten ajan seçmek üzere daha önceden belirlenmiş kişileri görüşmeye çağırmış.. Önce Amerikan'ı odaya almışlar ve sormuşlar, "Karın mı, devletin mi??"
"Devletim" demiş Amerikan hiç düşünmeden..
"İyi" demişler.. "O zaman al şu silahı ve yan odadaki karını öldür"
Amerikan silahı almış.. Sonra birden durmuş ve "Yapamayacağım" demiş..
Fransız'ı almışlar odaya, "Karın mı, devletin mi??"
"Devletim" demiş..
"İyi" demişler.. "Al şu silahı.. Karın yan odada.. Git ve onu öldür.."
Fransız silahı almış, kapıya gitmiş.. Sonra birden durmuş "Yapamayacağım" demiş..
Temel'i çağırmışlar.. "Karın mı, devletin mi?"
Temel hemen yanıtlamış, "Devletim"
"Al şu silahı, yan odadaki karını vur"
Temel silahı almış, yan odaya geçmiş.. Odadan önce bir silah sesi ardından da kırılan camın sesi gelmiş..
Temel odadan çıkınca sormuşlar "Ne oldu?"
Temel yanıtlamış, "Verdiğiniz silah kuru sıkı çıktı.. Ben de karıyı camdan
attım.."...

XANTHE
20-12-2010, 14:47
‎3 bayan ve 3 erkeğin, iş icabı trenle bir seyahate çıkmaları gerekir. Tren garına giderler. 3 bayan 3 bilet aldığı halde erkekler tek bilet alır. Bayanlar bunun sebebini sorduklarında erkekler 'Bekleyin ve görün' derler. Trene binerler ve tren hareket ettikten bir süre sonra 3 erkek kalkıp hep beraber trenin tuvaletine girerler. Biraz sonra kondüktör gelir ve 3 bayandan 3 bileti alır. Tuvaletin önünden geçerken, kapıyı tıklatıp, 'Bilet lütfen' der. Kapı açılır ve bir el bileti uzatır. Bayanlar bunu görürler. Taktiği kapmışlardır. Dönüş yolculuğu için yine gara giderler. Bayanlar bu sefer tek bilet almışlardır. Erkekler ise hiç bilet almaz. Bayanlar yine şaşırıp sebebini sorduklarında, erkekler yine bekleyip görmelerini soylerler. Bir süre sonra yolculuk başlar. Önce bayanlar kalkıp tuvalete girer. Ardından da erkekler karşısındaki tuvalete. Kondüktörün gelmesine yakın bir erkek çıkıp karşı kapıyı tıklar ve 'Bilet lüften' der. Açılan kapıdan bir el bileti uzatır. Bileti alan erkek diğer tuvalete geri girer!..

HunterUnicorN
20-12-2010, 20:10
bu fikrayi muhendisler ve egitimciler die duymustum ama bu daha hos tabi [:)]

XANTHE
23-12-2010, 16:10
Karadenizde köyün birinde bir çukur varmis ve pek çok kisi içine düsüp yaralaniyormus. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmis ve çözüm aramaya
başlamislar. Birincisi demis ki:
- 'Çukurun yaninda bir ambulans beklesin ve düsenleri hemen hastaneye yetistirsin.'
ikincisi:
- 'Çukurun yanina hastane kuralim, düsenleri yetistirmesi vakit almaz' demis.
Sira Temel'e gelmis.
- 'Kafaniz hiç çalismiyor' demis.
'Bunu kapatalim ve gidelim hastanenin yaninda bir çukur açalim' [gl=12.gif]

WaGrAnT
24-12-2010, 22:04
Milli Piyango
Adamin biri bir kahveye girer ve 'Millet bana bakin!.. Size söylüyorum!.
Tam 30 sene sonra ben bu kahveye gene geleciğim' der ve çıkar.
Kahvedekiler 'Adam deli herhalde' diye fazla önemsemezler.
Ve aradan 30 sene geçer. Aynı adam kahveye gene gelir
ve der ki: -'Hatırladınız mı beni millet. Size demiştim 30 sene once,
ben yine geleceğim diye. İşte geldim' der.
Kahvedekiler tabi ki şaşırır.
adam devam eder. '30 sene sonra gene geleceğim bu kahveye' der. Ve gider.
aradan bi 30 sene daha geçer. Nesil değişmiştir 30 sene onceki
insanlarin çocuklari kahvede oturmaktadir artik. Adam
kahveden içeri girer. 'Bana Bakın Millet Ben Sizin babalariniza
söyledim. Size de söyluyorum 30 sene sonra ben bu kahveye gene gelicem' der ve çıkar.
Kahve milleti gene bunu takmaz.
Aradan 30 sene geçerve adam gene gelir. 'Beni hatırladınızmı millet 30 sene önce tekrar
gelicem demiştim, işte geldim ve 30 sene sonra gelip sizin
çocuklarinizada aynı şeyi söylicem' der ve gider.
Aradan bi 30 Sene daha geçmiştir. Ve adam Gene Kahveye gelir.
'Bana Bakın Millet Ben sizin dedelerinize söyledim.
Babalariniza söyledim, şimdi size söylüyorum tam 30 sene sonra ben bu
kahveye gene gelicem' der ve gider.
İçlerinden birisi 'Arkadaşlar bana bu olayi dedem anlatmiştı.
Gelin hocaya gidelim, bu adam niye ölmüyor, nedir bunun hikmeti? diye soralım' der.
Ve bir hocaya giderler. Hocaya durumu anlatirlar.
Hoca 'Ben bu gece rüyaya yatayim. Azrail ile konuşayim. Bakayim niye
canını almıyor bu adamın, size yarın haber veririm' der.
Ve gece olunca hoca ruyaya yatar. Rüyasinda Azrail ile
konuşur. 'Ya Azrail!. Sen bu şahısın canını niye almıyorsun'
Azrail 'Zamanında bu adam bir dilek diledi. Ve bu dilegi kabul
oldu.Onun için' der.
Hoca
'Ne diledi Ya Azrail' diye sorar .
Azrail, 'Allah'ım bana milli piyangodan büyük
ikramiye çıkana kadar canımı alma diye diledi' der.
Hoca 'E Allah istese buna büyük ikramiyeyi çikartamaz mı?'
Azrail 'Çıkartmasına çikarir da!........
ŞEREFSİZ BİLET ALMIYOR Kİ.......

doctrolg
25-12-2010, 22:27
TEBRİK KARTI



Bir dönem bir genel müdür yardımcılığı yapmış birisi anlatıyor:
"Sene 1965. Bir genel müdürlükte özel kalem müdürü yardımcısıyım.. Bayrama 10 gün var.. Benim müdür hastalandı.. Ben ise işe gireli 2 hafta olmus, olmamış.
Genel Müdür bey beni çağırttı:
- Tebrik kartları hazır mı?.. Şaşırdım:
- Anlamadım! Hangi kartlar efendim?
- Aman evladim, Şükrü Bey sana söylemedi mi? Bayram geldi, tebrik kartları şimdiye kadar hazır olmalıydı.. Tüh tüh.. Eyvah...
- Çabuk hemen hazırlayıverin.
- Emredersiniz efendim! dedim. Ancak sabaha kadar 3 bin kartı nasıl yazacağım?
Genel müdür bey, bütün kartları çini mürekkebiyle ve en güzel yazımla yazmamı istedi. 3 bin karttan 2 bin tanesini kendisinden makamca alt'takilere şu sekilde yazacaktım:
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim"
1.000 tanesi de üst makamdakilere olacaktı ve onlarda da şu ifade yer alacaktı:
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim." Sabaha kadar 3 bin kart, düşünebiliyor musunuz?!?..
Ne yapalım? Çaresiz mecburen kolları sıvadım ve başladım öncelikli 2000 karta:
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim",
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim",
"Bayramını kutlar, gözlerinden öperim"
1, 5, 10, 18, 28, 58, 108, 188, 558.. Yazıyorum, yazıyorum bitmiyor!.. Nasıl sıkıntı bastı bir bilseniz!... 738, 918..
2,5 paket Samsun'u bu arada bitirmişim. Öyle işkence çekiyorum ki, ekmek parası olmasa bırakıp kaçacağım. Sıra 2000. karta geldiğinde şafak söküyordu. Ben de bitmişim ama önümde hala yığınla kart duruyor!
Şimdi de 1.000 tane de üst makamlara yazılması gerekenler var. 4. Paket sigarayla birlikte "Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim"e başladım..
Boyuna yazıyorum, göz kapaklarim iyice ağırlaştı, takoz koysam gene de kapanacak.
209, 529, 689.. Yaz babam yaz.. Ama artık kalemi parmaklarımın arasında tutamaz oldum. Ben kaleme değil, kalem bana hakim:
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
"Sizin ve eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, sıhhatli ve başarılı günler niyaz ederim."
Ve bir müddet sonra gerisini nasıl yazmışım hiç hatırlamıyorum:





"Niyaz ederim başarılı günler sizinle eşinizin bayramını kutlarken.."
"Kutlarken eşinizin bayramını saygıyla sıhhatli günler diler Niyazi ile beraber ederim.."
“Sizin, niyazi ile eşiniz birlikte bayramınızı sıhhat dilerim, tebrikle beraber.”
"Niyazi ile birlikte sizin ve eşinizin bayramını kutlarken ayrıca sıhhatle ederim.."
"Önce bayramınızı başarılı eder, sonra eşinizle Niyazi'ye tebrikli günler dilerim.."
"Sizin de eşinizin de Niyazi'nin de bayramını saygıyla eder, sıhhatli tebrik dilerim.."
“Bayramınız niyazi ile sıhhat bulsun, eşiniz ile birlikte tebrik olsun”
"Sıhhatli eşinizin bayramını saygıyla kutlarken, Niyazi'ye başarılar diler aynı zamanda ederim.."
"Bayramınıza etmeden önce eşinizi saygıyla kutlar Niyazi'nin gözlerinden öperim.."
"Sizin de, eşinizin de, Niyazi'nin de, bayramini da, tatilini de, gemlisini de, geçmisini de bayramını beklerim.. Saygiyla tebrik ederken.."
"Önce niyazi bayramı tebrik etsin, yok öyle yağma, ben size ve eşinize sıhhat dilerim sonra"
“Bayram günü eşiniz ve niyaziye dikkat edin, size de daha bayram gelebilir.”
“Niyazi bey bayram günü eşiniz ile birlikte sizi sıhhat ile tebrik etsin”
“Tebrik ederim niyaziyi, eşiniz ile birlikte sizin bayram sabahı sıhhatinizi dilemiş”

Sabah tam mesai saatinde, gözlerim kan çanağı bir halde kartları yetiştirdim.. Genel müdür bir-ikisine şöyle bir baktı: "Aferin" dedi.

"Güzel yazmışsın. Hemen postalayın!" Bizde HEMEN POSTALADIK!..

3 gün sonra da önce bizim genel müdürü, sonra da tahmin ettiğiniz gibi bendenizi postaladılar!..
Eveeet, yahu ben bu ara Niyazi'yi merak ettim: Niyazi Nereden çıktı [;)][;)][;)]

ankarag3lü
25-12-2010, 22:55
Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar.Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini
yemeğe davet ederler.Mehmet'in annesi akşam yemeği süresince Handan'ı
uzun uzun süzer ve aslında Handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız
olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir
il...işkinin mevcut olup,olmadığını merak eder.Aklını okumuşcasına Mehmet
annesine der ki:Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok.Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner.Aradan bir iki gün sonra Handan der ki:Mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum.Mehmet yanıtlar:Annemin almıs olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım.Oturur ve yazar:Anneciğim,
gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum.
Fakat konu şu ki: Sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi
kayıp.Sevgiler oğlun Mehmet.Bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir:Sevgili oğlum:Handanla yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum. Fakat konu şu ki: Handan kendiyatağında yatıyor olsaydı,gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu.Sevgilerle annen...

XANTHE
27-12-2010, 18:22
Mahalledeki iki afacan çocuk, yaramazlıklarıyla tüm mahalleyi bıktırmış.

Kırılan camların, çizilen duvarların, lastiği indirilen otomobillerin, kuyruğuna teneke bağlanan kedilerin sorumlusu, hep afacan kardeşler.

Anne ve baba bu işten iyice usanmışlar….

Sonunda, kilisenin papazına gidip, yardım istemişler.

Papaz da ‘çocukları bana gönderin, konuşayım’ demiş.

Çocuklar gelmiş.

Papaz önce büyük olanı yanına çağırmış;

Söyle bakalım evladım, Tanrı nerede?’

Çocuk susar…

Papaz tekrar sorar: Evladım söylesene, Tanrı nerede?’

Çocuk susmaya devam eder.

Papaz ısrarla sorar, çocuk yine susmaya devameder.

Papaz, sonunda sinirlenir: ‘Konuşsana be çocuk, nerede Tanrı?’

Çocuk, aniden fırlayıp koşar.

Kardeşine de seslenir: ‘Kaçalım çabuk!..’Eve giderler ve odalarına girip kapıyı kilitlerler.

Küçük oğlan, büyüğüne sorar: ‘Neden kaçıyoruz?’

Büyük yanıtlar: ‘Bu kez olay ciddi… Tanrı kaybolmuş, bizden biliyorlar

olympus
27-12-2010, 19:23
Ellerine saglik vallahi cok guzeldi... bayagi da gulduk..[:)]

Bir sozle mukemmel...[:)][gl=12.gif]


Mehmet ile Handan öğrenci olup, aynı evi paylaşmaktadırlar.Bir gün Handan ve Mehmet, Mehmet'in annesini
yemeğe davet ederler.Mehmet'in annesi akşam yemeği süresince Handan'ı
uzun uzun süzer ve aslında Handan'ın çok alımlı ve güzel bir kız
olduğunu, acaba aralarında ev arkadaşlığından daha ileri bir boyutta bir
il...işkinin mevcut olup,olmadığını merak eder.Aklını okumuşcasına Mehmet
annesine der ki:Ne düşündüğünü biliyorum ama emin ol ki sadece ev arkadaşıyız, ötesi yok.Akşam yemeğinden sonra Mehmetin annesi evine döner.Aradan bir iki gün sonra Handan der ki:Mehmet, annen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesini bulamıyorum.Mehmet yanıtlar:Annemin almıs olabileceğini tahmin etmiyorum ama ben yine de kendisine bir mektup yazayım.Oturur ve yazar:Anneciğim,
gümüş çorba kasesini sen aldın demiyorum, ama almadın da demiyorum.
Fakat konu şu ki: Sen bize yemeğe geldiğinden beri gümüş çorba kasesi
kayıp.Sevgiler oğlun Mehmet.Bir hafta sonra Mehmet'in annesinden mektup gelir:Sevgili oğlum:Handanla yatıyorsun demiyorum, ama yatmıyorsun da demiyorum. Fakat konu şu ki: Handan kendiyatağında yatıyor olsaydı,gümüş çorba kasesini çoktan bulmuş olurdu.Sevgilerle annen...

Mukemmel ya hakkaten[gl=12.gif]

GKTG
27-12-2010, 19:30
Bir sozle mukemmel...[:)][gl=12.gif]

Üst üste mesaj yazmak yerine yazdığınız mesajın altında "Mesajı Düzenle" butonu var ona basarak düzeltebilirsiniz.

olympus
27-12-2010, 23:17
Temel birgün evlenmek istemiş, köy ahalisi ona 3 tane müsait es adayi doktor, savcı, öğretmen bulmuşlar. Temele birini seç demişler. Temelde düşünmüş ve öğretmeni seçmiş.
Temele sormuşlar niye bunu seçtin ? Cevabinda doktor randevu al der , savcı bugün git yarın gel der, öğretmen gel tekrar edelim der demiş ...

--------------------------


Bir gun oyretmeni Temele tarih dersinde Bastiliya kalesini kimler aldi deye sormus? Temel vallah hocam ben almadim deye cevaplamis, hoca yine sordugunda hep ayni cevabi almis, bunun uzerine Oyretmeni Temelin ebeveynlerile konushmasi gerektigini anlamis ve dersten sonra Temellere gitmis.
Babasi ve Annesi sikayetde bulunan oyretmen Temele Bastiliya kalesini kim aldigini sordugumda bana ben almadim deye cevapliyor.
Anne ve Bababin cevabi: Bizim Temel cok dogru sozludur almadim diyorsa demek ki almamishtir.

Iyice cildiran oyretmeni evden cikarken Temellerin komsularina rastliyor olayi ona da anlatinca , Komshunun cevabi :

Ben bu aileyi kac yillardir taniyorum kesinlikle aldiklarini geri vermezler... [:)]

XANTHE
30-12-2010, 19:17
Bir rahip berbere gider. Saçlarini kestirir. Berbere tesekkür eder ve borcunu sorar..
- "Muhterem Peder" der berber.. "Siz kutsal bir insansiniz. Sizden nasil para alabilirim. Sizi tiras etmek dükkanim için sereftir."
Rahip tekrar tekrar tesekkür eder ve gider. Berber ertesi sabah dükkani açmaya geldiginde kapisinda 12 altin lira bulur.
Birkaç gün sonra bir Budist rahip gelir dükkana. Saçlarini kestirir, borcunu sorar. Berber saygi ile egilir:
- "Siz ruhani bir lidersiniz.. Sizden nasil para alirim. Sizi tiras etmek dükkanim için sereftir."
Budist rahip tesekkür eder gider. Berber ertesi sabah dükkani açmaya geldiginde, kapisinda 12 yakut bulur.
Ertesi hafta bir haham girer dükkandan içeri. Saçini kestirir ve elini cüzdanina atar..
- "Sakin ha" der berber.. "Siz bir inanç adamisiniz.. Sizden nasil para alirim ben.. Dükkanimin konugusunuz.. Güle güle gidin.."
Haham gider. Berber ertesi sabah dükkani açmaga gelir. Kapida 12 haham vardir.




Buyukce bir kopek agzinda bir torbayla kasap dukkanina girer.Agzindaki torbayi yere birakir, kasabin karsisina oturup bekler.
"Bu da nesi" der kasap diger musterilerine bakarak.
"Herhalde et alacak" der birisi.
Kopek de tasdik eder : " hav"
"Nasil et istiyorsun bakalim, kiyma, kusbasi, biftek?"
"Hav" diye keser kopek kasabin sozunu.
"Peki ne kadar?, bir kilo, iki kilo?"
Tekrar "hav" sesi duyulur.
Sasisan kasap siparisi sarar ve torbaya yerlestirirken, etin parasinin da torbada oldugunu gorur.
Kopek dukkani terk ederken kasap meraktan catlayacagina kopegi takibe karar verir, dukkani da yardimcisina emanet eder.
Kopek bir kac sokak otede bir apartmana girer, ucuncu kata cikar ve bir kapinin onunde durarak pencesiyle kapiya vurmaya baslar.
Kapiyi kizgin bir adam acar ve baslar kopege bagirmaya...
Izlemede olan kasap ortaya cikar ve adama ; "Dur bir dakika " der "Ne yapiyorsun?Gordugum en akilli kopek, ona niye bagiriyorsun?"
Adam "Akilli mi?" der," bu hafta uc oldu, anahtarini yanina almayi unutuyor."

ankarag3lü
05-01-2011, 12:12
Ev telefonu faturası hayli yüksek gelince ev halkı toplanmış ;
Baba : Yahu bu kor...kunç bir fatura.Ben bu telefonu asla kullanmıyorum hep çalıştığım şirketteki telefonu kullanıyorum.

Anne : Aynen bende.. Akşama kadar çalıştığım bankada elimin altında telefon.Ne yapayım bunu..'

Oğlan : Vallahi ben de Şirketimin bana verdiği cep telefonu ile bütün görüşmelerimi yapıyorum.

Kız : Ee benim de Şirket hattim var.Ev telefonunu hiç kullanmam ki..

Herkes aniden evdeki hizmetçiye döner ve cevap arar gözle bakarlar..

Hizmetçi : Eee... Problem ne o zaman ? Sanırım hepimiz iş telefonlarını kullanıyoruz. ..;)))

__________________________________________________ ________________________________________________


Bir gün tavşan ormanda koşu yapıyormuş. Yolda esrar içen zürafaya rastlamış.
-Zür...afa kardeş bırak böyle şeyleri gel koşup sağlıklı yaşayalım demiş,
ve koşmaya başlamışlar. İleride kokain çeken file rastlamışlar.
-Fil kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım sağlıklı kalalım demişler,başlamışlar 3ü koşmaya. Az ileride eroin vuran aslana rastlamışlar,
tavşan: -aslan kardeş bırak böyle zararlı şeyleri gel koşalım demiş.
Aslan gerinmiş tavşana bir yumruk patlatmış..
zürafa sormuş: -aslan kardeş niye vurdun tavşana?
Aslan cevap vermiş: -bu manyak ne zaman extasy içse bütün ormanı peşine takıp koşturuyor

james_kad
05-01-2011, 19:17
Çok soğuk bir kış günü padişah, tebdili kıyafet gezmeye karar vermiş. Yanına baş vezirini alıp yola çıkmış… Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler.. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş. Padişah, “ihtiyarı” selamlamış.

- Selamünaleyküm ey piri fani…
- Aleykümselam ey Serdar’ı Cihan…

Padişah sormuş.

- Altılarda ne yaptın ?
- Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor…

Padişah gene sormuş.

- Geceleri kalkmadın mı ?
- Kalktık…Lakin, ellere yaradı… Padişah gülmüş.
- Bir kaz göndersem yolar mısın ?

- Hem de ciyaklatmadan…

Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş.

- Ne konuştuğumuzu anladın mı ?
- Hayır padişahım…

Padişah sinirlenmiş.

- Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.

Korkuya kapılan baş vezir,padişahı saraya bıraktıktan sonra telaşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam hala orada çalışıyor…

- Ne konuştunuz siz padişahla… ?

Adam, baş veziri şöyle bir süzmüş.

- Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Her sorduğun soru için yüz altın alırım, demiş.

Baş vezir kabul etmiş, yüz altın vermiş…

- Şimdi sor bakalım Başvezirim…

- Sen padişahı, Serdar’ı Cihan, diye selamladın. Nereden anladın padişah olduğunu… ?

- Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi..

Vezir kafasını kaşımış.

- ”Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek…

Adam, bu soruya cevap vermek için de bir yüz altın daha almış.

- Padişah, 6 aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca 6 ay yaz değil, 6 ay da kış çalışmazsak, 32 dişe yetmiyor, yani yemek bulamıyoruz dedim.”

Vezir bir soru daha sormuş…

- ”Geceleri kalkmadın mı diye sordu, sen de kalktık ama ellere yaradı dedin o ne demek ?

Adam bir yüz altın daha almış.

- Çocukların yok mu diye sordu..Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar, dedim…

Vezir gene kafasını sallamış.

- Bir de kaz gönderirsem yolar mısın dedi, o ne demek…

Adam gülmüş.

- Vezirim onun için 100 altın almayayım… Onu da sen anla artık…



__________________________________________________ ____________________________________________

Sultan en güvendiği adamını Arabistan a hünkar göndermiş.
Hünkar, Arabistan da gezerken bakmış, Araplar entari giyiyorlar ama alta donları yok. Bir rüzgar esti mi, manzara felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve ilk rüzgarda olay fark edilmiş. Kadı huzuruna çıkartmışlar. Kadı sormuş:

- Adın?
- Aptülmecit
- Baba adın?
- Aptülleziz
- Evli misin?
- 5 tane karım var!
- Kaç çocuğun var?
- İlkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16, dördüncüsünden13, beşincisinden 18 tane.
Kadı kararını vermiş ve söylemiş:
- Aptülleziz oğlu,Abdülmecit'in,don giymeye vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!

ByWanT
06-01-2011, 00:27
1. Forumda TC kanunlarına, ahlaka ve genel toplum kurallarına aykırı, küfür ve argo kelime içeren mesajlar yazılması veya adult, hack, warez, fanatizm, siyaset, din, ırk vb. içerikli konuların açılması ya da üye profil bilgilerinde, avatarında, imzasında, rumuzunda bunlara yer verilmesi kesinlikle yasaktır.

dodoart
08-01-2011, 08:51
Bir mafya babası evli bir kadınla ilişki kurmuş.
Bir gece kocası yok diye kadının evine gitmeye karar vermiş ve adamlarına
"Ben içeri girdikten sonra hemen büyük bir branda ayarlayın ve pencerenin hemen altına dört ucundan gerin" demiş.

Sonra da ne yapacaklarının talimatını vermiş:
"Kadının kocası gelirse kapıyı bir kere çaldırın, ben aşağıya atlayacağım,
yakalanıp karizmayı çizdirmeyelim... Tamam mı?"

Adamları, "Başüstüne patron" demişler.

Mafya babası kadının evine girmiş, tam yatağa uzandığı anda evin kapısı çalınca bizimki kendini tereddütsüz pencereden donla 4. kattan aşağı fırlatmış.

Kadın üzerine alelacele bir şey alıp kapıyı açmış ki karşısında patronun adamlarından biri...
"Yenge" demiş adam mahcup bir şekilde önüne bakarak,

"Patrona söyle branda bulamadık!"

MsTrK
24-01-2011, 17:41
Zencinin biri Türkiye’ye gelecekmiş.
Gelmek üzere yola çıktığında pasaportunu kaybettiğini anlamış.
Üzgün üzgün yürürken yerde bir pasaport bulmuş.
Üzerinde Leonardo Di Caprio yazıyormuş.
Çaktırmadan pasaportu atmış cebine düşmüş yola.
…Kapıkule’ye geldiğinde gümrük memurları Temel ve Dursun zenciye
pasaport sormuşlar.
Zenci yerde bulduğu pasaportu Temel’e vermiş.
Temel uzun uzun pasaporta bakmış.
Sonra zenciye bakmış,dönüp Dursun’a sormuş:
- Ula Dursun, Titanic Batti miydii, Yandi miydii….:)

XANTHE
29-01-2011, 11:06
Bir Karadenizli "Life Tv Show" adlı yarışma programına katılır.

Ödül: 500 bin TL...


Sunucu sorularını sormaya başlar...


1)Tarihteki 100 yıl savaşları ne kadar sürmüştür ?

A) 116 Yıl
B) 99 Yıl
C) 100 Yıl
D) 150 Yıl

(Karadenizli bu soruda pas geçme hakkını kullanır.)

****

2. Panama şapkası hangi ülkede keşfedilmiştir ?

A) Brezilya
B) Şili
C) Panama
D) Ekvador

(Karadenizli seyircilerin yardımını istemiştir.)

****

3. Rusların bayramı olan Ekim direnişi hangi aydadır ?

A) Ocak
B) Eylül
C) Ekim
D) Kasım

(Karadenizli telefon hakkını kullanıyor ve başka bir karadenizliyi arıyor.)

****

4. Kral George IV doğru adı nedir ?

A) Albert
B) George
C) Manuell
D) Jonas

(Karadenizli, iki yanlış şıkkı götürme hakkını kullanıyor.)

****

5. Kanarya adalarının ismi hangi hayvandan gelmiştir ?

A) Kanarya
B) Kanguru
C) Fare
D) Fokbalığı

(Karadenizli oyundan çekiliyor.)

****



Okurken güldüyseniz doğru cevaplara da bir göz atın..


1) 100 Yıl savaşları 116 yıl sürmüştür (1337 ile 1453 arası)

2) Panama şapkası Ekvador'da keşfedilmiştir.

3) Rus Bayramı "Ekim Direnişi" 7 Kasım'da kutlanır.

4) Kral IV. George' un asıl adı Albert'tir. Kral 1936 yılında ismini değiştirmiştir.

5) Kanarya adalarının Latince adı "Fokların" adasıdır ve bu isim fokbalığından gelmiştir.

Ne oldu.. ?

Bir an kendinizi bir Karadenizliden zeki mi sanmıştınız..

ankarag3lü
29-01-2011, 14:27
olay bir okulun kızlar tuvaletinde geçmektedir.Okulun kızları dudaklarına ruj sürüp aynayı öpüyorlarmış e tabi okul kapanıncaya kadar aynalar dudak izleri ile doluyormuş bu durumdan rahatsız olan hademe müdüre dert yanmış müdür kızları çağırtıp hademe ne zorluklar içinde bu aynaları temizliyor haberiniz var mı demiş ve izlemeleri için onları hademe ile tuvalete göndermiş hademe fırçayı tuvaletin deliğine sokup aynaları silmeye başlamış o günden sonra aynalar ne bir dudak nede bir ruj izi ile kirlenmemiş:=)))

ankarag3lü
31-01-2011, 00:12
Temel,e karayollarını boyama işi vermişler. Temel başlamış çalışmaya. İlk gün tam 200 metre boyamış.... İkinci gün 100 metre, üçüncü gün 50 metre. Artık dördüncü gün 10 metre boyayınca amiri Temel,i çağırmış:
- Hayırdır evladım iyi çalışıyordun ?
- Ben yine iyi çalışıyorum..
- İyi ama dün 50 metre bugün de 10 metre boyamışsı...n.
- E... haliyle. İlk günlerde boya kovasına gidip gelmek kolaydı, sonraları çok vakit almaya başladı...

ankarag3lü
03-02-2011, 12:26
GenÇ bi kiz kirtasiyeye girer,tezgahtar Çocuk sulanarak buyrun der, kiz bir kitap ne kadar der. Cocuk bir öpücük der kizda o zaman on tane ver Çocuk sevinÇle hemen verir. Kizda arkadsindaki yasli kadini göstererk hesabi babaannem ödiyecek der[;)]

ankarag3lü
04-02-2011, 10:59
Dursun iş için müracaatta bulunmuş. İşe alınması için bazı evraklarla birlikte 8 adet de vesikalık fotoğraf istemişler. Ancak Dursun vesikalık fotoğrafın ne olduğunu bilmiyormuş. Hemen akıl hocası Temelin yanına koşmuş. Durumu anlatmış.Temel: Bildiğim kadarıyla vesikalık fotoğraf belden yukarı çekilen fotoğraftır. Sen şuraya çukur kaz içine gir. Bende fotoğraf makinesi getireyim. Fotoğrafını çeker veririz demiş.Dursun başlamış çukur kazmaya, temel fotoğraf makinesi getirmeye gitmiş. Temel bir de gelmiş ne görsün. Dursun 8 tane çukur kazmış.Temel: Ula Dursun niye 8 çukur kazdın demiş.Dursun: 8 vesikalık lazım ya..Temel: Ula salak ben zaten 8 tane fotoğraf makinesi getirmiştim [;)]

ankarag3lü
10-02-2011, 09:44
Dursun, saatlerin geri alınacağını duyunca, evdeki saatleri toplayıp Saatçi Temel’e gider:
- Ula Temel, saatler geri alınacakmış. Biz de evdeki saatleri senden satın aldığımız için sana getirdik. Bunları geri alacaksun da.
Temel kendinden emin bir şekilde:
- Öyle yağma yok. Ben de duydum ama, sadece 1 saat geri alınacakmış. 1 tanesini alırım, diğerlerini almam.[;)]

DeDeLi
17-02-2011, 18:41
Ünlü şovmen Cem Yılmaz bir gösteri öncesinde kuliste gazetecilerle sohbet etmektedir. Konu dizilerden açılır,bir gazeteci sorar : Cem Bey her hangi bi dizide oynamayı düşünüyormusunuz ? Cem Yılmaz gülümseyerek cevap verir : Ben Kurtlar Vadisinde oynadım sizin haberiniz yok der. Bunun üzerine gazeteciler, nasıl oynadınız efendim, bizler neden görmedik peki ? Cem Yılmaz cevap verir: Sözleşmeyi imzalarken Vurdular beni :))

DeDeLi
18-02-2011, 18:30
Birgün temelin annesi ölmüş temele sormuşlar niye namaz kılmeysun temel ben cenaze namazı kılmasını bilmeyrum demiş. 15 gün sonra kaynanası ölmüş temel en önde namaz kılıyomuş temele hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun demişler temel bu cenaze namazı deyildür bayram namazudur :D

INihat
18-02-2011, 18:32
Birgün temelin annesi ölmüş temele sormuşlar niye namaz kılmeysun temel ben cenaze namazı kılmasını bilmeyrum demiş. 15 gün sonra kaynanası ölmüş temel en önde namaz kılıyomuş temele hani sen cenaze namazı kılmasını bilmiyordun demişler temel bu cenaze namazı deyildür bayram namazudur :D

[gl=12.gif] [gl=12.gif] Çok Güzelmiş Ya :D (Bu Arada Rütben Hayırlı Olsun [:)] )

DeDeLi
20-02-2011, 13:49
Temel ile Cemal bir gece kulübünde içki içmektedirler, Temel, Cemal'e barda otur...an güzel sarisini gostererek, "Cemal ben kadınıi tavlarim" demis. Ve kalkmis sarisin bayanin yanina gitmis.
Sarisin bayana "Birlikte bir icki icebilir miyiz" demis.
Kadin, "BMW araban varmi?" diye sormus,
Temel, "Yoktur"
Kadin, "Karadeniz'de iki katli, genis bahcesi olan bir villan varmi?" diye sormus,
Temel, "Yoktur"
Kadin, "Senin bankada yüksek meblagli bir hesabinda yoktur" demis.
Temel, "Yoktur"
Kadin, "O zaman çek arabani" der, ve Temel Cemal'in yanina gider,
Temel, "Ula Cemal benim Limuzini sana versem senin BMV'yi bana verir misin"
Cemal, "Veririm"
Temel, "Acaba benim bankaya gitsem bana bir hesap acarlar mi?"
Cemal, "Acarlar"
Temel, "Bunlari hallettikte, acaba babama Karadenizdeki villanin ücüncü katini nasil yiktiracagiz?"

DeDeLi
21-02-2011, 13:28
Kara'cıların komutanı bir askerini çagırmıs.Asker - "Emret Komutanım" diyerek yanına gitmiş komutan yere yatmasını istemiş daha sonra bir tanka askerin üzerinden gecmesi icin emir vermiş asker kılını bile kıpırdatmadan yattıgı yerde beklemiş ve malumunuz ezilmiş.Komutan diğerlerine dönerek "İşte cesaret" demiş.Havacıların komutanı bir asker çagırmıs Asker yine "Emret komutanım" diyerek komutanın yanına gitmiş.Komutan askere helikoptere binip havalandıktan sonra paraşütsüz atlamasını emretmiş ve asker emre karşı cıkmamıs denileni yapmıs ve yerecakılmıs.Komutan digerlerine dönerek "İşte Cesaret " demiş.Sıra gelmiş denizci komutana.Denizci komutan askerini çagırmıs.Asker çakı gibi hazırola gecmiş ve "Emret komutanım" demiş.Komutan derhal denize atla ve 10 dakika yüzeye çıkma demiş.Asker "Hadi Lan" demiş.Havacı komutan diğer komutanlara dönerek "İşte asıl cesaret bu"demiş...

CASUA
24-02-2011, 23:28
İki katlı otobüs...
Bir gün Temel le Dursun 2 katli otobüsle yolculuk ediyomus. Temel
cep telefonunu çikartip alt kattaki Dursun u aramis.
- Orada havalar nasil Dursun kardesim?
- Bizim söför uyumus otobüs kendi kendine gidiyo valla Temel cigim...
- O dabirsey mi Dursun? Bizim katta söför bile yok. Otobüs kendi
kendine gidiyo...

maydonoz
25-02-2011, 04:16
nice [:D]

CASUA
27-02-2011, 22:54
TRAFİK IŞIKLARI
Trafik lambaları Erzurumda şehre yeni konulmuş.Trafik polisi kırmızı ışıkta geçen teyzeyi durdurur:
-Teyze teyze dur nereye gidiyorsun?
Vışşşş devamsız, sene ne? Eltimgile gidirem, erimin de heberi var!

************************************************** *************************

Teyo pehlivan ihtilal dönneminde başından geçen bir olayı kahvede anlatır" ankarada kızılayda ferrarimle dolaşırken birden önüme solcular çıktı tam geri fitese taktım gaçacam voliyov sağcılarda arkadan gelir.

"teyo abi sen neyittin "ğardaş baktım olacağı yok YAN FİTESE TAKTIM yan yan elemi ğaçiram

james_kad
28-02-2011, 04:00
Adanalı, Kayserili ve Karadenizli boğaz köprüsünün inşaatında çalışıyorlarmış. Hanımları bunlara her gün ekmek arası hazırlıyormuş. Adanalı çantasını açıp ekmek arası köftesini, Kayserili ekmek arası pastırmasını, Karadenizli de ekmek arası hamsisini her gün yiyormuş. Bir gün bunların canına tak etmiş ve " Karılarımız yarın yine aynı yemekleri hazırlarsa hep beraber intihar edelim " demişler. Ertesi gün çantalar açılmış aynı yemekler. Kendilerini köprüden aşağı atmışlar. Cenazede Adanalı' nın karısı: " Ah kocacığım... Köfte-ekmeği ne kadar da severdi... Her gün kendi ellerimde hazırladım... "
Kayserili' nin karısı: " Ah kocacığım... Pastırma-ekmeği ne kadar da severdi... Her gün kendi ellerimle hazırlardım... "
Karadenizli' nin karısı: " Ah kocacığım... Hamsi-ekmeği ne kadar da severdi... Her gün kendi elleriyle hazırlardı... "

DeDeLi
28-02-2011, 10:18
Kadin gece yarisi uyandiginda kocasinin yatakta olmadigini görür.
Kalkip mutfaga gittiginde kocasini yasli gözlerle kahve içerken bulur.
"Ne oldu, neyin var" diye sorar.
Adam: "40 yil önceki çiktigimiz günleri hatirliyor musun?"
Kadin çok duygulanir. Deme kki kocasi 40 yil önceki
yillarini hatirlayip, uyuyamamistir. "Evet" der duygulu bir sesle.
Adam: "Daha liseyi yeni bitirmistik ve sen 18'ine girmek üzereydin."
"Evet" der kadin o günleri hatirlayarak.
"Bir gün annen evde yoktu ben size gelmistim. Hatirliyor musun?"
"Evet " ! der kadin gülümseyerek.
Adam:"Annen eve erken gelmisti ve bizi yakalamisti, hatirliyor musun?"
Kadin "Evet" der büyük bir sevgi ile. Kocasinin her detayi hatirlamasindan memnun ve mutlu olur.
Adam: "Annen odasina gitmis bir silah ile gelip silahi basima dayamis ya kizimla evlenirsin ya da seni 40 yil hapse gönderirim, daha 18'ine bile basmadi" demisti. Hatirliyor musun?"
"Evet" der kadin gülümseyerek.
Adam gözlerindeki yaslari siler ve büyük bir iç çeker:
"Bugün hapisten çikiyor olacaktim...:)

CASUA
02-03-2011, 00:18
Agir Roman

Temel bir kitabevine girmis, tezgahtara,
-Bana bir roman lazum...
demis. Tezgahtar sormus,
- Efendim agir mi olsun yoksa hafif mi?
Temel,
- Farketmez, nasul olsa arabam kapinun önünde...

DeDeLi
02-03-2011, 19:38
Temel of çekiyormuş, Dursun ne oldi Temel demiş.
- Of ula of, Fadimeden hiç elektrik alamayrum
- Evlenduğunden beri mi alamaysun yoksa yaşlanduğundan beri mi eletkrik alamaysun?
- Evlenduğumden beri alamayrum Dursun.
- Oyy ula Temel nasi dayandun bunca yildu?
- Kaçak elektrik kullaniyrumm daaa! :D

doctrolg
05-03-2011, 02:50
Şarap fabrikasının emektar çeşnicisi ölür.Yenisi için ilan verirler. Derken perişan kılıklı belli ki ayyaş birisi başvurur.
Fabrika müdürü biraz da bu ayyaşı başından savmak düşüncesi ile test için ona bir kadeh şarap verir. Adam şarabı içer ve ;
“Kırmızı bir Muscatel, 3 yıllık, kuzey yamaçta yetişmiş, çelik varillerde yıllanmış “ cevabını verir.
Müdür şaşkınlıkla “doğru” der. Bir başka şarabı tattırrır ve;
"Kırmızı, Cabarnet, 8 yıllık, güneybatı yamaç mahsulü ve meşe fıçılarda yıllanmış”
Doğru cevabı üzerine iyice şaşıran müdür beyimiz, sekreterinin yanına gider ve ona bir bardak suya biraz idrarından karıştırarak getirmesini söyler. Adama bunu beyaz şarap niyetine içirir. Adamın yanıtı:
“Sarışın, 26 yaşında, 3 aylık hamile, eğer beni işe almazsan babasını da söylerim.. [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

DeDeLi
08-03-2011, 11:19
-->Temel ile Dursun Sultan Ahmette gezinirken bir turist gelip bir adres sorar. Turist ingilizce, almanca, fransızca sorar: Fakat bizimkilerde tık yok.
- Ula temel bir ingilizce öğrenemedik gitti, der Dursun.
Temel: - Neye yarayacak ki uşağum, bak adam dört dil biliyor: genede derdini anlatamayi :D


-->Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Sonra adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu... okudu: Sevgili baba; Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Kız arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben jale ile buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam… Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda bir sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk… Baba jale hamile! Jale’nin dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı var. Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor. Jale benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız. Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin çaresi bulunsun ve Jale sağlığına kavuşsun diye….. O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim.. Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak,seveceksin Oğlun…..
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben Mehmet’lerdeyim. Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim. :D

DeDeLi
09-03-2011, 12:36
1)Amerika'da bir fuar açılmıştı. Fuarda zencileri beyaza dönüştüren bir makine tanıtılıyordu. Denemek 10 dolardı. iki zenci fuarı gezerken bu makineyi gördüler ve denemeye karar verdiler. Birinin 11 doları diğerinin ise 9 doları vardı. 9 doları olan arkadaşına dönüp
-Sen 1 dolarını bana ver. Gidip birlikte beyaz olalım. ...dedi. Arkadaşı ise :
-Dur! Önce ben gireyim, deneyeyim. Eğer memnun kalırsam sana 1 dolarımı veririm. Sen de beyaz olursun. dedi.
Anlaştılar. Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz olarak çıktı. Dışarıda kalan zenci duruma çok sevinmiş olarak arkadaşının yanına gidip :
-Hadi dedi. 1 doları ver ben de beyaz olayım.
-Hadi oradan pis zenci!


2)
Dört universite ogrencisi sabahleyin uyanamayarak matematik finalini kacirirlar, sinav ertesinde hocalarini yakalayip, zarzor bindikleri
arabanin lastigi patladigi icin sinavi kacirdiklarina ikna ederler. Kadin, yalvarmalarina dayanamayarak, bu dört arkadasa sinavi 3 gun sonra yapacagini soyler.Sinav gunu geldiginde, matematik hocasi bizim dortluyu sinifin dört kosesine oturtur. Finali gecmek icin de en az 50 almak lazimdir, sinavda da 5 soru vardir. Sayfanin onundeki 4 matematik sorusu basit sorulardir ve her biri 10 puanliktir.
Kagidin arkasindaki soru ise 60 puanliktir ve de soru aynen soyledir
Hangi lastik patladi ??

GoldStonex
09-03-2011, 12:38
[:D] Güzel fıkra

CASUA
09-03-2011, 20:21
EL ARABASI:)
Temelin bir koyunu varmış, bir türlü gebe kalamıyormuş.
Temel düşünmüş taşınmış ve nam salan koçun sahibi İdris ile konuşmaya karar vermiş.
İdris : - Tamam koyunun koçum ile ciftlesebilir ama 5 liranı alırım... der.
Bunu seve seve kabul eder Temel ve ertesi sabah koyununu el arabasına oturtur, İdris`in yolunu tutar. Koyun ile Koç çiftlesir.
Ama Temel tedirgindir ya gebe kalmazsa diye sorar : - Koyunun gebe olduğunu nereden anlayacağım ?
İdris : - Sabah kalktığında eğer ayakta ise gebe değil, eğer yatıyorsa gebedir... der.

Sabah olur Temel koşarak gider ağıla ama koyun ayaktadır. Oflayıp yine el arabasına koyunu koyup İdris'in ağılına gider.
İdris bu sefer 3 TL alır. Aynı şeyi söyler İdris, ayakta ise gebe değil, yatıyorsa gebe...
Sabah olur ancak yine koyun ayaktadır. Yine gider İdris'in ağılına ve bu sefer ona acıyan İdris 1 TL'sini alır ve hayvanlar yine ciftlesir.

Takip eden gün Temel telaşından hiç ağıla gitmek istemez ve karısı Fadime'ye seslenir : - Şu ağıla bi baksana koyun ne alemde ayakta mı, yatıyor mu ?
Fadime gider bir zaman sonra geri gelir.

Temel sorar : - Ee koyun ne durumda, ayakta mı yatıyor mu ?

Fadime gülerek cevap verir :

- Ne ayakta ne de yatıyor, el arabasına binmiş seni bekliyor!...:)

doctrolg
11-03-2011, 01:38
Nene torununu uyuturken ninni söylüyor.
Ama torunu bir türlü uyumuyor.
Birinci ninni bitiyo,torun uyumuyo.
İkinci ninni bitiyo,torunu uyumuyo.
Üç,
Dört derken torun hala uyumuyo.
En sonunda torun nenesine dönüp:
-Nene bi susta uyuyalım yavv [gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif][gl=12.gif]

GoldStonex
11-03-2011, 09:10
Doctrolg Güzel fıkra

GoldStonex
11-03-2011, 09:15
temel askerdeymıs komutan sormus:temel dusman askerı sağdan geliyo ne yaparsın,vururum onu komutanım,önden gelıyor ne yaparsın vururum onu komutanım,arkadan gelıyor ne yaparsın vururum onu komutanım, dusman askeri yukarardan gelıo ne yaparsın vururum onu komutanım, dusman askeri soldan gelıo ne yaparsın, temel sınırlenır ve komutana doner komutanım vatanın tek askeri ben miyi :D:D :D

ankarag3lü
11-03-2011, 13:49
Temel'le Dursun bir gün İstanbul'da dolmuşa binmişler.

Şöför, Levent- Fatih- Eyüp...... diyormuş. Yol biraz uzayınca Dursun sıkılmış..

Dursun: - Ula Temel ne zaman ineceğuz ben cok sıkıldım..
...
Temel: - Çatlama Ula Dursun ismimiz okununca ineruz..

INihat
11-03-2011, 14:32
Bir savaş gemisi karanlık ve sisli bir gecede yol alıyormuş. Derken kaptan köşkündeki komutan tam karşıda ve uzakta üzerlerine doğru gelen bir ışık farketmiş. Hemen karşı tarafa sinyal göndererek şu mesajı geçmiş: - "Derhal rotanızı 30 derece doğuya çeviriniz." Karşıdan anında cevap gelmiş: - "Sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan şaşırmış, biraz da sinirlenmiş, mesajı tekrarlamış: - "Rotanı derhal 30 derece doğuya çevir, emrediyorum!" Karşıdan cevap: - "Asıl sen rotanı 30 derece batıya çevireceksin!" Komutan öfkeden küplere binmiş, bir mesaj daha yollamış: - "Ben 30 yıllık kaptanım, sana son kez emrediyorum, rotanı 30 derece doğuya çevir!" Cevap: - "Sen 30 senelik kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotanı 30 derece batıya çevir!" Komutan, o kadar sinirlenmiş ki, hemen mürettebata bütün topları ateşe hazır hale getirmelerini emretmiş ve son kez bir mesaj göndermiş: - "Burası bir savaş gemisi, derhal rotanı 30 derece batıya çevirmezsen ateşe başlayacağız" Karşıdan cevap gelmiş: - "Burası da bir deniz feneri.. Sen rotanı bir an önce 30 derece doğuya çevirmezsen birazdan kayalara çarpacaksın"

CASUA
13-03-2011, 23:08
Dönme dolap

Temel ve Fadime lunaparka giderler. Dolasirlarken bir ara Fadime dönmedolaba
binmek ister. Temel karsi cikar, "Olmaz, donun gözükür..." der. Fadime susar.
Az sonra Temel balonlara tüfek atarken Fadime çaktirmadan yanindan ayrilir.
On dakikasonra döndügünde Temel sorar, "Neredeydin?" Fadime kafasini öne
egip, "Dönmedolaba bindim..." der ve bunu duyan Temel acaip sinirlenir. "Ben
sana binme donun gözükür demedim mi?" der. Bunun üzerine Fadime "Dedin
ama gözükmedi... Çikardim oni"...

CASUA
15-03-2011, 20:05
Ceza Olayı

Öğrenci sınıfa yeni gelmişti. ikinci gün öğretmenine sordu,
- Ögretmenim, insana yapmadigi bir sey için ceza verir misiniz?
- Olur mu evladim, insan yapmadigi sey için cezalandırılır mı, niye sordun bunu?
- Efendim dün verdiginiz ev ödevini yapmamıştım da ceza verirsiniz saniyordum!..

CASUA
17-03-2011, 00:34
Yabancı dil

Sonradan görme bir zengin, çocuğunu özel bir okula kayıt
ettiriyordu. Müdür sordu:
- Çocuğunuzun hangi yabancı dili seçmesini istiyorsunuz?
Adam böbürlenerek cevap verdi:
- Masraftan hiç çekinmeyin müdürüm. En yabancısı hangisi ise onu yazın..

ankarag3lü
23-03-2011, 11:36
İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik bir İspanyol yemeği yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi. Cojano adı dikkatini çekti. Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Parmağını basıp, garsona işaret etti. Garson bir tabak içerisinde yemeğini getirdi. Nefis bir şeydi ama içindekinin ne olduğunu çıkaramadı. Bir çeşit etti ama ne?...Garsonu çağırdı ve sordu...Garson anlattı :
- Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayım?
- Evet...
- İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada öldürülen boğanın yumurtalıklarından yapıldı.
Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti. Tadı damağında kalan yemeği Cojano'yu bir kez daha istedi. Lezzetle yedi. Artık ahbap oldukları garson hatır sormaya geldi :
- Nasıl memnun kaldınız mı bayım?
- Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti. Dün yediğim Cojano biraz daha büyüktü gibi geldi bana.
Garson başını iki yana salladı :
- Her zaman boğa kaybetmez bayım...

SalihBxl
23-03-2011, 20:05
İspanya'da tatilini geçiren turist, restoranda tipik bir İspanyol yemeği yemek istemişti. Listeyi uzun uzun inceledi. Cojano adı dikkatini çekti. Ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu. Parmağını basıp, garsona işaret etti. Garson bir tabak içerisinde yemeğini getirdi. Nefis bir şeydi ama içindekinin ne olduğunu çıkaramadı. Bir çeşit etti ama ne?...Garsonu çağırdı ve sordu...Garson anlattı :
- Bugün boğa güreşlerine gittiniz mi bayım?
- Evet...
- İşte bu yediğiniz yemek bugün arenada öldürülen boğanın yumurtalıklarından yapıldı.
Adam ertesi gün gene aynı restorana gitti. Tadı damağında kalan yemeği Cojano'yu bir kez daha istedi. Lezzetle yedi. Artık ahbap oldukları garson hatır sormaya geldi :
- Nasıl memnun kaldınız mı bayım?
- Kaldım kalmasına ama bir şey dikkatimi çekti. Dün yediğim Cojano biraz daha büyüktü gibi geldi bana.
Garson başını iki yana salladı :
- Her zaman boğa kaybetmez bayım...

Bu superdi :)

CASUA
23-03-2011, 20:16
Vesikalık

Temel bir gün Dursun a gidip,
- Dursun, senin makinen var bana 12 tane vesikalik gerekiyor çeker misin?
demis. Dursun da,
- Çekerim ama benim makine boydan çeker vesikalik nasil olacak. demis ve
baslamislar düsünmeye. Sonunda Dursun'un aklina birsey gelmis ve,
- Temel, sen sahile git kumu kaz içine gir omuzlarindan asagisi görünmesin
böylece vesikalik olur.... tamam demis Temel, Dursun makineyi almak için eve
giderken o da sahile gitmis, 12 tane çukur kazmis. Dursun gelmis,
- Salak niye 12 tane çukur kazdin? Ben 12 tane makine getirmistim...

SalihBxl
23-03-2011, 22:06
Vesikalık

Temel bir gün Dursun a gidip,
- Dursun, senin makinen var bana 12 tane vesikalik gerekiyor çeker misin?
demis. Dursun da,
- Çekerim ama benim makine boydan çeker vesikalik nasil olacak. demis ve
baslamislar düsünmeye. Sonunda Dursun'un aklina birsey gelmis ve,
- Temel, sen sahile git kumu kaz içine gir omuzlarindan asagisi görünmesin
böylece vesikalik olur.... tamam demis Temel, Dursun makineyi almak için eve
giderken o da sahile gitmis, 12 tane çukur kazmis. Dursun gelmis,
- Salak niye 12 tane çukur kazdin? Ben 12 tane makine getirmistim...

Cengiz alemsin vallaha :)

CASUA
24-03-2011, 20:41
ÇUKUR İŞİ

Temel bir grup arkadasiyla çukur açiyormus. Bir baska grup da gelip çukurlari
kapiyomus. Adamin biri çok merak etmis ve ne yaptiklarini sormus. Temel :
- Bir grup daha fardu, onlarda fidan dikeydu, bucün gelmeduler, piz de pizim
işler gerikalmasin diye çalışayruz...

CASUA
02-04-2011, 00:25
Apandist Yeri

Iki sevgili bir agacin gölgesinde oturuyorlardi. Delikanlinin tatli sözleri arasinda
bir ara kiz sevgilisinin kulagina egilip,
- Sevgilim sana apandist ameliyati oldugum yeri göstermemi ister misin?
Delikanlinin gözleri parladi,
- Göster canim göster tabii...
Kiz eliyle uzak bir yeri göstererek,
- Bak su ilerde görünen sari bina var ya, onun üçüncü kati...

CASUA
04-04-2011, 21:35
Pilot Temel

Pilot Temel telsize var gücüyle bagiriyordu :
- "Ula, sag motor bozuldu. Düseyrum, düseyrum. Meydey düseyrum. Kule düseyrum."
Kule hemen cevapladi :
- "Mesaj anlasildi. Yerinizi bildirin, yerinizi bildirin."
Temel gayet ciddi :
-"Pilot kabini, öndeki sol koltuk, pilot kabini, öndeki sol koltuk."

ankarag3lü
04-04-2011, 22:29
EŞEK BAŞI

İstanbul'a yeni gelen köylü kuyumcu dükkânının vitrinini merakla inceliyordu. Kuyumcunun çırağı onunla alay etmek için:
Hemşerim dedi ne bakıyorsun öyle?
_Hiç... Bu dükkânda ne satılır diye merak ettim de...
Çocuk güldü:
_Eşek kafası satılır.
_Allah versin... Alışverişiniz yolunda olmalı...
_Nereden bildin dayı?
_Baksana koca dükkânda seninkinden başka kalmamış!

CASUA
07-04-2011, 00:04
Kevser

Imam Hatip Lisesi nde teftis yapan bir müfettis sinifa girer. Ders Kur an-i
Kerim dir. Bir ögrenciyi kaldirarak ismini sorar. Ögrenci :
- Fatih, diye cevap verir. Müfettis :
- Peki öyleyse yavrum Fatiha suresini oku bakalim.
Çocuk sureyi okur. Sira baska bir ögrenciye gelmistir. Müfettis yine sorar :
- Ismin ne cocugum?
Çocuk cevap verir :
- Yasin ama arkadaslar kisaca Kevser derler...

CASUA
24-04-2011, 14:04
TEMEL VE DURSUN

Temel ve Dursun bir otele gider. Oda isterler. Oda ama en üst kattadır. Yani 100. katta. Çıkmaya başlarlar. Dursun Temele bir şey sölicem der. 29. katta dersin diyor. 29. Uncu kata gelince diyorun temel der dursun. temel 68. katta söyle der. 68. inci kata gelince söylüyorum der. Dursun. 100. üncü katta söyle der temel. 100.katta Temel ha şimdi söyle. Dursun da anahtarı aşağıda unuttuk der...

CASUA
24-04-2011, 22:20
Ümmed-i Muhammed
Ali Mısır'da okuyan bir öğrenci. Sınavlar bitmiş ve yaz tatiline girecekler.. Babası Ali'ye telefon eder ve sınavların nasıl geçtiğini sorar. Ali de bilmediği halde "çok iyi geçti" der ve bunu üzerine babası onu İstanbul'a işlerinde yardım etmesi için çağırır. Ali gidecektir İstanbul'a ve arkadaşına son olarak şöyle der; "Ahmet sen notlarımı öğrenirsin ve beni ararsın. Eğer telefona babam çıkarsa Muhammed'in Ali'ye selamı var dersin; ben anlarım bir tane zayıfım olduğunu." Ahmet notları öğrenir ve arar. Telefona babası çıkar ve Ahmet şöyle der: - Amcacım Ali'ye söyle ona bütün Ümmed-i Muhammed'in selamı var...

olympus
24-04-2011, 22:35
Çok süper ya ellerine sağlık be kardeş [:)][:)][:)]

CASUA
25-04-2011, 23:45
*JEAN CLAUDE VAN DAMME
Temel bir gün uçakla Amerikaya gitmiş çok yorgun oldugu için bir otele yerleşmiş ve uyumaya koyulmuş. Fakat tam uyuyacakmış ki yandaki daireden müthiş bir gürültü ve müzik sesleri gelmiş. Temel dayanamamış, duvarı yumruklayıp: - "Kimsin ulan! Uyumaya çalışıyoruz, bu ne gürültü", diye bağırmış. Karşı daireden tek ses: - "Jean Claude Van Damme!" Temel yine bağırmış: - "Gelirsem dördünüzünde bacaklarını kırarım!"*

dean
26-04-2011, 15:10
Temel bir gün kahveye girmiş. Üstü başı yırtıkmış.
-Ne oldu? diye sormuşlar.
Temel:
-Kaynanamı gömdük,diye cevap vermiş
Kahvedekiler:
-İyi de bu halin ne?
Temel:
-Biraz direndi de!

dean
28-04-2011, 11:24
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır. Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.. Mail
farklı bir yerde farklı bir bayana gider. Tam bu sırada kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi, yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür:

Kime : Sevgili karıma
Konu : Yeni ulaştım. Tarih : 14 Mayıs 2009

Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada
bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. seninde kayıtların hazır. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin. Not : Burası çok sıcak. : )

CASUA
30-04-2011, 01:30
*Bir gün Temel ve Dursun bakmışlar Türkiye'de iş yok Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama ceplerinde para yok... O zamanlarda Almanya'ya hayvanlar bedava gidiyolarmış, bunlarda neleri varsa satıyolar ve bir inek kostümü alıyorlar. Temel öne Dursun'da arkaya geçiyor ve gümrüğe gidiyolar gümrükteki memur bunlari bir test edeyim diyor ve ineğin önüne bi tomar saman getiriyor "sen gerçek ineksen bu samanları yersin" diyor. Temel mecburen yiyor ondan sonra memur bir kova su getiriyor "eğer sen gerçek ineksen bunu içersin diyor" ve Temel içiyor.. Memur bu sefer bi tomar taze ot getiriyor ve ineğin önüne koyuyor Temel mecburen yiyor... Artık Temel şişiyor ve bir lokma bir sey yiyemez hale geliyor. Ama bu sırada Temel başlıyor gülmeye.
Dursun merak ediyor. Soruyor : "Ula Temel neden gülüyorsun?"
Temel de cevap verir :
"Memur bizim gerçek inek olup olmadığımızı anlamak için bir tane öküz getiriyor"

ankarag3lü
30-04-2011, 16:03
Yasli bir çift her yil yilda bir gelen festivale giderlermis. Her sene yasli adam gezi basina 10 dolara biletle katilinan bir uçak gezintisine katilmak ister her sene de karisi itiraz eder ve söyle dermis:
- 10 dolar 10 dolardir.

Üç yil bes yil "10 dolar 10 dolardir" derken en sonunda yasli adam demis ki;"- Bak artik 71 yasindayim bu uçaga bu sene binmezsem bir daha hiç sansim olmayabilir." Fakat karisi tinmamis ve söyle demis;"- 10 dolar 10 dolardir...".

Ama bu sirada uçagin pilotu bunlari duymus ve ikisine bir pazarlik önermis. Ikisi de uçaga binecekler eger uçusun basindan sonuna ses çikarmadan dururlarsa bedava. Ama eger çit çikarirlarsa 10 dolar ödeyecekler...Yasli çift kabul etmis. Ve uçaga binmisler.

Pilot da bahis söz konusu olunca baslamis acayip manevralar yapmaya...Taklalar atmis uçagi kendi ekseninde döndürmüs^ ani duruslar dönüsler dalislar yapmis. Ama arkadan ses yok ! En sonunda pes etmis ve uçagi indirmis.

Yasli adama dönmüs;
- Bildigim her numarayi denedim. Iyi dayandiniz. Ikiniz de çit çikarmadiniz...
Yasli adam cevap vermis:
- Karim uçaktan düsünce aklimdan söylemek geldi ama 10 dolar 10 dolardir [:)]

CASUA
01-05-2011, 21:10
Kadin Erkek

Uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.Kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz??? Soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus: Isveçli : Neyimi begenmedigini sorarim.Rus : Evi terk ederim.Fransiz : Sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.Italyan : Kadini vururum.Ispanyol: Kocami vururum.Yunanli : Her ikisini de vururum.Türk : Benim kocam yapmaz!

BaN
01-05-2011, 23:05
TEMEL VE DURSUN

Temel ve Dursun bir otele gider. Oda isterler. Oda ama en üst kattadır. Yani 100. katta. Çıkmaya başlarlar. Dursun Temele bir şey sölicem der. 29. katta dersin diyor. 29. Uncu kata gelince diyorun temel der dursun. temel 68. katta söyle der. 68. inci kata gelince söylüyorum der. Dursun. 100. üncü katta söyle der temel. 100.katta Temel ha şimdi söyle. Dursun da anahtarı aşağıda unuttuk der...

fıkrayı bilmesem anlayamayacaktım biraz garip bi anlatım yapılmış :)

CASUA
03-05-2011, 23:52
VURDUK ONU
- Babam öldü, demiş Temel. 
İlyas sormuş: 
- Neden öldü? 
- Apartmanın sekizinci katının balkonundan düştü. 
- Eyvah parçalandı mı? 
- Yok, girişteki bakkalın tentesine düşünce oradan havalanıp karşı apartmana yöneldi. 
- Apartmana mi çarptı, nasıl öldü? 
- Yok, karşı apartmanın balkonunda çamaşırlar asılı idi.
Çamaşır ipine vurup fabrikanın bahçesine düştü. 
- Orada mı öldü? 
- Yok, fabrika çelik yay fabrikası, bahçedeki yayların üzerine düşüp havalandı yeniden... 
- Peki sonra? 
- Sonrası ne? Baktık ki yere inmiyor, biz de vurduk onu.



Tapatalk ile gönderildimiştir....

CASUA
03-05-2011, 23:55
fıkrayı bilmesem anlayamayacaktım biraz garip bi anlatım yapılmış :)

İyi anladığına sevindim ,sorun yok o zaman:(

dean
04-05-2011, 13:41
BİR KARADENİZLİ ^^LİFE STYLE^^ adlı bir yarışma programına katılır.
ödül:500 bin tl

sunucu soruları sormaya başlıyor:

1.Tarihte yüzyıl savşları ne kadar sürmüştür ?
A)116 yıl
B)99 yıl
C)100 yıl
D)150 yıl

(Karedenizli bu soruda pas geçme hakkını kullanır.)

2.Panama şapkası hangi ülkede keşfedilmiştir ?
A)Brezilya
B)Şili
C)Panama
D)Ekvador

(Karedenizli seyircilerin yardınımını istemiştir)

3.Rusların bayramı olan ekim direnişi hangi aydadır ?
A)Ocak
B)Eylül
C)Ekim
D)Kasım

(Karedenizli Telefon hakkını kullanıyor başka karedenizliyi arıyor)

4.Kral GEORGE IV gerçek adı nedir ?
A)Albert
B)George
C)Manuel
D)Jonas

(Karedenizli iki şık götürme hakkını kullanıyor.)

5.Kanarya adlarının ismi hangi hayvandan gelmiştir ?
A)Kanarya
B)Kanguru
C)Fare
D)Fokbalığı

( Karedenizli yarışmadan çekiliyor.

Okurken güldüyseniz bide doğru cevaplara bi bakın.

1)100 yıl savaşları 116 yıl sürmüştür 1337 ile 1453 arası.

2)Panama şapkası Ekvador'da keşfedilmiştir.

3)Rus bayramı ^^Ekim Direnişi^^ 7 kasımda kutlanır.

4)Kral IV. GEORGE asıl adı Alberttir.Kral 1936 yılında ismni değiştrmiştir.

5)Kanarya adalarının latince ismi ''Fokların'' adasıdır ve bu isim fok balığından gelmiştir.

CASUA
17-05-2011, 22:50
Temel ile Dursun çocukluk arkadasıdır…
60lı yaslarda birgün Dursun Temele akşam yemeğine gitmiş.
Temel karısıyla hep aşkım hayatım gibi sözlerle hitap ediyormuş…
Dursun ise bu yıllardır süren aşkı hayretle izliyormus.
Temelin eşinin olmadığı bi ara dursun temelin kulağına eğilerek :
- ya Temel demiş yaş 60 küsür yıldır hala karına aşkım canım diyorsun ne güzel anlasıyorsunuz demiş…
Temelde Dursuna dönerek :
- ula çaktırma karımın adını unuttum demiş.

Sessiz
18-05-2011, 11:04
Güzel :)

DeDeLi
27-09-2011, 19:08
‎80 yaşındaki dede eşine
-Gençliğimizdeki flört günlerimizi hatırlıyormusun ? demiş.
Nenede
-Evet çok özledim. Diyince dede
-yarın ilk bulıştuğumuz yerde buluşup sevgiliyken yaptığımız şeyleri yapalım.Demiş
..Dede süslenmiş,püslenmiş buluşma yerinde saatlerce beklemiş ama bakmış nene yok.Eve gelince bi bakmış nene ağlıyor
-Ne oldu ? Demiş
Nenede
-Ne olacak aşkım annem yollamadı demiş:))

LuckyBlood
27-09-2011, 19:19
‎2 sevgili varmış
Çok severlermiş birbirlerini
oğlan askere gitmiş
O askerdeyken kız başka birine aşık olmuş
bunu mektupla anlatmak zorunda kalmış
"Sen askerdeyken ben başkasına aşık oldum,
Kusura bakma sende olan fotoğraflarımı
gönder"
Asker mektubu okumuş,
intkam alcak ya.!
Bölükteki askerlerden ne kadar kız resmi varsa toplamış
zarfa koymuş ve şöyle yazmış:
"kusura bakma sen hangisiydin seçemedim
kendi resmini al diğerlerini geri yolla"

IPeder
15-10-2011, 15:37
Tükürük Şampiyonu;
Temel Almanya'ya işçi olarak çalışmaya gider. Uçaktaki koltuğunun hemen yanında dünya tükürük şampiyonu oturmaktadır. Adam bir tükürür ve tükürük Temelin kulağının yanından mermi gibi geçer.
- Adam: "Ben 96 olimpiyatları dünya şampiyonu Almanya'dan Hans" der. Temel tabi şaşırır. Bir müddet sonra adam bir daha tükürür ve tükürük Temelin kafasını sıyırarak gider.
-Hans: "Ben 2000 dünya tükürük şampiyonu hans"der. Temel artık dayanamaz ve Hans'ın suratının ortasına tükürür.
-Temel: "Daha acemiyim." der.

IPeder
19-10-2011, 17:41
Anne Melekler Uçarmı?

- Uçar.
- Bütün melekler mi?
- Evet.
- Peki bizim hizmetçi kız neden uçmuyor?
Annesi şaşırır:
- Hizmetçi neden uçacakmış kızım?
- Babam konusurken ona hep "Melegim!" diyor da.
Anne öfkeyle fırlar:
- Ya öyle mi, o halde az sonra hemen uçar.

IPeder
25-10-2011, 17:04
Milyoner Koca
Adam elindeki son 500 dolarla kumar oynamaya karar verir ve LasVegas'ın yolunu tutar... Ve inanılmaz bir talih; tam 3 milyon dolar kazanır. Hemen otel yönetiminin kendisine tahsis ettiği kral dairesine çıkar ve karısına telefon eder:
- "Hayatim, evde misin?"
- "Evet kocacığım."
- "İyi. Hemen hazırlan o zaman. Çabuk bavulunu hazırla. Kumarhanede tam 3 milyon dolar kazandım."
- Kadın sevinç dolu bir çığlık atar “Ayyyyyyyyyyy harikasın!! Hemen hazırlanıyorum.. Peki ama nereye?? Paris?; Karayipler?; Acapulco?; Guney Amerika?..."
- Adam cevap verir: “ Umurumda değil. Sadece eve döndüğümde çoktan gitmiş ol.”

IPeder
27-10-2011, 23:36
Baba Tavsiyesi :)
Ali babasına sormuş;:
- Baba ben nasıl dünyaya geldim?
-Gece annenle yatamaya gittiğimizde yatağın çevresine şeker koyduk sabah sen gelmiştin.Bu fikir Ali'nin ilgisini çekmiş ve denemeye karar vermiş.Yatarken yatağının çevresine şeker koymuş.Sabah bütün böcekler,karıncalar yatağın çevresindeymiş.
Ali:
- Ulan demiş şimdi size elimin tersiyle bir korum,ama baba yüreği...

WaGrAnT
10-11-2011, 19:23
KÜÇÜK KIZDAN MUHTEŞEM KAPAK..!
Küçük bir kız öğretmeni ile yunuslar hakkında konuşuyordu. Öğretmen bir yunusun insanı yutmasının fiziksel olarak imkânsız olduğunu söyledi, çünkü yunusun boğazı çok küçüktür. Küçük kız “Yunus peygamberi”bir yunusun yuttuğunu söyledi, sinirlenen öğretmen yunusun insanı yutamayacağını tekrarladı, bu imkânsızdı.

Küçük kız şöyle dedi:�

“Cennete gittiğim zaman Hz. Yunus’a soracağım.”

Öğretmen “Ya Hz. Yunus cehenneme gittiyse” diye yanıtladı.

Küçük kız ” O zaman siz sorarsınız hocam” dedi. :D:D:D

Ogzhnozcn
25-03-2012, 00:17
Bir gün Nasreddin Hoca ve arkadaşları iddiaya tutuşmuşlar. Eğer Hoca karanlık ve soğuk bir gecede, sabaha kadar köy meydanında bekleyebilirse arkadaşları ona güzel bir ziyafet çekecekmiş. Şayet bunu beceremezse o, arkadaşlarına ziyafet çekecek. Kararlaştırılan gün Hoca meydanın ortasında, sabaha kadar tir, tir titreyerek beklemiş. Sonra yanına gelenlere :
- Tamam demiş. İddiayı kazandım.
- Ne oldu ne yaptın demişler.
- Bekledim sabaha kadar demiş.
- Hayır demişler. Sen uzaktaki bir mum ışığı ile ısınmışsın. İddiayı kaybettin! Ziyafetimizi hazırla. Hoca çaresiz kabul etmiş. Ziyafet vakti kocaman bir kazanın altına minicik bir mum koymuş. Güya yemek pişirecek.
- Ne yapıyorsun? demişler. Kıs, kıs gülerek cevap vermiş :
- Bu mum sıcağıyla size yemek pişireceğim arkadaşlar. Uzaktaki bir mum ışığıyla ben nasıl ısındıysam, bu kazandaki yemek de öyle pişecek!...

Ogzhnozcn
28-03-2012, 15:37
temel paraşüt satıyormuş. bir müşteri gelmiş:


“beyefendi bu paraşütle 40000 fitten atladık diyelim.”

“evet.”

“açılmazsa ne olacak?”

“1.düğmeye bas açılır.”

“ya açılmazsa?”

“2.düğmeye bas açılır.”

“ya açılmazsa?”

“kardeşim 3. düğmeye bas kesin açılır.”

“tamam beyfendi 3. düğmede de açılmadı, ne olacak?”

“2 yıl garantisi var, getir değiştiririz.”

mscankat
28-03-2012, 21:59
Bir laz hep diyomuş ki çevresine, “ben bak hastayım, ben hastayım, ben hastayım” diyomuş, kimse dinlemiyomuş kendisini. “ben hastayım, ben ölücem, bana bakın” filan…
sonra demiş, “ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın” demiş. mezar taşına yazmışlar: demiş ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız, bak noldu şimdi? :)


Sent from my iPod touch using Tapatalk

davaro
31-03-2012, 14:10
Bir laz hep diyomuş ki çevresine, “ben bak hastayım, ben hastayım, ben hastayım” diyomuş, kimse dinlemiyomuş kendisini. “ben hastayım, ben ölücem, bana bakın” filan…
sonra demiş, “ben ölürsem mezar taşıma böyle yazın” demiş. mezar taşına yazmışlar: demiş ben hastayım dedim dedim bana inanmadınız, bak noldu şimdi? :)


Sent from my iPod touch using Tapatalk

ııı, anlamadım? [:D]

lavetera
31-03-2012, 14:41
ııı, anlamadım? [:D]


http://youtu.be/IkOFkDTKOzg

davaro
31-03-2012, 15:03
http://youtu.be/IkOFkDTKOzg

biliyorum canim bilmez miyim? :D

Ogzhnozcn
14-04-2012, 19:39
1-Cemal ile Temel askerde beraber nöbet tutarlarken, komutanları bir bakmış
Cemalin elinde bir mektup, okuyor.- N'apıyorsunuz, demiş.Temel:
- Sevculumden mektup celdi. Okuma yazma pilmem, Cemal okuyo pağa.
- Peki Cemal'in kulaklarındaki pamuk ne?Temel:- Mektubu tuymasin diye....




2-Bir gün çok zengin bir adam bir yarışma düzenlemiş ve bir havuza bütün tehlikeli deniz yaratıklarından koymuş . Bu yarışmaya da Türkiye'den Temel,bir fransız bir ingiliz gitmiş.Bu zengin adam demiş ki bu havuzun bir tarafından diğer tarafına yüzene 1.000.000$ vereceyim.Hiç kimse kabul etmemiş bu sefer adam yat vereceyi...m, kat vereceyim,ev vereceyim ,kadın vereceyim falan ama yinede hiç kimse kabul etmemiş bunun üzerine adam İbne vereceyim demiş, o anda Temel atlamış havuza yüzmüş karşı taraftan çıkmış herkez şaşırmış ama Temel çıkar çıkmaz nerde o ibne diye bağırmış.Bunun üzerine ev sahibi Beyefendi ne kadar sabırsızsınız deyince Temel cevabı yapıştırmış. -"Sizin vereceğiniz değil beni suya iten arıyorum.

Ogzhnozcn
17-04-2012, 11:26
Gazetecinin biri, bir köyü gezerken, bağlı olduğu değirmeni döndüren bir eşek görmüş.
Yanındaki köylüye sormuş; Bu eşeğin boynundaki zil ne işe yarıyor ?
Efendim, demiş köylü, o zil sustuğunda eşeğin durduğunu anlıyorum. Müdahale edince tekrar harekete başlıyor.
Akıllıca ,demiş Gazeteci peki eşek olduğu yerde durupta başını sağa sola sallarsa nereden anlayacaksın durduğunu?
Anlayamam ama, ne gezer efendim sizin gibi akıllı eşek buralarda…

ankarag3lü
25-04-2012, 16:25
Adam karısının kedisinden o kadar nefret ediyormus ki, ne yapıp yapıp ondan kurtulmanın yollarını düşünüyormuş.. Sonunda bir sabah kediyi arabaya attığı gibi evlerinin 20 blok otesinde bi sokağa götürmüş, onu orda bırakıp doğru işe gitmiş. Aynı akşam işten eve gelmiş bir bakmış kedi evin bahcesinde karısıyla oynuyor, kadın neşe içinde "ayy bütün gün onu aradım, ama akşam üstü bir baktım gelivermiş, evin yolunu nasıl da bulurmuş benim akıllı kedim." Adam tabi çok bozulmuş ama belli etmemiş.. Ertesi sabah yine kediyi arabasına atmış, bu sefer evin 40 blok otesinde bi sokağa götürüp bırakmış yine işe gitmiş, akşam işten eve gelmiş bir de ne görsün kedi salonda yine karısıyla yerlerde yuvarlanıyor.. Ertesi gün adam kediyi 60 blok oteye bırakmış, akşam gelmiş yine kedi evde.. Sonraki gun 70 blok öteye bırakmış, aksam kedi yine evde.. Adam artık ertesi sabah kediyi arabaya koymuş, 90 blok oteye gitmiş.. Ordan köprü yoluna girmiş, ilk çıkıştan sağa dönmüş, ordan tekrar sağa dönmüş, gitmiş gitmiş, bir 20 blok daha uzağa gitmiş, sola dönmüş, biraz daha gitmiş, ve kediyi orda arabadan atmış. Saatler sonra evin telefonu calmış, adam karısını arıyor: - "Hayatım, kedi orda mı?" - "Evet.. neden sordun?" - "Şunu telefona bir çağırsana... kayboldum..!"

erbuls
28-12-2012, 20:06
......:::::::::MOTOR:::::::......

Dünyanın en ünlü kalp doktoru De Bakey ın arabası bozulmuş, arabasını tamire götürmüş. Tamirci arabasının kaputunu açmış ve De Bakey e dönerek: - "Size birşey soracağım neredeyse ben ve siz aynı işleri yapıyoruz. Mesela ben şimdi itina ile kaputu açacağım bir bakışta problemin nerde olduğunu anlayacağım, kapakçıkları temizleyeceğim, gerekirse kabloları, motor yağını değiştireceğim, hatta çok gerekli ise motoru çıkarıp yerine yenisini takacağım!!. Söylesenize nasıl oluyorda siz milyon dolarlar kazanıyorsunuz ama ben meteliğe kurşun atıyorum?" Bunun üzerine De Bakey tamircinin kulağına eğilmiş ve şöyle demiş: - "BUNLARIN HEPSİNİ MOTOR ÇALIŞIYORKEN YAPMAYI DENESENİZE!!!"